Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

TİHA Türkiye’nin Yeni Hava Gücü

“ Harekette birlik olmazsa; fikirde birlik faydasızdır”     Geçen nisan ayında ABD; Türkiye’yi F-35 programından çıkardığını Ankara’ya resmen bildirdi.  Aynı günlerde Türkiye; Tiha’larla ( taarruzi insansız hava aracı) başarılı atış testleri gerçekleştirdi. Siha’ların bir üst versiyonu olan Tiha’lar birçok bakımdan Siha’lara nazaran daha üstün özellikler taşıyor.     İha, Siha derken şimdide Tiha’lar tsk envanterine giriyor. Bu elbette birçok insanda kafa karışıklığı yaratıyor. Hangisinin hangi özellikler taşıdığını bilmiyor insanlar. İlk üretilen İha’lar (insansız hava aracı) silahsızdı ve keşif gözetleme görevleri üstlendi. Ardından İha’lar silahlandı ve Siha ( silahlı insansız hava aracı) adını aldı. Bunlar keşif, gözetleme ve devriye uçuşları yanı sıra hava-yer hedeflerini vurma yeteneği kazandı.     İHA teknolojisinde Türkiye şu an dünyada beş ülke arasındadır. İki ana üretici firmamız bu sektörde öne çıkmıştır. Tusaş, ilk ürettiği Anka modelleriyle ve şimdiki Aksungur- Tiha modeliyle ve Bayraktar şirketinin meşhur TB-2 modeli ve son üretim Akıncı-Tiha’sı en çok kullanılan ve dünyada ses getiren, ihracat kapıları aralayan hava araçlarıdır.     Bilhassa terörle mücadele kapsamında Türkiye, bu araçlara çok ihtiyaç duydu. Zira engebeli arazilerde, bir tabur askerin günler içerisinde yaptığı işi, siha’lar saatler içinde üstelik insan kaybı yaşatmadan hallediyor. Türkiye ihtiyaç duyduğu birçok silah sistemini dünya piyasasından; F-35 örneğinde olduğu gibi peşin paraya bile temin edemedi. Müttefik dediğimiz ülkeler bizi yarı yolda bırakınca, kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerektiğini geç de olsa anladık. 90’lı yılların ortalarından itibaren ilk, beş kiloluk elle atılan dronlardan 20 yıl içerisinde 5 ton ağırlığa ulaşan Tiha’lara ulaştık.     İha teknolojisinde Türkiye dünyada gıpta ile bakılan bir aşamaya geldi. Üstelik Türkiye bu silah sistemlerini çeşitli ambargolar altında geliştirdi. Bir İsrailli askeri uzmanın bu konudaki tespiti çok önemli. İsrailli uzman, Karabağ savaşını dünya tarihinde insansız hava araçları tarafından kazanılan ilk harp olarak tanımlıyor. Envantere giren Tiha’ların yetenekleri sayıldığında gelecekte daha fazlasını göreceğimiz kesin.     Askeri alanda üretilen ilk modeller çok önemlidir. Çünkü bu ilk modelleri üretmek zaman alır, teknolojik birikim gerektirir. Ancak sonraları elinizdeki hazır platformları, saha geri bildirimleri avantajıyla geliştirmek daha az zaman ve para gerektirir. Türkiye’nin terör ile mücadelesi ve sınır ötesi operasyonları askeri teçhizatları sahada deneme ve hızlı ilerleme imkanı sunuyor.     İha teknolojisine uydu bağlantısı kattığınızda hem keşif gözetleme hem de taarruz menzilini arttırırsınız. Uydu bağlantısız iha’lar, yer kumanda merkezlerine yakın olmak durumunda (200-300 km) Oysa uydudan bu menzil bugün, Akıncı-Tiha için keşif gözetlemede 5.000 km, taarruzi menzil ise 2.500 km’dir. Bu Türkiye’nin operasyon imkan ve kabiliyet sınırlarının ne denli büyüdüğünü gösterir. Örneğin, Ankara uydu komuta merkezindeki pilotumuz artık yeni model Tiha’ları Avrupa içlerinden, Kuzey Afrika’ya, tüm Ortadoğu ve Kafkaslar bölgesinde hareket ettirme yeteneğine kavuşmuş bulunuyor.     Yeni Tihalar, daha fazla yüksekliğe çıkma (40.000 bin feet) ve daha fazla havada kalma (48 saate kadar) imkanına kavuştu. Yükseklik ve havada kalma durumu silah yüklü iken ve boş keşif gözetleme görevlerinde iken değişmektedir. Faydalı yük taşımada da yeni Aksungur ve Akıncı Tihalar, Sila’lardan 6-8 kat daha fazla kapasiteye sahip.     Tiha’ların en önemli özelliği hava- hava görevleri icra edecek olmaları. Çünkü Siha’lar sadece hava-yer hedeflerini vurabiliyor. İha teknolojisinde akıllı yerli mühimmatların da önemi çok büyük. Öyle ki Türkiye bu alanda yerli füze ailesi oluşturdu. Hemen her alanda kullanılabilecek bu yerli füzeler, büyük oranda Tiha’lar tarafından da taşınacak.     Bugüne değin Siha’lar ortalama 7-10 km menzilde ve ağırlıkla (MAM-L mühimmatıyla) havadan yer hedeflerine atış yapabiliyordu. Oysa şimdi yeni üretilen MAM-T ile 30 km öteden hedefleri vurma kabiliyeti kazandı. Bu, alçak ve orta irtifa hava savunma sistemlerinin hedefinden çıkarak, hedefe atış yapmak anlamı taşıyor. Yakın zamanda Tiha’lara 120 km menzilli Kuzgun füzeleri takıldığında, komşu hava sahasına girmeden sınır hattı boyunca, 100-120 km derinlikteki hedefler vurulabilecektir.     Tiha’lar uçakların yükünü, hem keşif gözetleme ve devriyede hem taarruzi görevlerde büyük  ölçüde alacaktır. Tiha’lar; diğer hava araçları yanı sıra hava- hava füzeleri ile uçak vurma yeteneği de kazanmış durumda. Ayrıca uçakların bakım ve havada kalma maliyetleri düşünüldüğünde, Tiha’lar uçakların görevlerini üstlendikçe, büyük ekonomik kazançlar sağlayacaktır.             
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2021 - Pazartesi

