Latakiye (Lazkiye) antik çağlardan beri doğudan batıya Akdeniz’ in en önemli başlangıç noktalarından biri…
Zaten günümüzdeki adını da Seleukos İmparatorluğu döneminde (MÖ 4. yüzyıl) Kral I. Seleukos'un annesi Laodice'den gelen "Laodicea ad Mare" isminden alır..
Fenikelilerin "Ramitha" , Antik Yunan döneminin "Leuke Akte" (Beyaz Sahil) adıyla anılan kent Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir ticaret ve şarap üretim merkezi haline gelir. Septimius Severus (Afrika kökenli ilk Roma İmparatoru), şehri bölgenin "Metropolisi" ilan etmekle kalmaz, Tetraporticus ve benzeri çok sayıda anıtsal yapılar kazandırır. Septimius Severus dönemi Latakiye’ nin altın çağıdır…
Latakiye liman olarak ta, Doğu Akdeniz’ den başlayarak Kuzey Afrika’nın tüm limanlarına uğrayan ve İspanya’ ya kadar uzanan sahil şehirlerindeki her türlü ürünün takasını yapan gemilerin, Sayda ve Sur ile birlikte önemli çıkış noktalarının başında gelir…
Bazı kentlerin karakteristik olarak adeta genlerine işlemiş özellikleri olduğuna dair örnek vermek gerekirse Latakiye bir liman kenti ve insanları nesilden nesile aktarılan haliyle dün olduğu gibi bugün de denizcidir.
Dinler ve mezhepler anlamında ise Ortadoğu’ ya yayılmış Arap Alevilerinin de başkentidir…
Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ardından Fransız Mandası döneminde Latakiye bugünkü limana 1950’ de kavuşur..
20. yüzyılda Fransız Mandası altında özerk bir Alevi devletinin başkenti olan Latakiye 1944'te Suriye'ye bağlanır, günümüzdeki limanın yapımına da aynı dönemde başlanır ve 1950’ de hizmete girer…
Mersin nasıl Anadolu’ nun dünyaya açılan kapısıysa Latakiye de Suriye ve Suriye’ ye yakın Irak’ ın dış ticaret anlamında en önemli lojistik üssü, limanıdır…
Arap Alevisi Hafız ve oğlu Beşar döneminde yeni altın çağını yaşar Latakiye..
Bir örnek vereyim; Suriye’ nin 3 katı büyüklüğe sahip Anadolu’ nun Akdeniz’ deki en büyük limanı Mersin’ in 850 bin konteyner elleçlediği 2009’ da ekipman bakımından hayli demode durumdaki Latakiye 450 bin konteyner elleçliyordu…
Suriye ile Türkiye arasında çok sıcak ilişkilerin sürdüğü, ortak Bakan toplantılarının yapıldığı, Gaziantep’ i Halep’ e bağlayacak raylı sistemin yapım aşamasına geldiği, Mersin-Latakiye arasında deniz otobüslerinin sefere başladığı eşine az rastlanır bir iklimin hüküm sürdüğü dönem…
2009' da Esad rejimi Suriye' nin stratejik öneme sahip olması yanında duygusal bağlarla bağlı olduğu Latakiye limanınının işletme haklarını 10 yıllığına Lübnan asıllı milyarder Rodolphe Saade ve ailesine ait CMA CGM lojistik şirketine devreder…
CMA CGM daha limanı tanımaya çalışırken ülkeyi yakıp yıkan, nüfusun neredeyse yarısının evinden, yuvasından edildiği iç savaş patlar…
Her türlü olumsuz gelişmeye, sürekli olarak İsrail’ in hava saldırılarına karşın sahipleri Lübnanlı da olsa kendisi Fransız CMA CGM savaş boyunca Suriye'yi terk etmez..(Detay önemli çünkü yine 2009' da Tartus liman işletmesini çok daha uzun süreli anlaşmayla üstlenen Filipinli operatör ICTSI, Suriye iç savaşının başlamasının ardından 2013 yılında tası tarağı toplayıp Tartus Konteyner Terminal limanını bırakmış, bir süre sonra da Esad, liman işletmesini Rus şirkete devretmişti.)
On yıllığına kiraladığı Latakiye limanını savaşta da işleten CMA CGM sürenin dolmasının ardından 2019'da sözleşmeyi 5 yıl daha uzatır…
İşte bugün HTŞ tarafından yönetilen Suriye' de CMA CGM o sözleşmeyi yeni şartlarla ve büyük olasılıkla Suriye tarafına kârdan daha büyük pay bırakarak uzatıyor..
Uzatılan sözleşmede yer alan ancak bugüne kadar gerçekleştirilmeyen çok önemli bir maddenin kısa zamanda hayata geçirilmesi de 5 Şubat 2025’ te yeni Suriye rejim yetkilileriyle CMA CGM arasındaki müzakerelerde ön şart olarak yer alıyor…
O maddeyle, Esad rejimi döneminde tahsis edilen ve işlevsel anlamda limanın konteyner işleme kapasitesini arttırıp modernize ekipmanla donatılması yanında daha fazla konteyner elleçlenmesini sağlayacak 33 Hektar (330 bin m2) alanın bir an önce devreye girmesi hedefleniyor…
İstikrarın sağlanması halinde, Latakiye CMA CGM gibi küresel anlamda güçlü bir lojistik şirketinin bölgesel konteyner aktarma limanı olacağını tahmin etmek zor değil…
Peki, Suriye’ de Latakiye ve Tartous limanlarının özellikle konteyner ağırlıklı hizmet vermeye başlaması aynı bölgede yer alan bir yanıyla rakip Mersin’ i nasıl etkiler?
Karayolu güvenliğinin sağlandığı istikrarlı Suriye' de Latakiye limanının sadece Suriye değil bölgesel açıdan da nasıl önemli misyon yükleneceğini bir iki örnekle anlatmaya çalışayım:
Örneğin Türkiye'den Irak' a da taşınan tüm yükler Habur'a komşu Zaho' dan giriş yapar.
Mersin-Zaho arası 812 km iken Latakiye-Zaho 730 km..
Asıl avantaj Irak' ın ikinci büyük kenti Musul'a taşımada ortaya çıkacak:
Mersin-Musul 930 km iken Latakiye-Musul 770 km..
Buna bir de kara taşımacılık maliyetlerinin (şoför ücretleri vb) Suriye' de daha avantajlı olduğunu, bir litre mazotun ise bu sabah 9500 Suriye lirasına (73 cent ya da 26 TL) satıldığını ekleyin..
Ve dönüp sorun..
Yurt dışından mal getirecek bir Irak’ lı veya ona hizmet verecek taşımacı hangi limanı tercih eder?
Güvenli bir Suriye' de Latakiye ve Tartus limanlarının Irak için nasıl vazgeçilmez hale geleceğini daha iyi anlarsınız..
Bana kalırsa limanıyla var olan Mersin, işletmeci MİP’ in günlük hesaplarının ötesine geçen bir anlayışla ortaya çıkan paradigmaya uygun yeni bir yol haritası çizmek, taktik ve stratejik hamleleri buna göre bugünden ele almak zorundadır…