Ahmet Akın
Köşe Yazarı
Ahmet Akın
 

Muz Seralarının Çoğalması İyi Mi Kötü Mü?

Mersin merkez ve ilçelerinde her taraf muz seralarıyla dolmaya başladı. Muz seralarının plansız bir şekilde hızla artması birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Muz seralarının bu kadar hızlı artmasında en önemli etkenler hiç şüphe yok ki iktidarın muz seralarına sağladığı kredi ve ithal muz için uyguladığı ton başına 690 dolar Toplu Konut Fonu, 8 KDV ve 7 gümrük vergisi nedeniyle muz fiyatlarının artması. Muz, yetiştirilmesi sırasında en çok su tüketen tarım ürünlerinden birisi. Muz için su sevdalısı meyve diyebiliriz. Her sera ürününde olduğu gibi muzda da kullanılan tarımsal kimyasalların ve atık riski daha da artıyor ve toprak kısa bir süre içinde verimsizleşiyor. Aslında bunlar kadar önemli bir konu daha var. Hayatı boyunca tarımla ilgilenmemiş kişilerin muz işine soyunması. Petrolcüler, inşaat müteahhitleri, doktorlar, serbest meslek erbapları, elektronikçiler, sanayiciler vs. muz serası yapmak için adeta birbiriyle yarışıyor. Bu durum diğer tarım ürünleri içinde büyük tehlike. İnşallah, bir zamanlar nar bahçeleri için yapılan hatalar muz işinde tekrarlamaz. Nerede o nar bahçeleri? 1986 yılında Kuveyt’ten TIR’la getirilen ilk Çikita Muz ithalatı çok ses getirmişti. Daha sonraki yıllarda ithalatın hızla artması nedeniyle yerli muz üreticileri seslerini yükseltince ithalat önemli ölçüde frenlendi. Muz üreticilerinin kooperatif ya da birlik şeklinde örgütlenmeleri iyi bir şey. Birlikten kuvvet doğar. Geçenlerde Akdeniz Muz Üreticileri Kooperatifi’nin bir paylaşımına denk geldim. Üyelerine, Azman ve Grand muz cinslerinde ortalama fiyatların 8.- TL olduğu yönünde tavsiyede bulunuyor. Yani, tüccara bu fiyattan aşağı bir teklifle yanımıza gelmeyin diyor. Muz sektöründe maliyetler ve fiyatlar konusunda özet bir çalışma yaptığımızda karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. Muz serası yatırımı yaklaşık 3-4 yılda kendini amorti ediyor. Dönüm başına 20 bin gider karşılığında 45 bin gelir elde edebiliyorsunuz. Bir dönüm sera maliyeti özelliklerine göre 100-150 bin. Şimdilik çok avantajlı bir yatırım. İş insanı ticarette kar ya da zararın kardeş olduğunu çok iyi bilir. Kar gördüğü yerde yatırım yapmak en doğal hakkıdır. Ancak, muz bu kadar korunurken, pamuk başta olmak üzere birçok tarım ürününün yok sayılması doğru değildir. Paranın zaman değeri açısından objektif tespitler yapılması önemlidir. Serada 7.50’ye alınan bir kilo muzun maliyeti ambalaj, işçilik, sap firesi, stopaj ve hal rüsumu, nakliye masraflarıyla 10 liraya kadar çıkıyor. Üç harfli marketler zinciri ortalama yüzde 8 kar ve yüzde 8 KDV ile tüketiciye sunuyor. İthal muz fiyatları yerli muzdan 3-4 lira daha yüksek. Onu da kalite ve lezzet farkı olarak tanımlayabiliriz. Türkiye’de bir yılda üretilen 600 bin ton muzun yüzde 60’ı Mersin’de üretilmektedir. Muz üreticilerine yönelik yeterli araştırma ve eğitim faaliyeti yapıldığını söyleyemeyiz. Uygun üretim modelleri, sera teknolojileri, üretim teknikleri, işleme ve sarartma teknikleri konusunda üreticiler bilgilendirilmelidir. Muz seralarından da anlaşıldığı üzere tarımda çağdaş bir üretim biçimine erişemedik. Tarımsal üretim artışı, daha fazla tarım alanı işletmek ve girdi tüketmekle değil, sermaye ve teknoloji yoğun üretim biçimiyle verimliliği artırma yoluyla sağlanmalıdır. Kırsalda sürekli gelir kaybeden ama orada çok kaynağı olan bir ülkeyiz. Bu tabloyu lehimize çevirme şansına sahibiz.  
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2021 - Cumartesi

Muz Seralarının Çoğalması İyi Mi Kötü Mü?

