Tevfik Sırrı Gür stadının tapusu 2008' de Beden Terbiyesi tarafından TOKİ' ye devredilirken bu kentte kimse sesini çıkarmadı.
2008-2009' da defalarca konuyu kaleme aldım, Mersin' e damgasını vurmuş ve hafızalara kazınmış konumuyla deniz kenarındaki bu stadın korunması gerektiğini, kaldı ki kentin yeni stadyumlara ihtiyacı olmadığını dile getirirken de kimsenin kılı kıpırdamadı.
O arada, Akdeniz Oyunlarına yetiştirilsin diye ortalama maliyetlerin hayli üstünde fiyatlarla yeni Stadyum inşasına apar topar başlandı. Üstlenici firmanın iflasıyla bir başka (sonradan İstanbul yeni havalimanı da dahil pek çok projede karşımıza çıkacak 3 büyük! müteahhitten biriydi) firma işi bitirmek üzere davet edildi. Akıl almaz fiyat farkıyla iş ona verildi.
Akdeniz oyunları yeni stadyumda yapıldı ama açılış dahil etkinlikler Gezi olaylarıyla aynı günlere denk geldiği için Mersin ne o yeni stadyuma doğru dürüst gidebildi ne de etkinliklere kentin katılımı sağlanabildi.
Derken stadyumun etkin olarak kullanılmasında en önemli lokomotif olan Mersin İdmanyurdu gözlerimizin önünde gün be gün eridi, sonunda da kaybolup gitti. Mersin İdmanyurdu olmayınca stadyumu kim ne yapsın?
Şimdi otoban kenarında ölüm sessizliğine bürünmüş bir halde, ne olacağını kimselerin de bilemediği bir halde duruyor onca milli servetin aktarıldığı tesis…
Tevfik Sırrı Gür stadyumuna gelince…
TOKİ, yeni stadyuma gömdüğü parayı çıkarmak için deniz kenarında ve kentin konum itibariyle en değerli arazisi sayılan TSG stadyumuyla ilgili imar değişikliğini kent dinamiklerinden habersiz ve belediyeleri de devre dışı bırakarak doğrudan Şehircilik Bakanlığından geçirdi. 2012 itibariyle TSG arazisinin üstüne Alış Veriş Kompleksi ve benzeri ticari alanlar kondurmak için hiçbir yasal engel kalmamıştı. Belediyelere sadece bilgi verilirken de bu garibanın kaleme aldığı uyarıcı makaleler ve Büyükşehir Kent Konseyince yayınlanan bildiri dışında kimse parmağını oynatmadı…
Öneri olarak benzer süreci yaşayan Gaziantep' in eski stadı olan ve yenisi karşılığında tıpkı Mersin gibi TOKİ' ye devredilen Kamil Ocak Stadyumu için Gaziantep BŞ belediyesinin bulduğu çözümün Mersin için de uygulanmasıydı. O çözüm ise kısaca eski stadyumun kent meydanı ve parkı yapılması amacıyla Belediyeye devri karşılığında belediyenin de aynı miktar ve değerde bir başka araziyi TOKİ' ye vermesi karşılıklı bir takas işlemiydi..
Süreç içinde takas gerçekleşmedi ama TOKİ' de ne Mersin ne Antep' te mülkiyeti kendisine geçen arazilere dokunmadı…
Derken, Erdoğan siyaseten sıkıştığı 24 Haziran 2018 seçim kampanyasında 'Millet Bahçeleri' projesini ortaya attı. Buna göre TOKİ, elinde bulundurduğu veya uygun gördüğü kent alanlarına vatandaşın çay içeceği, 'yuvarlanacağı' bahçeler yapacaktı.
Tüm kentlerde uygun araziler bulmak için yola koyulan TOKİ, sıra Mersine geldiğinde fazla zorlanmadı. TSG stadyumu arazisi nasılsa elinin altındaydı. 2018 sonunda ülkenin 7 ayrı kentinde yapılacak Millet Bahçeleri için çıkılan zemin ve temel etüt projeleri ihalesinde Mersin TSG arazisi de yer aldı.
Buna göre 46.500 metrekare alan üzerinde 396 metrekarelik sosyal donatı mekanına sahip bahçe yapımı ihalesi 19.2.3019 günü yapılacaktı.
Bu arada TOKİ, üzerinde Millet Bahçesi yapılacak mevcut stadın yıkımını da başlattı, tüm Mersinlilerin gözü önünde kentin 60 yıllık ortak hafızasında yer etmiş stadyumu kepçelerle birkaç gün içinde dümdüz edildi. Cılız birkaç sesin 'bari kapalı tribüne dokunmayın, o tribün bahçe yapmanıza engel değil, aksine çeşitli etkinliklerde işe bile yarayabilir' önerisini duyan olmadı. Açıkçası başta Kent Konseyi olmak üzere kent dinamikleri de oralı olmadı.
Ancak ihale günü yaklaşırken, çok önemli bir gelişme yaşandı. Erdoğan iktidarının ekonomik kriz nedeniyle başlatılmamış tüm yatırımları durdurma kararına TOKİ de uydu. 11 Nisan günü stadyum arazisi üzerine yapılacak Millet Bahçesi ihalesini iptal etti.
İyi mi, kötü mü oldu? derseniz, Mersin için hayırlı oldu.
Hayırlı oldu çünkü, 50 dönümden küçük araziye yapılacak bir park Mersin' in yaralarına merhem olmaz ama, konumu itibariyle TSG arazisi öylesine önemli ki, geliştirilecek projeyle hem çok daha işlevsel hale getirilebilir hem de bugün üzerine ölü toprağı serpilmiş kent merkezinin canlandırılması amacıyla atılacak adımların mihenk taşı olabilir.
Şimdi bir anlığına gözlerinizi kapatıp; Müftü Deresinin denize ulaşan ağzından başlayarak, 2-3 km geriye doğru su sporları, yelkenliler vs amacıyla temizlenip düzenlendiğini, doğusundaki eski Kışla (Oyak' ın elinde tuttuğu arazi) batısındaki TSG stadyum alanı, ve bölgenin önünde uzanan Vakıf Tesisleri, orduevi, balıkçı barınağı ile birlikte bölgenin kapsamlı projeyle ele alındığını hayal edin. Buna, Balıkçı Barınağı yerine yapılacak Kruvaze rıhtımı ve çeşitli deniz ulaşım iskeleleriyle donatıldığını da düşündüğümüzde, Mersin' in görünümü değişmekle kalmaz. Kentin batısına sıkışan gece yaşamı ve çeşitli etkinlikler anlamında inanılmaz bir yeni bölge doğar. Böylece bölgenin ayağa kaldırılması kentin zenginleşmesine sunacağı katkı yanında, kendi kendini finanse edecek, hatta üstlenmesi halinde Büyükşehir Belediyesine maddi gelir sağlayacak altın yumurtlayan önemde bir proje çıkar karşımıza…
Zor mu?
Kararlı bir irade ve vizyoner bakışla çok kolay…
Önerdiğim boyutuyla projenin Mersine yapacağı katkıyı hayal edin.
O hayalin heyecanı bile uyutmamalı kimseyi…
Abdullah Ayan