Koronavirüs salgınının ne yöne doğru evrileceği konusunda önceki makalede üç senaryoya değinmiştim.
Ya aşı bulunacak, ya virüs mutasyona uğrayıp ölümcül olmaktan çıkacak, ikisinin gerçekleşmemesi halinde yeniden karantinalar eve kapanmalar bekleyecek bizi…
İşin ilginci aşı konusunda ülkelerin başındaki siyasetçiler hayli iyimser müjdeler verse de, bilim insanları temkinli hatta karamsar..
Eve kapanma ise ekonomilerin yıkımı demek..
Geriye virüsün mutasyona uğraması kalıyor ki, o da işin şansa kalması..
Virüs ölümcül özelliğini koruduğuna göre bugün alabileceğimiz en somut tedbir maske ve sosyal mesafeyi korumak..
Herkes maske takabilir, bu konuda denetimlerle de sonuçlar alınabilir ancak sosyal mesafede durum farklı ve vahim…
Siz istediğiniz kadar diğer insanlarla aranıza mesafe koymaya dikkat edin, toplu taşıma araçlarına binmek, her gün servisle işe gidip gelmek zorundaysanız, alt alta üst üste insanların bindiği vasıtalarda kendinizi bulaşıklıktan nasıl koruyacaksınız?..
Yüzlerce insanın çalıştığı işletmelerde hangi önlemi alırsanız alın, yemekhanede veya üretim hattında kişiler arası temas nasıl önlenecek?
Daha pek çok yanıtlanması gereken soru var ve sorunların çözümünde en büyük rol merkezi idarelerden çok yerel yönetimlere kalıyor..
Pandeminin tüm şiddetiyle gelip vurduğu New York eğer ABD' nin diğer kentlerinden metropollerinden farklı biçimde salgını hafif atlattıysa bunda en önemli rol, bir an önce ekonomi çarklarını çevirmek için işletmelerin hemen faaliyete geçmesi talimatını veren Trump' a hayır diyen ve kapanma ile birlikte hayatı yavaşlatma anlamında bilim insanlarının uyarılarına kulak veren New York Valisi Cuomo' nun..
ABD' nin dünyaya açılan en önemli kapısı ve uğrak yeri New York salgının başlangıcında işin hafife alınması sonucu günde bin kişinin öldüğü şok tablo ardından kapanarak süreci akıllıca yönettiyse bunda ölüm korkusuyla evlerine kapanan ve uyarılara uyan bilinçli kent sakinleri kadar Valinin radikal kararlarının etkili olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor.
Vali, Trump' ı karşısına alarak kalabalık mekânların, parkların, okulların kapatılma kararını verirken insanlar da buna uydu.
İlginçtir ne pahasına olursa olsun ekonominin çarkları dönmeli ilkesini tartışılmaz kabul eden 'kapitalizmin mabedinde' bir Vali hem sıfır toleransla önlemlerin uygulanmasını sağladı hem de bilim insanlarının uyarı ve önerilerine harfiyen uydu. Bu sayede New York üzerine gelen ölümcül seli atlattı. Buna karşın salgını ciddiye almayan, bilime pek de kulak vermeyerek tedbirleri savsaklayan Teksas, Arizona veya Florida eyaletleri ağır bedeller ödemekte..
Bunlar kısa vadeli ve etkisini de hemen gösteren önlemler..
Ancak bir de salgının değiştirdiği yaşamlarımızla ilgili ileriye yönelik orta ve uzun vadeli planları şimdiden tartışmamız hatta belli bir takvim içinde uygulamaya başlamamız gerekiyor..
Yine New York' tan bir örnek verip sözü Mersin' e getireyim:
New York' ta sıkı önlemler alındığında hali vakti yerinde olanlar gökdelenleri, yüzlerce evden oluşan siteleri terk edip, çiftliklere, kırsal alanlardaki bahçeli evlere kaçtılar..
Milyonlarca insanın yığıldığı büyük metropollerde sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi zaten kabul edilebilir bir şey değildi. Koronavirüs belasıyla karşılaşmasak bile küresel ısınma zaten kapımızı çalmaktaydı. Yeşili yok eden betonlaşma sevdasının bugün nelere mal olduğu ortada..
Salgın en büyük darbeyi zaten metropollere vurarak hafızalara kazınacak uyarıları yaptı..
Almamız gereken ilk ders: Çok katlı, çok fazla insanın bir arada yaşadığı milyonları dar bir çevreye hapsettiğimiz kentleşme yerine, daha yaygın, yoğun merkezler yerine periferi yerleşimleri teşvik etmeli, alt yapı yatırımlarını bu yöne hasrederek kentsel teşvikleri bu yönde kullanmalıyız..
Mersin bu alanda olanaklarını akıllı biçimde değerlendirirse, eşsiz fırsatlara sahip şanslı bir kent..
Bugüne kadar vahşi yapılanmayla batıya doğru genişleyen ve en bereketli toprakların üzerine dikilen surlarla katledilen Mersin, pandemi ile ortaya çıkan yeni normalleşme sürecinde bu yanlıştan vazgeçip dağlara doğru az katlı, bahçeli bağımsız evlerden oluşan yeni bir modele yönelebilir.
Sadece pandemi değil, teknolojik gelişmeler de artık kent merkezlerindeki yığılmaları anlamsız kılmakta.
Düne kadar kamu idareleriyle olan işlemleri ancak kent merkezindeki resmi kurumlara giderek yapabilirdiniz.
Artık neredeyse tüm işlemleri internet ortamında hatta cep telefonlarından yapmak mümkün..
Yoğun istihdam yaratan çoğu işletmede çalışanlar için de bir başka tehlike kapıda..
Yakın zamanda fabrikalarda yapılan çoğu işi insanlar yerine robotlar üstlenecek..
Dağa doğru genişleme modeline, yerel yönetimlerin, Mersin örneğinden yola çıkarsak Büyükşehir Belediyesinin nasıl katkı yapabileceğini, kentleşmeyi bu yönde teşvik ederek elde edilecek kazanımları, teşvik anlamına gelecek projeleri ayrıntılı biçimde bir sonraki makalede alacağım..