TİHA Türkiye’nin Yeni Hava Gücü

“ Harekette birlik olmazsa; fikirde birlik faydasızdır”

 

  Geçen nisan ayında ABD; Türkiye’yi F-35 programından çıkardığını Ankara’ya resmen bildirdi.  Aynı günlerde Türkiye; Tiha’larla ( taarruzi insansız hava aracı) başarılı atış testleri gerçekleştirdi. Siha’ların bir üst versiyonu olan Tiha’lar birçok bakımdan Siha’lara nazaran daha üstün özellikler taşıyor.

 

  İha, Siha derken şimdide Tiha’lar tsk envanterine giriyor. Bu elbette birçok insanda kafa karışıklığı yaratıyor. Hangisinin hangi özellikler taşıdığını bilmiyor insanlar. İlk üretilen İha’lar (insansız hava aracı) silahsızdı ve keşif gözetleme görevleri üstlendi. Ardından İha’lar silahlandı ve Siha ( silahlı insansız hava aracı) adını aldı. Bunlar keşif, gözetleme ve devriye uçuşları yanı sıra hava-yer hedeflerini vurma yeteneği kazandı.

 

  İHA teknolojisinde Türkiye şu an dünyada beş ülke arasındadır. İki ana üretici firmamız bu sektörde öne çıkmıştır. Tusaş, ilk ürettiği Anka modelleriyle ve şimdiki Aksungur- Tiha modeliyle ve Bayraktar şirketinin meşhur TB-2 modeli ve son üretim Akıncı-Tiha’sı en çok kullanılan ve dünyada ses getiren, ihracat kapıları aralayan hava araçlarıdır.

 

  Bilhassa terörle mücadele kapsamında Türkiye, bu araçlara çok ihtiyaç duydu. Zira engebeli arazilerde, bir tabur askerin günler içerisinde yaptığı işi, siha’lar saatler içinde üstelik insan kaybı yaşatmadan hallediyor. Türkiye ihtiyaç duyduğu birçok silah sistemini dünya piyasasından; F-35 örneğinde olduğu gibi peşin paraya bile temin edemedi. Müttefik dediğimiz ülkeler bizi yarı yolda bırakınca, kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerektiğini geç de olsa anladık. 90’lı yılların ortalarından itibaren ilk, beş kiloluk elle atılan dronlardan 20 yıl içerisinde 5 ton ağırlığa ulaşan Tiha’lara ulaştık.

