Küresel yatırım fonları başta olmak üzere zengin yabancılar yeniden keşfettikleri İspanya’ da bu kez sadece tatil beldelerini değil, Madrid gibi büyük kentleri de işgal etmeye, satın aldıkları gayrimenkulleri rezidans, apart otel benzeri tesislere çevirerek fahiş fiyatlarla tatilcilere pazarlamaya başladılar.
Olan ise yıllardır makul ölçülerde kira ödeyerek başlarını soktukları evlerden çıkarılan ve bir anda evsiz konumuna gelen kentlerin asıl sahibi yerel halka oluyor…
Son iki yılda iki katına çıkan kiralar Türkiye’ de yaşayanlara olağan gelebilir, oysa söz konusu enflasyonun yüzde 6 altı olduğu İspanya olunca tuzu kurular dışındaki neredeyse halkın tamamını oluşturan sabit gelirlilerin bir devleti devlet yapan barınma hakkı bile fiiliyatta ortadan kalkıyor…
2023 yılında sadece Madrid’ e 14 milyon turist geldi ve bunlar 15 milyar dolar harcadılar. Restoranları dolduran zengin yabancıların istilasına maruz kalan yalnız Madrid değil…
2023’ te ülke 85 milyon turist çekti. Bu 2022’ ye göre yüzde 19’ luk artış demek…
Turizmde tek kelimeyle yaşanan bu turizm patlaması düşük olması beklenen genel büyümeyi tetikledi. İspanya’ nın 2023’ ü yüzde 2,5 büyüme ile tamamlaması ve GSMH’ nın 1 trilyon 462 milyar dolara ulaşması bekleniyor…
2020’de pandemi etkisiyle 1,1 trilyon dolara kadar gerileyen ülke gerçekten de kuraklığın tarımda yarattığı sorunları turizm sayesinde aştı ve şimdi bu sıçramanın faturasıyla baş etmeye çalışıyor…
Bir yandan iklim değişikliğiyle tetiklenen kuraklığın tarıma vurduğu darbe, bir yandan 47 milyonluk ülkenin neredeyse iki katına varan turist seli..
Ve bu iki faktörün etkisiyle başta konut kiraları olmak üzere sabit gelirlerinin gıdadan barınmaya varıncaya kadar karşı karşıya kaldıkları hayat pahalılığı…
Fransa’ da başlayıp dalga dalga tüm AB ülkelerini saran eylemlere İspanya çiftçileri de katılırken girdilerin anormal yükselmesi gibi ortak şikayetler yanında İspanya’ yı asıl vuran kuraklık…
İklim değişikliğinin körüklediği susuzluk nedeniyle geçtiğimiz yıl sebze meyve üretimi azalırken en önemli ihraç ürünü zeytinyağında şok rekolte düşüşü görüldü..
Makaleyi kaleme alırken çiftçilerin Madrid’ te yapmaya hazırlandıkları büyük gösterilere ilişkin haberler akıyordu ajanslardan…
Yine bu şubat’ ta Katalonya, üç yıl süren kuraklık nedeniyle olağanüstü hal ilan ettiğini duyurdu…
3 milyon insana istihdam sağlayan turizmin İspanya’ nın en önemli gelir kaynağı olduğu tartışılmaz gerçek olsa da, kitle turizminin hızla tükettiği kaynaklar artık diğer alanlarda olduğu gibi turizmde de ‘sürdürülebilirlik’ kavramının önemini ortaya koyuyor…
İspanya turizm sektörü, 2023 yılında 200 milyar dolar (186 milyar Euro) ciroyla ülkenin lokomotifi oldu ve ülkeye olan ilgi sonucu 2024’ te bu rakamın 230 milyar dolara çıkması bekleniyor…
2024 Ocak ayında süren turist akını yanında 2024 yaz rezervasyonlarında şimdiden görülen patlama gelmekte olan dalganın ve o dalganın yanında getireceği sorunların da habercisi…
Üstelik turizm Kanarya ve Balear Adaları gibi geçmişte kum ve deniz konseptiyle de sınırlı değil. Hem adalar artık sadece yaz sezonu değil yılın dört mevsimi her gün nefes alınamaz kadar aşırı kalabalık ve sahil beldeleri yanında Madrid, Barselona gibi metropoller hatta Malaga ve Sevilla gibi nispeten mütevazi şehirler bile istilaya uğramış durumda…
Yerel yönetimlerin büyük söz sahibi olduğu İspanya’ da bu kontrolden çıkan ziyaretçi akınına karşı hem merkezi hükümet hem de eyaletler ve hatta kent yönetimleri farklı önlemleri almaya başladı..
İktidarda olan solcu Sánchez hükümeti ülkenin turizme olan bağımlılığını azaltmaya yönelik arayışları şimdilik etkisiz ve çok cılız…
Balear Adaları'nın sosyalist hükümeti geçtiğimiz yaz sezonu daha da radikal adımlar attı; sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda örneğin adalardaki spekülatif yatırımcıları durdurmak için önlemler alırken Palma' da kurvaziyer gemilerini kısıtladı…
Önlemlerin etkili olup olmadığını söylemek için henüz erken…
Erken çünkü 2015-23 arası sekiz yıl boyunca Barselona belediye başkanlığını sürdüren Ada Colau görev yaptığı dönemde çok daha radikal önlemlere imza atmıştı:
Aşırı turizmi engellemek için kentte izin verilen otel yataklarının sayısının sınırlandırılması, tarihi merkezde yeni otel açılmasının yasaklanması, konutlarını Airbnb ve benzeri aracı platformlar üzerinden kiraya vermek isteyen ev sahiplerinin belediye tarafından verilecek turizm ruhsatı alması gibi yatak sayısını pratikte sınırlama anlamına gelecek kararlar…
Rehberli turların 30 kişiyle ve şehrin eski bölgesi Ciutat Vella'da 15 kişiyle sınırlandırılması…
Bu kadarla da yetinmedi dönemin Belediye Başkanı;
Tüm ziyaretçiler için geçerli olan gecelik turizm vergisine ek olarak kurvaziyer yolcuları için de bir vergi uygulamaya koyarken toplanan fonların yerel kalkınma projelerinin hayata geçirilmesi hedeflendi:
Turizm vergisiyle sağlanan 5 milyon Avro ile kültür mirası yerlerin restore edilmesi, kültür festivalleri ve plajlarda umumi tuvaletlerin inşası gibi projelere aktarıldı…
Sonuç caydırıcı oldu mu? Barselona'nın turistler nezdindeki cazibesini azaltmak şöyle dursun 2023 yılında da turist akımı sürdü.
Barselona’ nın turizm macerasını ele alan “aşırı turizmin nedenleri, çözüm önerileri” başlıklı kitabın da yazarı Hugues Seraphin sorunun temelde “turizmin kentlere dengeli dağılım yerine belli kent ve yörelere yoğunlaşması” olduğu görüşünde…
Seraphin’ in vurguladığı sorun geçmişte Çeşme ve bugün Bodrum’ un baş etmeye çalıştığı kaotik tabloyla aynı…
İspanya, geçici bir akımın ardından yıllarca bu turizm patlamasının geriye bıraktığı enkazla baş etmeye mi çalışacak?
Dünyaya örnek bir sürdürülebilir ve geleceğe de umutla bakan yolculuğa mı sahne olacak?
Bekleyip göreceğiz…
Mersin, 27 Şubat 2024