Mersin merkez ve ilçelerinde her taraf muz seralarıyla dolmaya başladı. Muz seralarının plansız bir şekilde hızla artması birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Muz seralarının bu kadar hızlı artmasında en önemli etkenler hiç şüphe yok ki iktidarın muz seralarına sağladığı kredi ve ithal muz için uyguladığı ton başına 690 dolar Toplu Konut Fonu, 8 KDV ve 7 gümrük vergisi nedeniyle muz fiyatlarının artması.

Muz, yetiştirilmesi sırasında en çok su tüketen tarım ürünlerinden birisi. Muz için su sevdalısı meyve diyebiliriz. Her sera ürününde olduğu gibi muzda da kullanılan tarımsal kimyasalların ve atık riski daha da artıyor ve toprak kısa bir süre içinde verimsizleşiyor.

Aslında bunlar kadar önemli bir konu daha var. Hayatı boyunca tarımla ilgilenmemiş kişilerin muz işine soyunması. Petrolcüler, inşaat müteahhitleri, doktorlar, serbest meslek erbapları, elektronikçiler, sanayiciler vs. muz serası yapmak için adeta birbiriyle yarışıyor. Bu durum diğer tarım ürünleri içinde büyük tehlike. İnşallah, bir zamanlar nar bahçeleri için yapılan hatalar muz işinde tekrarlamaz. Nerede o nar bahçeleri?

1986 yılında Kuveyt’ten TIR’la getirilen ilk Çikita Muz ithalatı çok ses getirmişti. Daha sonraki yıllarda ithalatın hızla artması nedeniyle yerli muz üreticileri seslerini yükseltince ithalat önemli ölçüde frenlendi. Muz üreticilerinin kooperatif ya da birlik şeklinde örgütlenmeleri iyi bir şey. Birlikten kuvvet doğar. Geçenlerde Akdeniz Muz Üreticileri Kooperatifi’nin bir paylaşımına denk geldim. Üyelerine, Azman ve Grand muz cinslerinde ortalama fiyatların 8.- TL olduğu yönünde tavsiyede bulunuyor. Yani, tüccara bu fiyattan aşağı bir teklifle yanımıza gelmeyin diyor.

Muz sektöründe maliyetler ve fiyatlar konusunda özet bir çalışma yaptığımızda karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. Muz serası yatırımı yaklaşık 3-4 yılda kendini amorti ediyor. Dönüm başına 20 bin gider karşılığında 45 bin gelir elde edebiliyorsunuz. Bir dönüm sera maliyeti özelliklerine göre 100-150 bin. Şimdilik çok avantajlı bir yatırım. İş insanı ticarette kar ya da zararın kardeş olduğunu çok iyi bilir. Kar gördüğü yerde yatırım yapmak en doğal hakkıdır. Ancak, muz bu kadar korunurken, pamuk başta olmak üzere birçok tarım ürününün yok sayılması doğru değildir. Paranın zaman değeri açısından objektif tespitler yapılması önemlidir.

Serada 7.50’ye alınan bir kilo muzun maliyeti ambalaj, işçilik, sap firesi, stopaj ve hal rüsumu, nakliye masraflarıyla 10 liraya kadar çıkıyor. Üç harfli marketler zinciri ortalama yüzde 8 kar ve yüzde 8 KDV ile tüketiciye sunuyor. İthal muz fiyatları yerli muzdan 3-4 lira daha yüksek. Onu da kalite ve lezzet farkı olarak tanımlayabiliriz.

Türkiye’de bir yılda üretilen 600 bin ton muzun yüzde 60’ı Mersin’de üretilmektedir. Muz üreticilerine yönelik yeterli araştırma ve eğitim faaliyeti yapıldığını söyleyemeyiz. Uygun üretim modelleri, sera teknolojileri, üretim teknikleri, işleme ve sarartma teknikleri konusunda üreticiler bilgilendirilmelidir.

Muz seralarından da anlaşıldığı üzere tarımda çağdaş bir üretim biçimine erişemedik. Tarımsal üretim artışı, daha fazla tarım alanı işletmek ve girdi tüketmekle değil, sermaye ve teknoloji yoğun üretim biçimiyle verimliliği artırma yoluyla sağlanmalıdır. Kırsalda sürekli gelir kaybeden ama orada çok kaynağı olan bir ülkeyiz. Bu tabloyu lehimize çevirme şansına sahibiz.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.