Tarım sanayi derken bilgi toplumuna doğru hızla dönüşmeye başlayan Homo Sapiens türü olarak nitelendirilen günümüz insanlığı yeni bir sürecin eşiğinde…
Binlerce yılık tarım çağına karşı, yüzyıllık zaman diliminde şekillenmesine karşı insanlığı akıl almaz evrelere taşıyan sanayi çağı ve on yıllarla ölçülecek kadar kısacık bir döneme sığan onca gelişmesiyle günümüzün bilgi çağı…
Herkesin ulaşabildiği bilgisayarlar, bilgiyi tüm dünyanın erişimine açan internet, ikisini birleştirip insanlığın kullanımına sunan akıllı telefonlar…
Yirmi yıl öncesine kadar hayal denilen nice olgunun gerçekleşmesini sağlayan yazılımlar, kişinin yaşamını kolaylaştıran düşünce sınırlarını zorlayan sayısız uygulama…
Bilgi çağına özgü baş döndüren gelişmeler bununla da sınırlı kalmadı.
Son bir yılda çok daha sık ve her gün yeni gelişmelerle kavramaya çalıştığımız yapay zekâ…
Her yıl Davos’ ta toplanıp özellikle bazı dönemlere özgü kimi alanlardaki gelişmeleri değerlendirip yol haritaları çıkarmaya çalışan zenginler Kulübünün Ocak ayında gerçekleştirdiği bir dizi toplantının ana temasının yapay zeka olarak seçilmesi de basit bir tercihten ibaret değil…
Değil çünkü dünyada yapay zekâ ile başlayan yeni dönem getirdiği fırsatlar yanında kimi tehditleri de barındırması bakımından olumlu/olumsuz pek çok potansiyel gelişmeye gebe…
Sağlık, eğitim, hukuk alanlarında akıl almaz olanaklar sunması yanında, coşkulu iyimserliği karartacak çok sayıda korkuyu da barındırdığı yalın gerçek olarak karşımızda…
Örneğin zaten yeterince sorunla baş etmeye, kimi ülkelerde varlığını korumaya çalışan demokrasilerin dezenformasyon amacıyla üretilmiş bilgilerle zehirlenme riskleri, seçmenleri maniple ederek tercihlerini yönlendirecek yalan haberlerle iradenin sandığa yansımama riski…
Özellikle 2024’ te 4 milyara yakın insanın yaşadığı çeşitli coğrafyalarda seçmenlere yönelik manipülatif amaçlı propaganda bombardımanının en etkili araçlarının yapay zekâ kaynaklı olacağı artık sır değil…
Amerika Birleşik Devletlerinden Rusya’ ya, Hindistan’ dan Türkiye’ ye bir bölümüyle dünyanın da geleceğini etkileyecek seçimler bu yıl yapılacak…
Tek başına ABD seçimlerinin bile Trump’ ın kazanması veya kaybetmesine bağlı olarak dünyanın dengelerini değiştirmesi bakımından nasıl bir potansiyel tehdide gebe olduğunu tahmin etmek zor değil…
İş Hindistan gibi dünyanın en kalabalık ülkesine gelince gittikçe derinleşen küresel güç savaşını güçlü biçimde etkileyecek bir ülkenin Nisan ayında gerçekleştireceği genel seçimler daha da önemli hale geliyor…
Sağ ve soluyla 26 partiden oluşan ve neredeyse tüm muhalifleri bir araya getiren cephenin 2014’ ten beri ülkeyi yöneten muhafazakâr Başbakan Modi’ ye karşı nasıl bir sonuç alacağı kadar seçmeni etkilemeye yönelik yapay zekâ kaynaklı girişimlerin ne ölçüde etkili olacağını da şimdiden tahmin etmek hayli zor…
Yapay Zekânın zaten yeterince sorunlar yaşayan ve gün geçtikçe ortaya çıkan krizlerle baş etmekte zorlanan demokrasileri içinden çıkılması güç hallere sokma riskleri yanında küresel eşitsizliği büyütmesi de kaçınılmaz..
Gelişmişlerle gelişmeye çabalayan ülke ekonomileri kapanması hayli zor uçurumların daha da derinleşmesi sonucu deyim yerindeyse yeni kavim göçleri ve bu göçler sosyal, siyasal, ekonomik depremleri tetikleyecek..
Yapay zekâ ile gelmekte olan yeni dalga, tıpkı sanayi çağına geçişte yaşanan evrimsel dönüşüm gibi dünyayı yeni baştan şekillendirecek…
IMF’ e göre dönüşümün etkisiyle yüksek vasıflı meslekleri de kapsayacak biçimde istihdamı yüzde 40 etkileyecek. Oran gelişmiş ülkelerde yüzde 60’ a ulaşacak…
Gidişatın çarpıcı yanı tıpkı sıcak suya atılan kurbağa misali gelişmekte olan ülkeler bu dönüşüm sürecini zamanla hissedecek.
Yeni teknolojilerin nimetlerinden en azından başlangıçta yararlanamayacağı gibi yapay zekâ alanında üretici olmaktan çok tüketici konumunda olmaları nedeniyle küresel eşitsizlik daha da büyüyecek…
Olumsuz yanları yanında sağlıkta kaliteli hizmeti geniş kitlelere ulaştırması, erken teşhiste uzmanlardan çok daha yüksek oranda tahminlerle erişilebilir kılması daha yaşanır bir dünya açısından oldukça önemli…
Küresel eşitsizliği büyütme yerine açığın kapanmasına yardımcı olabileceği bir başka önemli alan ise eğitim…
Okula erişimde sıkıntı çeken pek çok ülkede çocukların eğitim almasına yadsınamaz imkanlar sağlaması ve eğitimi kaçınılmaz biçimde mekanların dışına çıkaracak olması potansiyel olarak düne kadar hayal sanılan fırsatları barındırmakta…
Hepsinden önemlisi tıpkı sanayi çağının üretimi devasa boyutlarda arttırıp refahı çok daha geniş kesimlere yaygınlaştıracak olması…
Yapay zekâ ile başlamakta olan yeni dönemi doğru değerlendirme akıllılığını gösterecek ülkeler ekonomik sıçrama kaydedebilir ve toplumlar geçişi hızlandırıp ‘faz atlama’ olarak tanımlanacak süreç sonunda bambaşka bir döneme geçebilir…
Yapay zekânın istihdamı özellikle de yüksek vasıflı mesleklerde işlerin büyük kısmını üstlenecek olması işsizlikle baş etmeye çalışan kimi ülkeler için büyük sorunlar anlamına gelse de yaşlanmakta olan ülkeler için can simidi olabilir…
Bu alanda Japonya ve Japonya’ nın yaşlanan nüfusla ilgili ortaya çıkan sorunlar, sorunlarla baş etme çabaları Türkiye gibi yaklaşmakta olan tehlikenin henüz farkında olmayan ülkeler açısından önemli dersler içermekte…
Sonraki makalede, Japonya’ da yaşlanan nüfusun istihdama etkisi ve gittikçe büyüyen iş gücü açığını yapay zekâ ağırlıklı teknoloji ile yenme girişimlerini ele almaya çalışacağım…