Yazının başlığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. 18 Kasım’da gazetelerde haber olan bir söz. Çok düşündürücü bir tespit. Aslında şu sorunun yanıtı çok önemli. “CHP’yi yönetmek neden bu kadar zor?” 18 yıl Baykal’ın genel başkanlığında yürüyen CHP, son dokuz yıldır da Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında gidiyor. Dile kolay tam 27 yıl. CHP, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel yapı taşı olan bir parti. CHP’siz Türkiye düşünülemez. Peki, son 27 yıl içinde CHP bu güvene layık olabildi mi? Son belediye başkanlığı seçimini bir tarafa bırakacak olursak CHP sürekli patinaj yaptı durdu. Bir türlü atağa kalkamadı. Son belediye başkanlıkları seçiminde olağanüstü bir strateji başarısı ortaya koyan Kılıçdaroğlu ittifaklarla başarılı olunabileceğini herkese gösterdi. İyi Parti ve özellikle HDP’nin katkıları unutulamaz. Bugün gelinen noktada görüldüğü kadarıyla HDP bir daha CHP’nin sokağından bile geçmez. 2018 yılı genel seçimlerden önce de Kılıçdaroğlu ön seçim isteyenlere şöyle bir söz söylemişti. “Parti üyelerinin yarısının partiye üye olduklarından haberi yok. Bu üye yapısıyla ön seçim yapılamaz.” Aslında Kılıçdaroğlu CHP’yi yönetmenin neden çok zor olduğunun yanıtlarını çok iyi biliyor. Tüm MYK Üyeleri ve İl Başkanları da biliyor. Adeta görmemezlikten geliyorlar. Bindikleri dalı kesmek istemiyorlar. Çözüm ana hatlarıyla belli: “Sağlıklı bir üye ve örgüt yapısı ile parti içi demokrasi.” Son yerel seçimde Genel Başkan ve MYK üyeleri tüm belediye başkanı adaylarını belirlediler. Hatta, belediye meclis üyeliklerinde bile müdahil oldular. Parti Meclisi ise noter görevinden öteye geçemedi. Seçimlerde siyasi ve ekonomik konjonktür çok önemlidir. Siyasi ve ekonomik gelişmeler lehinize işlemezse ağzınızla kuş tutsanız bile başarılı olamazsınız. Genelde, beklenen adayların kazanması da bu görüşü doğruladı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu sürekli şikayette bulunuyor ama şikayette bulunduğu sorunların çözümü doğrultusunda da hiçbir adım atmıyor. Hantal ve yaşlı, edilgen ve yorgun üye ve örgüt yapısının değişimi konusunda her şey sözde kalıyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki, kadını ve gençliği olmayan örgütlerin başarılı olması olanaksız. Alan razı satan razı örneğinde olduğu gibi son zamanlarda ilçelerde ve illerde türeyen siyaset tüccarları da mevcut düzenin devamının sağlanmasında başarılı oluyor. Değişen siyaset anlayışında örgütlerin yerini artık halkla ilişkilerin aldığı sürekli gözardı ediliyor. CHP, 2020’de olağan kurultayını yapacak. İlçe başkanlığı seçimlerinde düzenden yana olanlar rahatlıkla seçimleri kazanacaklardır. İl başkanlığı seçimlerinde ise büyük illerde çekişme yaşanacağı görülüyor. Ancak, il başkanlığı seçimlerini de büyük ölçüde genel merkezcilerin kazanacağı anlaşılıyor. Kurultayda ise genel başkanlık seçiminde Kılıçdaroğlu rakipsiz. Parti meclisi seçiminde ne olur derseniz daha önceki kurultaylarda ne oluyorsa aynısı olur. Kılıçdaroğlu’nun 60 kişilik parti meclisi anahtar listesini 5-6 kişi delebilir. Yeni seçilen parti meclisi de noterlik görevine devam eder. Sonuç olarak CHP’de durumlar nasıl diye soracak olursanız verilecek en doğru yanıt şu olur: “CHP, gücüne yabancı bırakılıyor.”