17 Kasım 2020 tarihinde Vietnam' da imzalanan RCEP anlaşmasıyla dünyanın küresel ticarette yeni bir faza geçip geçmediğini elbette zaman gösterecek..
Ancak anlaşma için bir araya gelen ülkelere bakıldığında oluşturulan masanın büyüklüğü kadar çatılan çatının önemini anlatmaya yeter..
Bir yanıyla oluşturulan bu yeni serbest ticaret bölgesi, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) ve Avrupa Birliği Gümrük Birliği ile aynı seviyede etkiye sahip olacak ama bu kadar da değil..
RCEP aynı zamanda Çin ve Japonya ve Çin ve Güney Kore, Japonya ve Güney Kore arasında yıllardır süren ancak bir türlü sonuçlanmayan serbest ticaret anlaşmalarının yerini alacak..
Unutulmamalı ki, 2012'den beri Çin, Japonya ve Güney Kore'yle üçlü bir serbest ticaret anlaşması konusunda görüşmeler sürdürmekte..
İşte RCEP, tam olarak anlaşmaya taraf olan ülkelerin birbirlerinden bağımsız sürdürdükleri ve aralarında örülmüş olan gümrük duvarlarını kademeli olarak 20 yıl içinde tümüyle ortadan kaldırmayı hedefliyor.
RCEP' e taraf ülkeler sadece gümrük birliğiyle de yetinmeyecekler.
Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP), tarifeleri kademeli olarak düşürerek, korumacılığa karşı koymayı, yatırımı artırmayı ve bölge içinde malların daha serbest dolaşımını sağlayacak..
Anlaşma yalnızca mal ticareti, anlaşmazlıkların çözümü, hizmet ticareti ve yatırım gibi konuları değil, aynı zamanda fikri mülkiyet hakları, dijital ticaret, finans ve telekomünikasyon gibi çok geniş ve farklı alanları kapsayacak..
Kağıt üzerinde anlaşmanın amaç ve hedefleri iyi de pratikte ülkelerin işletmelerine, sokaktaki vatandaşa nasıl yansıyacak?
Anlaşmanın asıl amacı, bölgede birleşik bir kurallar sistemi oluşturarak, işletme maliyetlerini düşürmek ve operasyonlardaki belirsiz riskleri azaltmak..
Bu anlamda yeni serbest ticaret bölgesinin, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) ve Avrupa Birliği Gümrük Birliği ile aynı seviyede etkiye sahip olması bekleniyor...
Anlaşmanın imzalayan ülkeler açısından önemli yanlarından biri, üyelerinin halihazırda yürürlükte olan çeşitli ikili veya çok taraflı anlaşmaları sürdürebilmesi ve ortak bir dizi düzenleme, daha az prosedür ve malların daha kolay taşınmasını teşvik edecek olması..
Örneğin AB gümrük birliği imzaladığı ülkeleri bu anlamda bağlarken RCEP birliği daha esnek davranacak..
RCEP ile birlikte küresel firmaların bölgeye daha yoğun ilgi göstermesi kaçınılmaz..
Bunun da nedeni, farklı ülkelerden sağlanan alt tedarik parçalarının oranına göre bölgedeki bir ülkeye farklı gümrük oranlarıyla ithal edilebilen bir ürün RCEP' e üye tüm ülkelerde her hangi bir gümrük vergisi ödenmeden ve engelle karşılaşmadan dolaşabilecek, tüketiciye en ucuz ve hızlı biçimde ulaşabilecek..
Örneğin, Avustralya parçaları içeren ve Endonezya'da üretilen bir ürün, RCEP' i oluşturan 10 güneydoğu Asya ülkesinin yer aldığı ASEAN serbest ticaret bölgesinin her ülkesinde farklı gümrük oranlarına tabi iken RCEP' te tüm üye ülkelerin parçaları eşit muamele görecek..
Bu anlamda Dünya çapında yürürlükte olan diğer serbest ticaret anlaşmalarıyla karşılaştırıldığında, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması, daha kapsamlı olan yeni bir serbest ticaret anlaşması türü ve küresel anlamda bir ilk.
Anlaşma yalnızca mal ticareti, anlaşmazlıkların çözümü, hizmet ticareti ve yatırım gibi konuları değil, aynı zamanda fikri mülkiyet hakları, dijital ticaret, finans ve telekomünikasyon gibi yeni konuları da içermekte..
Anlaşmanın asıl amacı, taraf ülkelerin yer aldığı dünyanın en büyük coğrafi bölgesinde birleşik bir kurallar sistemi oluşturmak, işletme maliyetlerini düşürmek ve operasyonlardaki belirsiz riskleri azaltmak ve hepsinden önemlisi artık birbirine bağımlı hale gelen üretim ve tedarik zincirlerinin önünde duran duvarları sınırları kaldırmak..
İnsanların değil, mal ve hizmetlerin, finansın hiçbir engelle karşılaşmadan üye ülkelerde serbestçe dolaşması ve tüketiciye ulaşması..
Günlük hayattan hepimizi etkileyecek basit bir örnekle anlatayım:
Örneğin anlaşmanın tüm üyelerce kabul edilmesiyle Avustralya'da kırkılan yün, Çin'e gümrüksüz girecek…
Çin'de dokunup kumaş haline getirilecek, dikilmek üzere Vietnam' a gümrüksüz ve engelsiz gönderilecek, ortaya çıkan giysi gümrük sınırlaması ve vergisi söz konusu olmadan tüm üye ülkelerde örneğin Japonya mağazalarında müşteriye arz edilecek..
Böylece, anlaşmanın tarife avantajları göz önünde bulundurularak hazır giyim üretimi ve nakliye maliyetleri büyük ölçüde düşürülmüş olacak; bölge ülkeleri istihdamı artırırken işletmeler daha fazla ve engelsiz üretim yaparken tüketiciler de düşen maliyetler sayesinde ürünlere daha az para ödeyecek..
RCEP beklentileri, hedefleri bakımından gerçekten büyük umutlar vaat ediyor ama pratikte kat edeceği yol dikensiz mi? Birliktelik süreci nasıl işleyecek? Hangi engellerle karşılaşma olasılığı var?
O sorular da bir sonraki makale konusu olsun…