Mersin Büyükşehir Belediyesi’ nin 2017’ deki ÇED dosyasına dayalı metro projesinin değişikliğe uğraması nedeniyle yeni ‘Revizyon Projesini’ hazırlatması ve Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne sunması aradan 5 yıl geçtikten sonra Mart 2022’ de gerçekleşir…
Çevre Müdürlüğü dosyayı alır ve 4 Nisan 2022’de ‘ (MEZİTLİ-3 OCAK HAFİF RAYLI SİSTEM METRO HATTININ İNŞAAT VE ELEKTROMEKANİK SİSTEMLERİNİN TEMİNİ, MONTAJ VE İŞLETMEYE ALINMASI) olarak tanımlanan ‘MERSİN HAFİF RAYLI SİSTEM HATTI REVİZYON PROJESİ’ nin yeni baştan ÇED sürecini başlatır…
Müdürlük; “planlanan Hafif Raylı Sistem Hattı Revizyon Projesi ve ÇED Gerekli Değildir Kararı verilen Mezitli-TCDD Garı Hafif Raylı Sistem Hattı Projesi arasında hattın uzatılması, istasyon noktalarının çıkarılması, yenilerinin ilave edilmesi, depo sahasının değiştirilmesi ve tamamının yer altına alınması … vb. gibi büyük değişiklikler meydana getirileceği anlaşıldığından, yeni revize dosyası ile ilgili işlemleri başlattığını kamuoyuna duyurur.
Revize proje 2017’ de ‘ÇED Gerekli Değildir’ belgesi alınan projeyle radikal farklılıklar içermektedir.
Örneğin eski projede istasyonlar, depo ve atölyelerle raylı hat büyük oranda yer üstünde iken yeni revizyonda bunların tümü yer altına alınmaktadır…
Bu değişikliklerin her biri etki alanı itibariyle farklı kurumları ilgilendirmekte ve yeni baştan görüşlerinin ve daha da önemlisi varsa uyarı ve tadilat taleplerinin toplanmasını gerektirmektedir…
Örneğin hemzemin projede fazla etkilenmesi söz konusu olmayan Devlet Su İşleri, yeni revizyonla yer altına inecek hattın geçeceği güzergahta yer alan Mezitli-Eferenk (Müftü) ve Öksüz dereleriyle çakışacak olması nedeniyle istenen Kurum görüşünde şu uyarıyı yapar:
“Mezitli-Eferenk-Öksüz derelerinin çakışan noktaları için İdaremizden proje onayı alınması ve onay alınmadan proje inşaatına başlanmaması”
Bir başka uyarı da T.C.Devlet Demiryollarından gelir.
TCDD, Tren garı altından eski otogara uzanacak değişikliği de göz önünde bulundurarak HRS (Hafif Raylı Sistem) revize dosyasına şu şerhi koyar:
“İstasyon binası ile çakışan özel projenin hazırlanıp Bölge Müdürlüğü görüş ve onayına sunulması”
Bu iki kurumla da sınırlı kalmaz projeye müdahil olan kurumlar…
Örneğin AFAD, 19 Nisan 2022 tarihinde revize projeyle ilgili uyarı ve isteklerini kapsayan yazıda “proje alanında olası afet riskleriyle ilgili yeterli açıklama ve taahhütlerin bulunmadığı görülmüştür” tespitini yaptıktan sonra şu uyarıları yapar:
"Hafif Raylı Sistem Hattı Revizyon Projesi'' hat güzergahı alanı ve yakın çevresinin Jeolojik ve topoğrafik özellikleri dikkate alınarak, sağanak ve uzun süreli yağışların oluşturacağı sel, su baskınlarına karşı projeli temel ve yüzey drenaj (su tahliye yolları) sisteminin yapılanacağı, hattın tamamında yeraltı ve yerüstü su sızdırmazlığının sağlanması,
Güzergâh hattı alüvyon zeminden geçtiğinden zemin sıvılaşması afeti riskine karşı gerekli tedbir ve iyileştirmelerin yapılacağı, yapısal elemanların zaman içerisinde meydana gelecek korozyondan etkilenmemesi için gerekli önlemlerin alınacağı,
Yangın, infilak, tehlikeli malzeme, ark yapma elektrik çarpması, yapısal çökmeler, olumsuz hava muhalefeti, işletim ve bakım kazaları, zemin problemleri ve olası diğer afet risklerinin asgariye indirilmesi için azami özen gösterileceği, gerekli tüm tedbir ve iyileştirmelerin yapılacağı,
Türkiye Deprem ve Bina yönetmeliğine uyulacağı, afet tehlikelerine karşı Afet Acil Eylem Planının uygulanacağı, tatbikatlarla da destekleneceği ve bu bağlamda herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet verilmeyeceğiyle ilgili taahhüt ve hususların, süreç içerisinde hazırlanacak olan Nihai Proje Tanıtım Dosyası'nın II. bölümünde yer alan projeye ait alanların 'Doğal Afet Durumu' başlığı altında verilmesi gerekmektedir.”
