Hızla değişen küresel koşullarla birlikte yerel düzeyde zorluklarla karşı karşıya kalmasına rağmen, ABD ekonomisi hala dünyanın en büyük ve en önemli ekonomisidir. ABD ekonomisi, toplam küresel üretimin yaklaşık %20’sini temsil ediyor ve hala Çin’den daha büyük. Ayrıca, IMF’ye göre ABD, kişi başına düşen en yüksek altıncı GSYİH’ye (PPP) sahiptir. ABD ekonomisi, üretimin yaklaşık %80’ini oluşturan  teknolojik olarak son derece gelişmiş bir hizmet sektörüne sahiptir. ABD ekonomisine teknoloji, finansal hizmetler, sağlık ve perakende gibi alanlarda hizmet odaklı şirketler hakimdir. Fortuna Global 500’deki şirketlerin beşte birinden fazlasının Amerika Birleşik Devletleri’nden gelmesiyle büyük ABD şirketleri de küresel sahnede önemli bir rol oynamaktadır. Hizmetler sektörü ekonominin ana motoru olmasına rağmen, ABD aynı zamanda üretimin kabaca %15’ini temsil eden önemli bir üretim üssüne de sahip. ABD, dünyanın en büyük ikinci üreticisi ve otomobil, havacılık, makine, telekominikasyon ve kimyasallar gibi daha değerli endüstrilerde liderdir. Bu arada, tarım çıktının %2’sinden azını temsil ediyor. Bununla birlikte, büyük miktarlarda ekilebilir arazi, gelişmiş tarım teknolojisi ve cömert hükümet sübvansiyonları, ABD’yi net gıda ihracatçısı ve dünyanın en büyük tarım ihracatçısı ülkesi yapmaktadır. ABD ekonomisi, bir dizi özellik sayesinde güç merkezi statüsünü koruyor. Ülkenin bol doğal kaynaklara ve gelişmiş bir fiziksel altyapıya erişimi var. Aynı zamand geniş, iyi eğitimli ve üretken bir işgücüne sahiptir. Ayrıca, fiziksel ve beşeri sermaye, serbest piyasa ve iş odaklı bir ortamda tamamen kaldıraçlıdır. Birleşik Devletler hükümeti ve halkı bu eşsiz ekonomik ortama katkıda bulunmaktadır. Hükümet, siyasi istikrar, işlevsel bir hukuk sistemi ve ekonominin gelişmesine izin veren düzenleyici bir yapı sağlar. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ekonomik büyüme, devam eden yenilik, araştırma ve geliştirme ile sermaye yatırımı tarafından sürekli olarak ileriye götürülüyor. İşgücü piyasası önemli ölçüde toparlanırken ve istihdam kriz öncesi seviyelere dönerken, ABD ekonomisinin sağlığı konusunda hala yaygın tartışmalar var. Ayrıca, resesyonun en kötü etkileri artık azalmakta olsa da, ekonomi hala ileriye dönük çeşitli önemli zorluklarla karşı karşıya.    Bozulan altyapı, ücretlerdeki durgunluk, artan gelir eşitsizliği ve yükselen enflasyon, pandemi ile mücadele, artan emeklilik ve tıbbi maliyetlerin yanı sıra büyük cari hesap ve hükümet bütçe açıkları ABD ekonomisinin karşı karşıya olduğu sorunlardır.