Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Maksat Muhabbet Olsun

"Ne ekmek pamuk gibi yumuşak, ne herkes kahraman, ne dostlar vefalı her zaman"   Yukarıdaki dizeler Nazım Hikmet'in 1955 yılında yazdığı 'yapıcılar' şiirinden. Fakat nasıl olduysa şiire ait olmayan şu dizeler de şiire eklenmiş; "dostlarım, çay olsun demli olmasa da olur/ siz olun çay olmasa da olur". Edebiyattan anlayanlar, bu konuya gönül vermişler şiirin veya herhangi bir metnin yazara ait olup olmadığını o yazarın yazım tarzından, üslubundan anlarlar. Nazım'a ait değilse bile bu dizeler, içten bir çağrının tezahürüdür. "Dostlarım, çay olsun demli olmasa da olur/ siz olun çay olmasa da olur." Buradaki sıcaklık çaydan dostluğa geçen bir sıcaklıktır. Çok sade ve abartısızdır. Çay, kahve, dostluk ve muhabbet yan yana yakışan ve sıklıkla beraber anılan kelimelerdir.   Çay içeceğinin ilk çağrışım yaptığı şey nedir? Muhabbettir, sohbettir. Kahve de öyledir hatırlı içecektir. Kırk yıl hatır vardır bir fincanında. Çaysız, kahvesiz  muhabbet düşünülemez. Ebedî dostluklar kurulamaz. Ruhumuzu ısıtan şu söze bakınız! " Gönül ne kahve ister ne kahvehane/ Gönül muhabbet ister kahve bahane".   Muhabbetin bahanesidir çaylar kahveler. 'Çay içmeye beklerim' cümlesi sohbet etmek isteğinin davetidir aslında. Tekrar görüşelim, konuşalım demektir. Muhabbet gönlü hoş insanlarla yapılır. Gönlü kara insanlarla muhabbet yapamazsınız. Gönlü hoş olmayan ne kahve tanır ne de hatır.    Muhabbet sohbeti, konuşmayı, söyleşiyi kapsar ama her konuşma, söyleşi muhabbet değildir. Muhabbette sıcak, ince, samimi, sahici bir hava vardır. Konuşmada, söyleşide kavga, gürültü, tartışma yaşanabilir ama muhabbet kötülük, kabalık içermez. Güzellik, hoşluk eşliğinde ilerler..   Muhabbet gönül işidir. Gönülsüz muhabbet amacına ulaşmaz. Ünlü türkümüz de "gönül gel seninle muhabbet edelim" diye başlamaz mı? Gönül sözcüğü o denli yerlidir ki. O denli buralara aittir ki. Batı dillerinde bir karşılığı yoktur mesela. Gönülden gelenin bir de 'canı gönülden' geleni vardır ki of of hiç tercümesi yoktur. Yaşayanlar, hissedenler bilirler sadece. Çayın, kahvenin, dostluğun, muhabbetin yanına bir de gönülü koyarsanız yenilmez beşli armada olur.    Muhabbet de gönül kadar buralara aittir. Başka diyarlarda pek göremezsiniz. Hiçbir iletişim yüz yüze yapılan muhabbet kadar tad vermez. Günümüzde cep telefonları mesela, binbir türlü iletişim imkânı sunar. Ama gel gör ki muhabbetin yerini asla tutmaz. Yoğun telefon trafiği yaptığınız birini mutlaka yüz yüze muhabbete davet edersiniz ki aradaki hasret, ihtiyaç dinsin. Bir çay içimi zaman aralığı yeter de artar, içini dökmek için. Sen çay içerken, diğeri hemencecik döker içini.   Dedik ya muhabbet hep iyilik, güzellik, dostluk getirir. Onun içindir ki muhabbete  yapılan her ekleme sürekli, o geniş olumlu daire içinde kalır. Muhabbetli olmak, sevgi dolu olmak demektir. Karacaoğlan ta dört asır önceden "Gelip oturalım edepli uslu/ ikimiz arası pek muhabbetlü" demiştir. İnsanın muhabbeti sevdiklerinedir, sevgi beslediklerinedir. Muhabbet besleyen dosttur. Yanlış beklenmez.    Ama tabii insan bünyesinde sadece olumlu, güzel şeyler yoktur. Her an her şeye hazırlıklı olmakta beklenmelidir. İnsanın bulunduğu hiçbir yer dikensiz gül bahçesi değildir elbette. Kırılmak, gönül koymakta vardır. Vefasızlık beklenir mi dost olandan? Beklenmesine beklenmez ama o da vardır işte. Ne ekmek pamuk gibi yumuşaktır. Ne herkes kahramandır. Ne dostlar vefalıdır her zaman.
Ekleme Tarihi: 01 Mart 2025 - Cumartesi

