Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

“Güneydoğu “ Bölgemizde Bir Karşılaştırma…

Mersin’in geleceği için çok önemli olan yerel seçimlerdeki karmaşa, garip ittifaklar, kirli bağlantılar, iftiralar, kişisel hırslar, çıkar kavgaları,  ahlâk dışı vaatler, haksızlıklar dikkatli izleyen herkesi rahatsız ediyor; bu nedenle kentle ilgili yazma, düşünme, araştırma isteklerimizi de köreltiyor.   Bir süre Mersin’den ayrılmanın iyi olacağını düşünerek, İstanbul’da biraz kaldıktan sonra bir Güneydoğu Anadolu gezisi yaptım.   Elbette ister istemez gittiğim kentleri Mersin’le karşılaştırdım ve kentimizin fiziksel, sosyal, kültürel açıdan nasıl geri bırakıldığının üzüntüsünü yaşadım. Urfa’da turist otobüsleri vardı; yine civar kentlerden ve İstanbul’dan gelenler kentin çarşısını, restoranlarını doldurmuşlardı. Ülkemizde bu yıl Urfa Göbeklitepe yılı ilan edilmişti. Bir zaman Turizm Bakanı tarafından turizm sezonunun Mersin’de ilan edildiği yılı ve neredeyse kentimize hiçbir katkısının olmadığını üzülerek hatırladım. Şanlı Urfa’nın şehircilik alanında birçok yönden Mersin’den gelişmiş olduğu görülüyordu.   G.Antep ise, Mersin’den gelince sanki bambaşka bir dünya idi! Modern, gelişmiş, birçok sorununu halletmiş ve yeniliklerle adından söz ettirmiş bir kent… Geçtiğimiz dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey’i ziyaret etmiş ve tam bir tatil günü boyunca G.Antep’i dolaştırmış ve yapılan hizmetleri göstermiş, anlatmıştı. Bugün ise G.Antep daha da ileri gitmiş…   Beni en çok etkileyen ise, kentteki yoğun turizm hareketiydi. Çarşı içi yerli turistlerle doluydu. Günübirlik ya da hafta sonu için çok sayıda yerli ziyaretçi özellikle İstanbul’dan geliyor, G.Antep mutfağının lezzetlerini tadıyor ve alışveriş yapıyor, kente büyük bir ekonomik değer katıyordu.   Mersin’i düşündüm üzülerek… Dünyada en fazla eski esere sahip kent. Denizi, dağları, ormanları, krater gölleri, nehirleri yanında, tarihî ve doğal güzelliklere en fazla sahip olan kent Mersin. Yıllardır Mersin’in özellikle turizm alanında nasıl geri bırakıldığını, nasıl önünün tıkandığını yazdım durdum. Bitmek tükenmek bilmeyen kalabalık gruplarla yapılan yurtdışı turizm fuar gezilerinin yararsızlığını anlatmaya çalıştım. Kentin yöneticileri yıllarca gerçek rakam olan 40 bin yerine “yılda 500 bin turist geliyor” yalanıyla kandırıldı. Kentin esnafı kurvaziyer gemi turizmi ile avutuldu. Kentin dinamikleri Havalimanının tamamlanması çalışmalarına, kentten gelen utanç verici engellemelere kayıtsız kaldılar. Biz de bütün bunları belgelere dayalı biçimde yazdığımızda, kurumsal ve kişisel düzeyde çok kirli, haksız saldırılara uğradık. Evet; bugün o saldırganlar ortadan silindi; ama kendi kişisel çıkarları ve ikballeri uğruna bu kentin gelişmesinin önüne geçtiler, yılları yitirmesine neden oldular.   Mersin’in sahip olduğu özelliklerin çok azına sahip olan yakın komşu illerin nasıl geliştiğini anlamaya çalışalım ve artık bunda kusuru olanları görelim. Özellikle çevre “Büyükşehir”ler başta olmak üzere, yakın komşu illerdeki müthiş gelişimin sosyal, ekonomik, kültürel ve turizme dayalı dinamiklerini anlamaya çalışalım; politik seçimlerimiz ve değerlerimizle gündelik kent hayatı arasındaki doğrudan ilişkiyi yeniden düşünelim… Doğrudan politik ve ideolojik seçimlerle yaşadığımız kentin yönetimini uzun on yıllar kimlere emanet ettiğimizi hatırlayalım. Kimi Kent dinamiklerinin de benzer politik hesaplarla nasıl kirlendiğini unutmayalım. Yaşadığımız kent kaderimizdir; geleceğimizdir. Gündelik hayatın iyileşmesi, yılları boş yere yitmeden kentsel kıymetlerimizin değerlendirilmesi, bunun için de her düzeyde karar vericilerin Mersin öncelikli düşünmesi şarttır. Siyaset bunun içindir; seçimler bunun içindir, tartışmalar da bunun için yapılmalıdır.   Yakın komşu kentleri her ziyaretimizde Mersin adına üzüntü duymaktan yoruldum artık! Çevre Büyükşehirlerdeki fiziksel, sosyal, ekonomik, kültürel atılımları izledikçe Mersin için kahırlanmaktan yoruldum!   Dilerim, bütün kirli ilişkilere, ittifaklara, pazarlıklara, kişisel ikbâl uğruna Mersin için kötülükler vaat eden hesaplara rağmen… yerel seçimler sonrasında hayat daha olumlu akar, yaşadıklarımızdan ve yakın geçmişimizden dersler çıkararak şu güzelim Mersin’e ve Mersinli hemşerilere lâyık bir hayata başlarız. Elbette öncelikle bizler, bu kentte yaşayanlar Mersin öncelikli ve Mersin’e lâyık bir kişisel konumla, duyguyla, inançla , düşünceyle  çalışmalıyız.   HARUN ARSLAN
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2019 - Pazar

