Sayın Başkan, bizim beton, hafriyat ve dolgu alanı ile işimiz olmaz. Köprü, baraj, yol esasen devletin işi. Biz Mersiniz, İzmir ve İstanbul’u bir tarafa bırakacak olursanız, Anadolu’ya ithalatı, ihracatı biz öğrettik. Kültür, sanat, eğitim ve sporda Türkiye’ye örnek olduk. Çok dinli bir toplumda yıllarca yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bizim derdimiz demokratik bir toplumda, Atatürk’ün yolunda özgürce yaşamak. Bu yazıyı yazmama neden olan etken, sizin duygularımıza tercüman olmanız.
Her seçmenin bir oyu vardır ama Mersinlinin oyunun özgül ağırlığı çok fazladır. Şunu söylemeden geçemeyeceğim. Ben Mersin sevdalısıyım diyen herkes Mersinlidir. Ben Mersinliyim demek için sahilden Kızkalesi’ne yüzerek kayalıklardan çıkarken ayağınıza deniz kestanesi batmış olması, Akdeniz plajında Dodo Kazım’ın evinin önünden başlayarak Mezitli’ye kadar sahilden yürüyerek gitmek ya da bisikletlerle Dede Kavak’a (Elvanlı) gitmekte gerekmiyor. Ben Mersin Sevdalısıyım demek yeterli.
Benim lise çağında Mersin’in üç lisesi vardı: Tevfik Sırrı Gür Lisesi, Ticaret Lisesi ve Sanat Okulu. Bu üç lise arasındaki futbol maçlarını Tevfik Sırrı Gür Stadında 5-6 bin kişi izlerdi. Genellikle Tevfik Sırrı Gür şampiyon olurdu. Ben Mersin Ticaret Liseliyim. Bir final maçında ilk devreyi 3-0 önde bitirmiştik. Tamam işte bu sefer olacak dedik. Ancak maçı 6-3 kaybettik. Tevfik Sırrı Gür Türkiye şampiyonu olmuş bir okuldu.
Mersin’in Edip Burhan Kapalı Spor Salonu Türkiye Boks Şampiyonasında tıka basa dolardı. Çünkü Mersin Türkiye şampiyonu olurdu. Türkiye Atletizm Şampiyonası Mersin’de yapıldığı zaman 9-10 bin seyirci izlerdi. Çünkü Mersin Amatör Atletizm Kulübü sürekli Türkiye şampiyonu olmak için koşardı.
Çok iyi anımsıyorum. 1974-75 yıllarında yapılan Mersin Moda ve Tekstil Festivalinde yer yerinden oynamıştı. İzmir Fuarının tahtı sallanmıştı. Aslında Mersin İdman Yurdu’ndan da bahsetmek istiyorum ama adı geçince yüreğim sızlıyor. Birkaç tane iblis yüzünden en büyük markamızı kaybettik.
Bunları şunun için yazıyorum. Mersinlinin ruhunda başarı var, liderlik var, yenilikçilik var. Önceki başkanlarımızdan Macit Özcan ve Burhanettin Kocamaz Mersinliyi tanımadan, anlamadan gelip geçtiler. Ama bu sefer işin rengi değişik. Başkan Seçer yavaş yavaş Mersinliyi tanımaya anlamaya başladı. Bu çok sevindirici bir gelişme. Mersinli düzenli ve ucuz toplu ulaşım istiyor, Mersinli temiz bir çevre ve doğa istiyor, Mersinli kültür, sanat, spor ve eğitimde eski güzel günlerini istiyor.
Salı günü akşam yat limanı önündeki yeşil alanda gençlerle birlikte “Akustik Park” konserini izlerken aklımdan şu geçti: “Değişim başladı. Mersin yeniden Türkiye’nin örnek şehri olmaya hazır. Yeter ki doğru işleri doğru zamanda yapalım.”
Mersinliler adına teşekkürler Vahap Başkan…