Maksat Muhabbet Olsun

"Ne ekmek pamuk gibi yumuşak, ne herkes kahraman, ne dostlar vefalı her zaman"

  Yukarıdaki dizeler Nazım Hikmet'in 1955 yılında yazdığı 'yapıcılar' şiirinden. Fakat nasıl olduysa şiire ait olmayan şu dizeler de şiire eklenmiş; "dostlarım, çay olsun demli olmasa da olur/ siz olun çay olmasa da olur". Edebiyattan anlayanlar, bu konuya gönül vermişler şiirin veya herhangi bir metnin yazara ait olup olmadığını o yazarın yazım tarzından, üslubundan anlarlar. Nazım'a ait değilse bile bu dizeler, içten bir çağrının tezahürüdür. "Dostlarım, çay olsun demli olmasa da olur/ siz olun çay olmasa da olur." Buradaki sıcaklık çaydan dostluğa geçen bir sıcaklıktır. Çok sade ve abartısızdır. Çay, kahve, dostluk ve muhabbet yan yana yakışan ve sıklıkla beraber anılan kelimelerdir.
  Çay içeceğinin ilk çağrışım yaptığı şey nedir? Muhabbettir, sohbettir. Kahve de öyledir hatırlı içecektir. Kırk yıl hatır vardır bir fincanında. Çaysız, kahvesiz  muhabbet düşünülemez. Ebedî dostluklar kurulamaz. Ruhumuzu ısıtan şu söze bakınız! " Gönül ne kahve ister ne kahvehane/ Gönül muhabbet ister kahve bahane".
  Muhabbetin bahanesidir çaylar kahveler. 'Çay içmeye beklerim' cümlesi sohbet etmek isteğinin davetidir aslında. Tekrar görüşelim, konuşalım demektir. Muhabbet gönlü hoş insanlarla yapılır. Gönlü kara insanlarla muhabbet yapamazsınız. Gönlü hoş olmayan ne kahve tanır ne de hatır. 
  Muhabbet sohbeti, konuşmayı, söyleşiyi kapsar ama her konuşma, söyleşi muhabbet değildir. Muhabbette sıcak, ince, samimi, sahici bir hava vardır. Konuşmada, söyleşide kavga, gürültü, tartışma yaşanabilir ama muhabbet kötülük, kabalık içermez. Güzellik, hoşluk eşliğinde ilerler..
  Muhabbet gönül işidir. Gönülsüz muhabbet amacına ulaşmaz. Ünlü türkümüz de "gönül gel seninle muhabbet edelim" diye başlamaz mı? Gönül sözcüğü o denli yerlidir ki. O denli buralara aittir ki. Batı dillerinde bir karşılığı yoktur mesela. Gönülden gelenin bir de 'canı gönülden' geleni vardır ki of of hiç tercümesi yoktur. Yaşayanlar, hissedenler bilirler sadece. Çayın, kahvenin, dostluğun, muhabbetin yanına bir de gönülü koyarsanız yenilmez beşli armada olur. 
  Muhabbet de gönül kadar buralara aittir. Başka diyarlarda pek göremezsiniz. Hiçbir iletişim yüz yüze yapılan muhabbet kadar tad vermez. Günümüzde cep telefonları mesela, binbir türlü iletişim imkânı sunar. Ama gel gör ki muhabbetin yerini asla tutmaz. Yoğun telefon trafiği yaptığınız birini mutlaka yüz yüze muhabbete davet edersiniz ki aradaki hasret, ihtiyaç dinsin. Bir çay içimi zaman aralığı yeter de artar, içini dökmek için. Sen çay içerken, diğeri hemencecik döker içini.
  Dedik ya muhabbet hep iyilik, güzellik, dostluk getirir. Onun içindir ki muhabbete  yapılan her ekleme sürekli, o geniş olumlu daire içinde kalır. Muhabbetli olmak, sevgi dolu olmak demektir. Karacaoğlan ta dört asır önceden "Gelip oturalım edepli uslu/ ikimiz arası pek muhabbetlü" demiştir. İnsanın muhabbeti sevdiklerinedir, sevgi beslediklerinedir. Muhabbet besleyen dosttur. Yanlış beklenmez. 
  Ama tabii insan bünyesinde sadece olumlu, güzel şeyler yoktur. Her an her şeye hazırlıklı olmakta beklenmelidir. İnsanın bulunduğu hiçbir yer dikensiz gül bahçesi değildir elbette. Kırılmak, gönül koymakta vardır. Vefasızlık beklenir mi dost olandan? Beklenmesine beklenmez ama o da vardır işte. Ne ekmek pamuk gibi yumuşaktır. Ne herkes kahramandır. Ne dostlar vefalıdır her zaman.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.