31 Mart seçimlerinin üzerinden bir ay geçti…
İstanbul' da bugüne kadar rastlanmayan tartışmalara tanık olsak ta, diğer kentlerde yeni başkanlar makamlarına oturdular, kimisi tebrikleri kabul etmekle meşgul, kimisi de kolları sıvayıp işe koyuldu bile…
Yeni başkanlar AK Parti iktidarına mensup olsalar da işlerin geçmişten farklı yürüyeceğini ülkenin içinden geçmekte olduğu ve ne zaman biteceği de meçhul kriz yeterince anlatıyor zaten…
Gerçekten de, son Kızılcahamam toplantısına katılan belediye başkanlarına Erdoğan "yeni projelere başlamayın, 40' ın altında gerçekleşmiş projeleri durdurun, önceliği 70' in üstündeki projelere verin" dedi…
Bunun anlamı; kemer sıkmanın bugüne kadar bir elleri yağda, bir elleri balda yıllardır har vurup, harman savuran iktidarın gölgesindeki yerel yönetimlerin de bundan böyle ayaklarını yorganlarına göre uzatmaları gerekeceği gerçeğidir.
İktidardan güç ve ekonomik destek alan belediyeler bile kemer sıkacaksa, muhalefetin yönetimine geçmiş belediyelerin bugünden yarına karşılaşacakları tabloyu tahmin etmek zor olmasa gerek…
Üstelik pek çok metropolde olduğu gibi Mersin Büyükşehir Belediyesi başkanlık anlamında CHP' li bir isme emanet edilse de, MHP-AKP ittifakı Büyükşehir Meclisinde ezici çoğunluğa sahip..
Başkanların geçmişte bazen kolay bazen de gizli, açık çeşitli ödünler karşılığı da olsa Meclislerden aldıkları borçlanma yetkisi başta olmak üzere gerek komisyonlardan gerekse Belediye encümenlerinden karar çıkarmaları ve bunu da azınlıkta oldukları Büyükşehir Meclisinden geçirmeleri ülkedeki genel hava değişmediği sürece 'deveye hendek atlatmak' kadar zor…
Zor çünkü özellikle Erdoğan' ın belirlediği oyun alanı içinde 'topal ördek' olarak tanımladığı muhalefete mensup Belediye Başkanlarına ekonomik anlamda Ankara' da elinde tuttuğu para musluğunu kontrol etme ve yerelde Meclis çoğunluğunun Başkanların ayaklarına kelepçe vurma konusunda üzerlerine düşeni fazlasıyla yapacağı gün itibariyle konjonktürel gerçek…
Daha İstanbul seçimi YSK tarafından yasal anlamda sonuçlandırılmamışken ve diğer Büyükşehir Belediyelerinde yeni başkanlar koltuklarına ısınmamışken, Ulaştırma Bakanlığının finansman sağladığı ve yapımını üstlendiği metrolardan kaynaklı borçları Büyükşehir Belediyelerinden tahsil yoluna gideceği ve bu amaçla vergi paylarından belediyelere düşen paylardan her ay 5 kesinti yapılacağına dair 1 Mayıs 2019 günü resmi gazetede yayınlanan kararname yeni döneme ilişkin işaret fişeklerinden sadece biridir.
YSK' dan İstanbul seçimlerinin yenilenme kararı çıkarsa, aradan geçecek zaman içinde her türlü sürprize de hazır olmamız gereği ortada…
Genel tabloyu ve bu genelin yerele yansımalarını özetledikten sonra gelelim Mersin Büyükşehir Belediyesinin serencamına…
Bir başka ifadeyle CHP adayı Seçer' in, eski başkan Kocamaz' dan devraldığı Belediyenin karnesine…
Aslında Belediyenin ekonomik durumunu yıllardır kamuya açık bütçe tablolarından, Sayıştay denetiminden geçmiş denetleme raporlarından zaten görüyorduk…
Ama koltuğa oturduktan sonra çiçeği burnundaki yeni Başkanın ortaya koyduğu 1 Nisan 2019 itibariyle mevcut durumu anlatan açıklamaları durumun sanılandan çok daha kötü olduğunu, deyim yerindeyse "iflasın eşiğine gelmiş bir belediye gerçeğini' gözlerimizin önüne sermesi bakımından çarpıcı oldu…
Rakamlara boğmak niyetinde değilim.
O nedenle çok daha somut ve akıllarda kalacak biçimde özetlemeye çalışacağım tabloyu ama bir sonraki makale konusu olsun…