“ Sezgisi olmayanın, idraki de olmaz”
Yazarlık birçok açıdan sıkıntılı uğraştır. Hele bir de siyasi konularda yazıyorsanız ‘başınızın ağrımasını’ garantilemişsiniz demektir. Yazarın insanların tümünü birden hoşnut etmesi mümkün değildir. O, sürekli eleştiriler altında yaşamak zorundadır. Yazdıkları ile düşmanlıkları üzerine çekebilir, dostlarını kaybedebilir ve hatta yargılanır, hapse dahi girebilir. Hele bir de bağımsız bir yazar olma iddiası taşıyorsanız; sizi sahiplenen azalır, sıkıntılarınızın varlığı daha da artar.
Bugün önemli ve hassas bir konuyu anlatmak derdindeyim. Bu köşeden hemen her türden görüşe ve insana yer vermekteyim. Ülkemizdeki sorunların başında yanlı davranmak ve yanlış eksik bilgiler ile algı yaratma çabasının geldiğinin bilincindeyim. O bakımdan mümkün mertebe doğru bilgilenmek ve bunları aktarmak peşindeyim.
Milli Görüş ile ilgili o kadar çok şey yazıldı söylendi ki; bu bende eskiden beri merak uyandırdı. Erbakan Vakfı’nın çıkardığı ‘Milli Görüş Dersleri’ adlı kitapçık bu konudaki eksikliğimi gidermem de yardımcı oldu. Milli Görüş fikri ilk kez 1969 yılında ‘Bağımsızlar Hareketi’ diye bilinen bir girişimle getirilmiştir. Ana düşüncesi; ülkenin ve insanlığın karşılaştığı siyasi, ekonomik, ahlaki ve ilmi sorunlara çözüm bulmaktır. Geliştirdiği fikirler bir bakıma hak ve adalet eksenli dünya görüşüdür. Hareket 46 senedir koalisyonlarda, belediyelerde, muhalefette yerel ve uluslar arası düzeyde doğrudan ve dolaylı olarak önemli icraatlar yapmış, ülkenin sosyal ve iktisadi gelişimine katkı sunmuştur.
Hareketin önderleri 1940’larda üniversitelerde öğrenci olan zeki, çalışkan ve İslami hassasiyete sahip gençlerdi. Mezuniyetleri ardından bu idealist gençler, devletin çeşitli kurumlarında görevler aldılar. Kamu kurumlarındaki aksaklıkları gördüler. Ülkenin siyasi yapısını öğrendiler. Bir kısmı Batı ülkelerinde bulundu. Böylece Batı’yı da tanıma fırsatı elde ettiler. Zihinlerdeki ‘ülkenin ve İslam dünyasının neden geri bırakıldığı’ sorusuna cevap bulmaya çalıştılar.
Milli Görüş Hareketinin önderi prof. Necmettin Erbakan; Almanya’da doktora yaparken kalkınma için sanayileşmenin önemini yakından gördü. Makine alanında uzman olduğu için İTÜ’de ülkemizin sanayileşmesine yönelik bazı projeler üzerinde çalıştı. Dönemin başbakanı Menderes’in desteğiyle 1956 yılında 850 işçinin çalıştığı yüzde yüz yerli Gümüş Motor Fabrikasını kurdu. Fakat çeşitli hile ve desiselerle bu fabrika işletilmedi. Prof. Erbakan’ın Türkiye’nin sanayileşmesinin önündeki engelleri aşmak için aday olduğu Türkiye Odalar Birliği Başkanlığı polis zoru ile engellendi.
Karşılaştıkları türlü engeller onları siyasete atılmaya sevk etti. 1969’da önce bağımsız milletvekili adayı oldular. 1970 yılında Milli Görüş; Milli Nizam Partisi adı altında partileşti. Ancak MNP laikliğe aykırı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatıldı. 1973’te Milli Selamet Partisi kuruldu ve seçimlerde 48 milletvekili kazanarak meclise girdi. 1974’te MSP-CHP koalisyonu kuruldu. Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Hükümet önemli hizmetlere imza attı. Ülkede sanayileşme hamlesi başlattı. Ancak 1980 darbesi ile parti kapatıldı. Hareketin önderleri hapsedildi.
Milli Görüş’ün üçüncü partisi olarak Refah Partisi 1983 yılında kuruldu. Parti yerel yönetimlerde büyük başarı sağladı. RP’si 1989’da ‘ hak ve adalet merkezli sosyal bir yapılanma olan ‘Adil Düzen Projesini’ benimsediğini ilan etti. Hareket 1995 yılında Türkiye’nin en büyük partisi oldu. 1996’da Erbakan Başbakan oldu. Başarılı icraatlara imza atan 54. Hükümet, 28 Şubat post modern darbesiyle iktidardan düşürüldü. D8 teşkilatının kurulmasına öncülük eden Refah Partisi, ırkçı, tekelci sermayenin küresel düzenine çomak sokmuştu çünkü.
Küresel emperyalizmin uzantıları Refah Partisini de kapattı. Milli Görüş liderleri siyasi yasaklı ilan edildi.
Milli Görüş’ün 10 temel prensibi şunlardır: Bağımsızlık- İç Barış ve Kardeşlik- Devlet Millet Kaynaşması- Manevi Kalkınma- Milli, Güçlü, Hızlı, Yaygın Kalkınma- Ağır Sanayi- Sıhhatli Ekonomiye Geçiş- Herkese Refah- Şahsiyetli Dış Politika- Müslüman Ülkelerle İşbirliği.
Bir dünya görüşü olarak Milli Görüş’ün temel ilkeleri de aşağıdaki başlıklar altında sıralanmıştır: İlah Anlayışı- Kainat Anlayışı- İnsan Anlayışı- Hayat Anlayışı- Toplum Anlayışı- Hak Anlayışı- Tarih Anlayışı- Devlet Anlayışı.
Milli Görüş; ‘niçin çalışmak gerekiyor?’sorusunu Hak’ka yani diğer anlamda, hiçbir şarta bağlı olmaksızın, mutlak olarak her şart altında ‘iyi ve doğru’ olana bağlılık olarak açıklar. Bunu da ‘farklılıkta birliği’ gözeterek uygulamaya gayret gösterir.