İktidarların ülke kaynaklarını hizmete dönüştürürken, kısıtlı kaynakları akılcı projelere yoğunlaştırmaları ve bunu yaparken adil biçimde dağıtmaları, yatırımların halka geri dönüşü ve refah açısından büyük önem taşıyor.
Yatırım tercihlerinde kendilerine oy veren kentleri rantabl olmasa bile kimi projelerle ödüllendirirken muhalif gördükleri kentlerin kaynaklardan mahrum bırakılarak cezalandırılması gelişmiş ülkeler açısından abesle iştigal gibi görünür ama Türkiye vb. ülkeler açısından yadırganacak yanı olmadığını her gün yaşayarak tanık olmak mümkün..
Siyaseten cezalandırma yöntemine aslında Mersin yabancı değil..
Tek parti döneminin son yıllarında Demokrat Partiye oy verdi diye liman projesinin bir türlü hayata geçirilmediği bugün bile efsane niyetine anlatıldığı bir kentten söz ediyoruz.
Ta Osmanlı döneminde Abdülhamit talimatıyla 1900' lerin başında projelendirilen ve Akdeniz' in en büyüğü olarak tasarlanan Deliçay-Eferenk (Müftü deresi) arasına yapılacak liman araya savaşın girmesiyle kesintiye uğrar ama sonrasında kurulan genç Cumhuriyet hükümetlerinin özellikle de 1940'lardaki tek parti iktidarının her yıl 'yapıldı, yapılıyor' vaatleri, 1946' da Demokrat Partiye en büyük desteği veren Mersin' in cezalandırılmasını da sağlar.
Cezalandırma 1950' de DP' nin iktidar olmasıyla ödüllendirmeye dönecek, tam 50 yıl liman projesi bir türlü hayata geçmeyen kent, dönemine göre rekor sayılacak 9 yıl gibi bir sürede gerek derinlik, gerek rıhtım uzunlukları gerekse de yer aldığı alan itibariyle ülkenin ve doğu Akdeniz' in en büyük limanına kavuşacaktır.
Kısaca Mersin bu kez de AK Parti iktidarına seçimlerde yeterince destek vermeyen bir il olarak kamuya sağladığı kaynakların karşılığını tam olarak alamamış bir kent görünümünde ve bu kanaat geniş kesimlerde kabul görmekte..
Kanaat öylesine yaygın ki, kentin olmazsa olmaz projeleri her yıl biraz uzaklara ötelenirken , cennetten farksız Büyükeceli' ye nükleer santral, Tisan adasına balık çiftlikleri, Yeşilovacık' a çimento fabrikası, termik santral ve son olarak serbest bölge/liman genişleme sahasıyla konteyner liman olarak tasarlanan bölgeyi karaya bağlayacak alana kondurulması düşünülen petrokimya özel bölgesinin Mersini kuşatmasıyla, çevreyi tehdit etme potansiyeli taşıyan yatırımların kente reva görüldüğü algısı her gün biraz daha güçleniyor.
Kanaat ve algının ötesinde somut veriler de benzer tabloya işaret ediyor.
Yazı dizisinin bu ilk bölümünün ekinde son beş yıla ait Maliye Hazine Bakanlığı verilerinden yola çıkarak bazı illerin gelir/gider tablolarını ve gelirlerin giderleri karşılama oranlarını bulacaksınız. Denizli, Gaziantep, Kayseri, Konya ve Mersin' in merkezi idareye aktardığı gelirler ve karşılığında aldıkları..
Tek başına bu tablo* bile yeterince şeyler anlatıyor. Tümü Mersin ile benzer orta büyüklüklere sahip, tümü Mersin' den farklı olarak sanayide öne çıkmış ve yine Mersin' den farklı olarak 2002'den beri yapılan tüm yerel, genel seçimlerde ve referandumlarda AK Partiye destek vermiş illerle Mersin' in gelir/gider tablolarını Maliye Hazine Bakanlığı verilerinden yola çıkarak özetlemeye çalıştım.
Son yayınlanan 2019 ilk 9 ayına ait gelir tablosunun en çarpıcı yanı; Denizli, Gaziantep, Kayseri, Konya beşlisinin tümünün merkezi idareye aktardığı toplam kaynak 12 milyar TL iken tek başına Mersin' in aktardığı gelir 11 milyar 135 milyon..
Aldığı 100 liraya karşı 168 lirayı merkezi idare emrine veren Mersin…
Verilerle de sınırlı değil araştırma…
Yazı dizisiyle kanaat ve algılar yerine gerçekleri, resmi veriler ve belgeler ışığında ortaya koymak, böylece üzerine ölü toprağı serpilmiş kent dinamiklerinin ayağa kalkmasını, en azından gecikmiş/geciktirilmiş projelerin başına gelenleri ortaya koyarak yeni bir durum değerlendirilmesine katkıda bulunmayı umuyorum..
Yazı dizisini iki proje temelinde ele almaya çalıştım.
Bunlardan biri 2009' da ÇED süreci tamamlanan, on yıl boyunca yayınlanan tüm yatırım programlarında ülkenin stratejik açıdan da olmazsa olmaz gördüğü Konteyner Terminal limanı ve Çukurova Bölgesel Havalimanı projeleri…
İki projenin de son on yıllık yatırım programlarında geçirdiği evreleri, biri elimizden kayıp giderken, diğerinin de kendisinden yıllar sonra gündeme gelen benzer yatırımların bile nasıl gerisine düşürüldüğünü, ilginin ötesinde ibretle okuyacağınızı düşünüyorum…
Seçilmiş illerin yıllar itibariyle merkezi yönetim bütçesi gelir gider karşılaştırması
|
2014 |
2015 |
2016 |
2017 |
2018 |
2019(9 ay) |
Denizli |
1.521/1.976 |
1.816/2.214 |
2.110/2.615 |
2.503/2.889 |
3.205/3.474 |
2.680/3.059 |
G.Antep |
1.686/2.828 |
2.371/3.365 |
3.004/3.984 |
3.022/4.802 |
3.865/6.274 |
2.640/5.431 |
Kayseri |
2.233/3.586 |
2.632/4.059 |
3.000/4.663 |
3.148/5.213 |
3.815/6.596 |
2.909/5.690 |
Konya |
2.965/5.219 |
3.469/6.120 |
4.133/7.250 |
4.398/8.010 |
5.432/9.155 |
3.965/7.161 |
Mersin |
7.456/4.047 |
7.890/4.863 |
8.255/5.436 |
11.160/6.751 |
13.833/8.198 |
11.135/6.935 |
-Rakamlar milyon TL
- Kaynak: Maliye ve Hazine Bakanlığı Bütçe Bülteni
Seçilmiş illerde yıllar itibariyle gelirlerin giderleri karşılama oranları:
|
2014 |
2015 |
2016 |
2017 |
2018 |
2019 (9 ay) |
Denizli |
77 |
82 |
80,7 |
86,6 |
92 |
87,6 |
G. Antep |
59,6 |
70 |
75,4 |
62,9 |
61,6 |
48,6 |
Kayseri |
62 |
64,8 |
64,3 |
60,4 |
57,8 |
51 |
Konya |
56,8 |
56,7 |
57 |
54,9 |
59,3 |
55,4 |
Mersin |
184 |
162 |
151,8 |
165,3 |
168,7 |
160,6 |
Kaynak: Maliye ve Hazine Bakanlığı Bütçe Bülteni