25 Mart 2022’ de yapılan Revize Başvurusu ve yukarıda sadece bir bölüm kurumun sınırlı görüşüne yer verdiğim uyarılar, talepler…
Kurumların yer yer taleplerini de kapsayan görüşleri ÇED sürecinin tamamlanması için mutlaka yerine getirilmesi prosedürün olmazsa olmazı…
Zaten Mersin Büyükşehir’ de ihalesi ardından yer teslimi yapılan ve temel atma töreni gerçekleşen proje hakkında revize ÇED dosyasında şu taahhütlerde bulunacaktır:
“Söz konusu proje kapsamında herhangi bir inşaat işlemine başlanmamış olup, ÇED Gerekli Değildir Belgesi alındıktan sonra çevre mevzuatı ve meri mevzuatları gereği gerekli olan bütün izinler alınarak inşaata başlanacaktır.”
Mart 2022’ de revize proje başvurusu ardından kaleme aldığım makaleden bir bölümle kapatayım konuyu:
“Şimdi Metro projesiyle ilgili ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı için yasal prosedürleri tamamlayacak, değişikliklerden etkilenecek kurumlardan görüşler alınacak ve gerçekleşecek yatırıma uygun proje onaylanmış olacak…
Yapılması gereken buydu ve gecikmeli de olsa doğru yönteme başvurulması sevindirici…
Ama söylemeden geçemeyeceğim, yaptığımız uyarılar dikkate alınsa bu süreçlere gerek kalmaz, daha ihale aşamasında hatta ondan da önce ortaya çıkan zorunlu değişikliklere dayalı ÇED revizyonu çok daha önce gerçekleştirilebilirdi…
Burada hakkını vermeliyim; 2019’ da seçilmesinin ardından yeni Büyükşehir Başkanı Seçer, Kocamaz döneminde hazırlanan ve deyim yerindeyse ‘kucağında bulduğu’ proje üzerinde akıllıca kimi değişiklikler yaptı.
Yaptı yapmasına ancak o değişikliklerin mutlaka ÇED revize projesiyle yasal temele dayandırılması gerektiği hususunda korkarım ki, Kocamaz döneminden beri projeyi üstlenen Müşavirlik firmasının sözlü olarak aldığını iddia ettiği taahhütlere gereğinden fazla güvendi…
Daha önce bir makalemde yer verdiğim anekdot, Müşavirlik firmasının Mersin Metro projesini yönetme anlayışını çarpıcı biçimde anlatacaktır diye düşünüyorum…
Seçilmesinin ardından Seçer’ in, Metro projesini yeni haliyle anlatması, kafalarda oluşan soruları da yanıtlaması amacıyla Müşavirlik Firmasının sahibi Daniel Kubin ile Mersin’ deki neredeyse tüm sivil toplum örgütlerinin, medya mensuplarının yer aldığı geniş topluluğu Ocak 2020’ de Hilton’ da buluşturduğu toplantıdan söz ediyorum…
Yaptığı sunumun ardından Kubin’ e çok sayıda soru yönelttim…
Örneğin “2017 ÇED DOSYASINA GÖRE YAKLAŞIK 8 KİLOMETRESİ HEMZEMİN (YER ÜSTÜNDEN) YÖNTEMLE KAT EDECEK VE 7 İSTASYONU YİNE HEMZEMİN (YER ÜSTÜNDE) YER ALACAK PROJEYLE, SUNUMU YAPILAN VE TÜMÜ HATLARI, İSTASYONLARIYLA YERİN ALTINA İNECEK PROJE ARASINDAKİ FARKLAR ÇEVRE ETKİLENMESİ BAKIMINDAN CİDDİ FARKLAR OLDUĞUNU BU NEDENLE YENİ BİR ‘ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR’ BAŞVURUSU YAPILIP YAPILMADIĞINI” sordum..
Aldığım yanıt Müşavirlik firmasının başındaki kişinin süreçleri yönetme anlayışını göstermesi bakımından hayli çarpıcıydı…
Kubin, ÇED belgesini veren yetkililerle görüştüğünü, yetkililerin kendisine ‘SİSTEM YER ALTINA İNİYORSA ÇOK DAHA İYİ EN AZINDAN GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ AZALACAK, BU ÇED SÜRECİNİ ETKİLEMEZ’ dediğini nakletti…
O toplantı ardından kaleme aldığım 24 Ocak 2020 tarihli makalede şu tespiti yapmıştım:
“KUBİN’ İN SORUMA KARŞI YAPTIĞI AÇIKLAMA BİRKAÇ NEDENLE SORUNLU.. ÖNCELİKLE BÖYLESİNE KRİTİK VE KENTİN YAŞAMINI, İNŞAAT BOYUNCA İNSANLARIN SAĞLIĞINI ETKİLEYECEK BİR KONUDA GÖRÜŞ SÖZLÜ ALINMAZ. BU KONUDA YAZILI GÖRÜŞ İSTENMELİ VE DOSYAYA KONULMALIYDI. “
‘SÖZ UÇAR, YAZI KALIR’ gerçeğini bir kez daha ve bedel ödeyerek öğrenmiş bulunuyoruz…