Covid-19 virüsünün dünyayı esir almasıyla yayılan küresel salgın tüm insanlığı tehdit etmekle kalmadı, ekonominin duran çarkları, yayılan işsizlik ve pek çok alanda faaliyet gösteren işletmelerin o işletmelerde çalışanların hayatlarını sürdürmelerini ciddi anlamda zorladı…
Ülke yönetimleri ortaya çıkan sorunlarla baş etmek ve vatandaşların bir nebze nefes almasını kolaylaştırmak için bugüne kadar eşi görülmemiş yardım paketleri açtı…
Bir önceki makalede 21 trilyonluk Gayri Safi Milli Hasıla’ ya sahip Amerika Birleşik Devletlerinin 5 trilyon dolara yaklaşan büyük kısmı da sosyal yardımlardan oluşan paketleri devreye soktuğunu veriler ışığında ele almaya çalıştım…
ABD GSMH’ nin dörtte biri tutarında paketler açıklarken Türkiye’ nin, büyük kısmı da yardımdan çok borç faizlerini düşürme, erteleme gibisinden geçici önlemlerden ibaret 15 milyar dolarlık bir paketle yetinmek zorunda kaldığına dikkat çekerken iki uç örnek yanında Japonya’ nın kendisine özgü durumunu bu makaleye bırakmıştım…
Japonya’ nın pandemi dönemi gerçekten dikkatle izlenmesi gereken detaylar içermekte…
2020 Mart ayında tüm dünya hızla kapanmaya başlayıp ekonomi çarkları durma noktasına gelince yeterince rezerve sahip diğer gelişmiş ülke yönetimleri gibi Japonya’ da vatandaşlarını rahatlatacak destek önlemlerini peş peşe uygulamaya soktu.
2020 Nisan ayında dönemin Abe Hükümeti tüm vatandaşları kapsayan toplam 424 milyar dolarlık yardım paketini devreye soktu…
Abe 8 yılın sonunda ve biraz da salgınla ağırlaşan koşulların gölgesinde bozulan sağlığını gerekçe göstererek Ağustos 2020’ de Başbakanlığı bırakacağını ve siyasetten çekileceğini duyurdu.
Eylül 2020’ de yerine gelen Suga ve yönetimi bu kez ağırlıklı olarak küçük ve orta boy işletmelere yönelik 350 milyar dolar tutarında bir yardım paketini devreye soktu…
Ancak Suga’ nın başbakanlık dönemi uzun sürmedi. Bir yılı doldurmadan o da Abe gibi çekilme kararı aldı…
Her ne kadar kendisi istifasını partisindeki liderlik yarışına bağlasa da, tarafsız gözlemciler ülkenin erken seçime gitmesinde en önemli faktörün pandemi sürecinin ve özellikle de son dönem ortaya çıkan salgının yeni versiyonu Delta varyantı’ nın iyi yönetilmemesine bağlıyor…
Japonya böylesi atmosfer altında 29 Eylül 2021’ de gidilen seçimleri, Abe, Suga gibi liderler gibi Liberal Demokrat Parti’ ye mensup deneyimli bir başka isim, geçmiş hükümetlerin Başbakanlıktan sonraki en önemli koltuğu sayılan dış İşleri Bakanlığı görevini üstlenen Kişida kazandı…
Kişida’ nın seçim kampanyası boyunca Suga’ nın ekonomi politikalarını eleştirdi ve halka yansımayan paketler yerine orta direği ayağa kaldıracak kaynak aktarımını savundu…
Kişida’ ya göre; Covid-19 ile baş etmenin yolunun ekonomiyi canlandırmaktan ve bunun için de bir teşvik paketi açıklamaktan geçiyordu…
Vaatler etkili oldu.