“Güneydoğu “ Bölgemizde Bir Karşılaştırma…

Mersin’in geleceği için çok önemli olan yerel seçimlerdeki karmaşa, garip ittifaklar, kirli bağlantılar, iftiralar, kişisel hırslar, çıkar kavgaları,  ahlâk dışı vaatler, haksızlıklar dikkatli izleyen herkesi rahatsız ediyor; bu nedenle kentle ilgili yazma, düşünme, araştırma isteklerimizi de köreltiyor.

 

Bir süre Mersin’den ayrılmanın iyi olacağını düşünerek, İstanbul’da biraz kaldıktan sonra bir Güneydoğu Anadolu gezisi yaptım.

 

Elbette ister istemez gittiğim kentleri Mersin’le karşılaştırdım ve kentimizin fiziksel, sosyal, kültürel açıdan nasıl geri bırakıldığının üzüntüsünü yaşadım.

Urfa’da turist otobüsleri vardı; yine civar kentlerden ve İstanbul’dan gelenler kentin çarşısını, restoranlarını doldurmuşlardı.

Ülkemizde bu yıl Urfa Göbeklitepe yılı ilan edilmişti.

Bir zaman Turizm Bakanı tarafından turizm sezonunun Mersin’de ilan edildiği yılı ve neredeyse kentimize hiçbir katkısının olmadığını üzülerek hatırladım.

Şanlı Urfa’nın şehircilik alanında birçok yönden Mersin’den gelişmiş olduğu görülüyordu.

 

G.Antep ise, Mersin’den gelince sanki bambaşka bir dünya idi!

Modern, gelişmiş, birçok sorununu halletmiş ve yeniliklerle adından söz ettirmiş bir kent…

Geçtiğimiz dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey’i ziyaret etmiş ve tam bir tatil günü boyunca G.Antep’i dolaştırmış ve yapılan hizmetleri göstermiş, anlatmıştı. Bugün ise G.Antep daha da ileri gitmiş…

 

Beni en çok etkileyen ise, kentteki yoğun turizm hareketiydi. Çarşı içi yerli turistlerle doluydu.