 

  İha teknolojisinde Türkiye dünyada gıpta ile bakılan bir aşamaya geldi. Üstelik Türkiye bu silah sistemlerini çeşitli ambargolar altında geliştirdi. Bir İsrailli askeri uzmanın bu konudaki tespiti çok önemli. İsrailli uzman, Karabağ savaşını dünya tarihinde insansız hava araçları tarafından kazanılan ilk harp olarak tanımlıyor. Envantere giren Tiha’ların yetenekleri sayıldığında gelecekte daha fazlasını göreceğimiz kesin.

 

  Askeri alanda üretilen ilk modeller çok önemlidir. Çünkü bu ilk modelleri üretmek zaman alır, teknolojik birikim gerektirir. Ancak sonraları elinizdeki hazır platformları, saha geri bildirimleri avantajıyla geliştirmek daha az zaman ve para gerektirir. Türkiye’nin terör ile mücadelesi ve sınır ötesi operasyonları askeri teçhizatları sahada deneme ve hızlı ilerleme imkanı sunuyor.

 

  İha teknolojisine uydu bağlantısı kattığınızda hem keşif gözetleme hem de taarruz menzilini arttırırsınız. Uydu bağlantısız iha’lar, yer kumanda merkezlerine yakın olmak durumunda (200-300 km) Oysa uydudan bu menzil bugün, Akıncı-Tiha için keşif gözetlemede 5.000 km, taarruzi menzil ise 2.500 km’dir. Bu Türkiye’nin operasyon imkan ve kabiliyet sınırlarının ne denli büyüdüğünü gösterir. Örneğin, Ankara uydu komuta merkezindeki pilotumuz artık yeni model Tiha’ları Avrupa içlerinden, Kuzey Afrika’ya, tüm Ortadoğu ve Kafkaslar bölgesinde hareket ettirme yeteneğine kavuşmuş bulunuyor.

 

  Yeni Tihalar, daha fazla yüksekliğe çıkma (40.000 bin feet) ve daha fazla havada kalma (48 saate kadar) imkanına kavuştu. Yükseklik ve havada kalma durumu silah yüklü iken ve boş keşif gözetleme görevlerinde iken değişmektedir. Faydalı yük taşımada da yeni Aksungur ve Akıncı Tihalar, Sila’lardan 6-8 kat daha fazla kapasiteye sahip.

 

  Tiha’ların en önemli özelliği hava- hava görevleri icra edecek olmaları. Çünkü Siha’lar sadece hava-yer hedeflerini vurabiliyor. İha teknolojisinde akıllı yerli mühimmatların da önemi çok büyük. Öyle ki Türkiye bu alanda yerli füze ailesi oluşturdu. Hemen her alanda kullanılabilecek bu yerli füzeler, büyük oranda Tiha’lar tarafından da taşınacak.

 

  Bugüne değin Siha’lar ortalama 7-10 km menzilde ve ağırlıkla (MAM-L mühimmatıyla) havadan yer hedeflerine atış yapabiliyordu. Oysa şimdi yeni üretilen MAM-T ile 30 km öteden hedefleri vurma kabiliyeti kazandı. Bu, alçak ve orta irtifa hava savunma sistemlerinin hedefinden çıkarak, hedefe atış yapmak anlamı taşıyor. Yakın zamanda Tiha’lara 120 km menzilli Kuzgun füzeleri takıldığında, komşu hava sahasına girmeden sınır hattı boyunca, 100-120 km derinlikteki hedefler vurulabilecektir.

 

  Tiha’lar uçakların yükünü, hem keşif gözetleme ve devriyede hem taarruzi görevlerde büyük  ölçüde alacaktır. Tiha’lar; diğer hava araçları yanı sıra hava- hava füzeleri ile uçak vurma yeteneği de kazanmış durumda. Ayrıca uçakların bakım ve havada kalma maliyetleri düşünüldüğünde, Tiha’lar uçakların görevlerini üstlendikçe, büyük ekonomik kazançlar sağlayacaktır.             

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.