29 Eylül 2021 günü yapılan seçimleri Kişida kazandı ve hemen ardından kapsamlı teşvik paketi için kolları sıvadı…
Açıkladığı 55,7 trilyon Yen tutarındaki (488 milyar dolar) yardım paketi ülkenin yıllık Gayri Safi Milli Hasılasının yüzde 10’ una eş ve bugüne kadar Japonya’ nın eşine rastlamadığı büyüklükte…
Ülkenin son 18 aya sığdırılan, Abe, suga ve son olarak Kişida öncülüğündeki 3 paketin 1 trilyon 262 milyar dolara (Abe 424+ Suga 350+ Kişida 488 milyar dolar) ulaşacağı görülüyor ve dünyayı biraz da bizi asıl ilgilendiren tartışma tam burada başlıyor:
Japonya gibi gelişmiş, refah olarak dünyaya örnek gösterilen bir ülke GSMH’ nin dörtte birini son pandemi yaralarını sarmak amacıyla yeniden halka aktarmasına rağmen neden ekonomiyi canlandıramıyor?
Dünyanın diğer ucunda ABD benzer biçim ve orandaki üç paketle tüketimi hızlandırıp ekonomiyi canlandırır, işsizliği de pandemi öncesi döneme düşürürken Japonya neden o çok istenen ivmeyi yakalayamıyor?
Aslında Japonya’ da yapısal sorunlar pandemi ile başlamış değil..
2012’ de GSMH’ nın 6 trilyon 272 milyar dolara ulaşmasıyla büyüme zirve yapıyor.. *
Sonrası ise durgunluk hatta küçülme…
Tüm dünyada enflasyon az veya çok artarken Japonya 2015’ teki istisna dışında 26 yıldır negatif denecek enflasyonun yol açtığı durgunluktan diğer ifadeyle deflasyondan muzdarip…
Şirketler ithal ettikleri ham maddelerin fiyatı dünyada artsa da ürettikleri ürünlere bu artışları talep daralması nedeniyle yıllardır yansıtamıyor…
Enerji fiyatlarından önemli tüketim mallarına, sebze meyve fiyatlarından ulaşıma kadar fiyatlar artmıyor aksine azalıyor…
Örneğin halkın giderleri arasında önemli yer tutan cep telefon faturalarının son dönemde yüzde 28 düşmesi çarpıcı bir örnek…
Faizler negatif olmasına rağmen halk yıllardır bir türlü tüketime yönelmiyor..
Tasarruf oranları yüzde 30 gibi akıl almaz seviyede ama dayanıklı tüketim oranları sekiz yıldır kıpırdamıyor…
Abe ve Suga’ nın başaramadığı durgunluğu biraz da pandemi vesilesiyle aşma çabalarında şimdi sıra Kişida’ ya geldi..
Aralık ayında Japonya parlamentosunda görüşülecek ek bütçeyle sağlanacak teşvikler, refahın tüm halk kesimlerine, tabana yayılması bakımından tüm dünyada izlenmesi, üzerinde tartışılması gereken önemde…
Ana başlıklarıyla özetleyeyim:
Anne ve babadan her hangi birinin yıllık geliri 9,6 milyon yen (84 bin dolar) ve altındaysa ailenin 18 yaşından küçük her çocuğuna 50 bin yen (438 dolar) nakit ve 100 bin yen (877 dolar) kuponla olmak üzere 150 bin yen (1315 dolar) ödeme yapılacak…
Sadece bu ödeme ile toplam 17,5 milyar dolar kaynağın 18 yaş ve altı gençlerle çocuklara aktarılarak harcama yapmaları hedefleniyor ancak uzmanlar bu desteğin beklentileri karşılayacağına şüpheyle yaklaşıyor…
Haksız da sayılmazlar, çünkü Abe döneminde benzer bir paketle 15 yaş ve üstü herkese dağıtılan 100 bin yen (877 dolar) nakit para tüketim yerine yeniden tasarruf olarak bankalara döndü ve ekonomiyi canlandırma girişimi akim kaldı…
Yeni paket amaçlanan beklentiyi karşılayacak mı?
Sanırım aynı yöntemi defalarca deneyerek farklı sonuca ulaşılmayacağını görmek için siyasetçi olmak gerekiyor ve Japonya bu alanda dünyada hayli marjinal bir rol model görünümünde…
*
Yıl |
GSMH (trilyon dolar) |
enflasyon |
2012 |
6,272 |
-0,76 |
2013 |
5,212 |
-0,35 |
2014 |
4,897 |
1,06 |
2018 |
5,037 |
0,000 |
2019 |
5,149 |
0,6 |
2020 |
4,975 |
0,49 |
(Dünya Bankası verileri)