Günübirlik ya da hafta sonu için çok sayıda yerli ziyaretçi özellikle İstanbul’dan geliyor, G.Antep mutfağının lezzetlerini tadıyor ve alışveriş yapıyor, kente büyük bir ekonomik değer katıyordu.

 

Mersin’i düşündüm üzülerek…

Dünyada en fazla eski esere sahip kent. Denizi, dağları, ormanları, krater gölleri, nehirleri yanında, tarihî ve doğal güzelliklere en fazla sahip olan kent Mersin.

Yıllardır Mersin’in özellikle turizm alanında nasıl geri bırakıldığını, nasıl önünün tıkandığını yazdım durdum. Bitmek tükenmek bilmeyen kalabalık gruplarla yapılan yurtdışı turizm fuar gezilerinin yararsızlığını anlatmaya çalıştım.

Kentin yöneticileri yıllarca gerçek rakam olan 40 bin yerine “yılda 500 bin turist geliyor” yalanıyla kandırıldı.

Kentin esnafı kurvaziyer gemi turizmi ile avutuldu.

Kentin dinamikleri Havalimanının tamamlanması çalışmalarına, kentten gelen utanç verici engellemelere kayıtsız kaldılar.

Biz de bütün bunları belgelere dayalı biçimde yazdığımızda, kurumsal ve kişisel düzeyde çok kirli, haksız saldırılara uğradık.

Evet; bugün o saldırganlar ortadan silindi; ama kendi kişisel çıkarları ve ikballeri uğruna bu kentin gelişmesinin önüne geçtiler, yılları yitirmesine neden oldular.

 

Mersin’in sahip olduğu özelliklerin çok azına sahip olan yakın komşu illerin nasıl geliştiğini anlamaya çalışalım ve artık bunda kusuru olanları görelim.

Özellikle çevre “Büyükşehir”ler başta olmak üzere, yakın komşu illerdeki müthiş gelişimin sosyal, ekonomik, kültürel ve turizme dayalı dinamiklerini anlamaya çalışalım; politik seçimlerimiz ve değerlerimizle gündelik kent hayatı arasındaki doğrudan ilişkiyi yeniden düşünelim…

Doğrudan politik ve ideolojik seçimlerle yaşadığımız kentin yönetimini uzun on yıllar kimlere emanet ettiğimizi hatırlayalım.

Kimi Kent dinamiklerinin de benzer politik hesaplarla nasıl kirlendiğini unutmayalım.

Yaşadığımız kent kaderimizdir; geleceğimizdir.

Gündelik hayatın iyileşmesi, yılları boş yere yitmeden kentsel kıymetlerimizin değerlendirilmesi, bunun için de her düzeyde karar vericilerin Mersin öncelikli düşünmesi şarttır.

Siyaset bunun içindir; seçimler bunun içindir, tartışmalar da bunun için yapılmalıdır.

 

Yakın komşu kentleri her ziyaretimizde Mersin adına üzüntü duymaktan yoruldum artık!

Çevre Büyükşehirlerdeki fiziksel, sosyal, ekonomik, kültürel atılımları izledikçe Mersin için kahırlanmaktan yoruldum!

 

Dilerim, bütün kirli ilişkilere, ittifaklara, pazarlıklara, kişisel ikbâl uğruna Mersin için kötülükler vaat eden hesaplara rağmen… yerel seçimler sonrasında hayat daha olumlu akar, yaşadıklarımızdan ve yakın geçmişimizden dersler çıkararak şu güzelim Mersin’e ve Mersinli hemşerilere lâyık bir hayata başlarız.

Elbette öncelikle bizler, bu kentte yaşayanlar Mersin öncelikli ve Mersin’e lâyık bir kişisel konumla, duyguyla, inançla , düşünceyle  çalışmalıyız.

 

HARUN ARSLAN

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.