Yeniden Refah Partisi Ar-Ge Başkanı Prof. Doğan Aydal’ın liderliğinde hazırlanan parti kaynak paketleri kitabı ilgimi çekti. Prof. Aydal’ı bu köşede ‘Sayıları Konuşturan Genel Başkan Yardımcısı’ başlığı altında tanıtmıştım. Doğan Aydal enerji uzmanı, birçok araştırmaları ve kitapları bulunan bir bilim insanı. Aynı zamanda Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı. Aydal, geçen yıl Mersin’e gelmiş ve detaylı bir sunum ile bizleri enerji kaynakları konusunda bilgilendirmişti.
Elimdeki kaynak kitabının ciddi bir çalışmanın ürünü olduğu hemen belli oluyor. İçerisindeki bilgiler okuyucuda heyecan uyandırıyor. Aydal; Necmettin Erbakan ile de çalışma fırsatı bulmuş bir akademisyen. Erbakan Hoca’nın fikir ve projelerinin önemi ortadadır. Bugünkü hükümetin onun bazı projelerinden yararlandığı da bilinmektedir. Son yıllarda göğsümüzü kabartan iha ve siha’ların fitilini ilk ateşleyen ve buluşlara öncülük yapan yine Erbakan’dır.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar herkesin bilgisi dahilindedir.Yeniden Refah Partisi; ithalata dayalı ekonomi yerine katma değerli üretim, istihdam ve ihracata dayalı bir ekonomiye geçişi savunmaktadır.
Kaynak tanıtım kitabında ilginç bir yöntem izlenmiş. Projelerin tanıtımı yanında gerekçesi de yazılmıştır. Her projenin sonunda, proje gerçekleştiğinde ülke ekonomisine olası katkısı hesaplanmıştır. Ayrıca fazlaca teknik detaylara girilmemeye özen gösterilmiştir. Projeler 15 ana başlık altında toplanmış ve çalışma ile ülkenin refah seviyesini arttırmak amaçlanmıştır.
Kaynak paketlerinden yılda en az 125 milyar dolar para girişi ve yıllık 20-30 milyar dolarlık tasarruf yapılması hesaplanmıştır. Rakamların daha ileri seviyelere çıkartılması için ar-ge merkezi tarafından yeni kaynak paketleri hazırlanmaktadır.
Projelerin başına güneş enerjisi konmuştur. Güneş enerji projeleri ile enerji ithalatını önemli ölçüde azaltmak planlanmıştır. Projeden yılda en az 20 milyar dolar katkı beklenmektedir. İkinci sıraya Doğu Akdeniz doğal enerji kaynakları konarak buradaki haklarımız, çözüm önerileri ve projeler anlatılmıştır. Projeyle Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki derin deniz sondajları teşvik edilecektir. Buradan yılda minimum 25 milyar dolar gelir beklenmektedir.
Birleşik barajlar projesiyle, barajlardaki suyu diğer barajlara aktarıp elektrik elde etmek ve komşulara su satışından toplamda yılda 23 milyar dolar gelir hedeflenmektedir. Diğer bir proje, Kompost tesislerinde ise kompost tesislerinin her il için mecburi hale getirilmesi ile atık su üretimi ve gübre elde edilmesi sağlanıp bu kaynaktan 3 milyar dolar sağlanacaktır. Madencilik projelerinde, küçük ölçekli madenleri maden ofisleri aracılığıyla toplayıp, zenginleştirip, böylece maden ithalatını azaltmak, bor türevlerinin de kullanabilecek sektörlere aktarmak hedefinden yılda 3 milyar dolar gelir elde etmek düşünülmektedir. Demir-çelik konusunda da “ Yassı çelik imalatı ülkemizde yapılabilmektedir ve kapasitemiz uygundur. Çin’den ve diğer ülkelerden 9 milyon ton/yıl ithalat önlenmelidir” denilerek bu konuda 5 milyar dolar gelir hedeflenmektedir.
Tarım alanında, öncelikle ithalatı olabildiğince kısmak amacı yer almaktadır. Arazileri bütünleştirip, tarım çiftlikleri kurmak da tedbirler arasındadır. Ayrıca tohumculukla ilgili kanununu değiştirmek de partinin programındadır. Tarım sektöründen böylelikle ilave 5 milyar dolar gelir beklenmektedir.
Kenevir, sıvı gübre, hayvancılık projelerinden ve volkan camlarının (perlit) ekonomide (tarım-inşaat-gıda-kimya) değerlendirilmesi düşüncesinden yılda11 milyar dolar gelir hesaplanmaktadır.
Büyük cari açığa sebep olan Rusya ve Çin ile ticaretin dengelenmesi planından da ülkemizin 20 milyar dolar gibi bir kaynak elde etmesi beklenmektedir. 54. Hükümet tarafından (Refah-Yol) başarı ile uygulanan Havuz projesi uygulamasından en az 5 milyar dolar gelmesi düşünülmektedir. Son olarak denk bütçe ile faiz ödemeleri önemli ölçüde azaltılarak buradan da yılda 10 milyar dolar gelir hedeflenmektedir.
150 sayfalık ‘milli kaynak paketleri’ kitabında tüm projeler fotoğraflar, grafikler, tablolar istatistikler eşliğinde detaylı bir biçimde anlatılmıştır. Kitapta ülkemizin elindeki yeterince verimli kullanılmayan yer altı, yer üstü kaynakların, doğal zenginliklerin bir envanteri çıkarılarak ekonomiye kazandırılması düşünülmüştür. Tüm projelerde çevreci yaklaşım benimsenerek, yenilikçi ve iddialı bir duruş sergilenmiştir.
Hani hep söylenir ya ‘un var, şeker var, su var ama helva yapan yok’ diye. İşte bu projeler milli kaynakları insan gücü ile bütünleştirip, Anadolu’dan yeniden sıçrayışın bir işaret fişeğidir. Ben öyle hissettim. Projelerin gerçekleşmesinin sadece bir partinin çabasıyla sınırlı kalmaması dileğiyle…