Başlıkta yer alan sorum, daha önce de, geçen seçimler için sorulmuştu?
Son yerel seçimlerden önce “ Yenişehir ve Mezitli’den neden aday olmak istenir?” adlı bir köşe yazısı yazmıştım.
Hem bu seçim çevrelerinin politik profiline dayalı bir analiz yapmıştım, hem de buna dayalı sorular sormuştum.
Hayat devam ediyor; ama buralarda sanki her şey kendi etrafında değişmeden dönüyor…
Bugün yeni bir yerel seçim öncesi çok değişen bir şey olmadığını, o günkü yazımın birçok bölümüyle bugüne de uyduğunu görüyorum.
Somut koşullara dayalı olguları, yani nesnel gerçekliği birlikte hatırlayalım:
CHP’ nin en güçlü olduğu iki ilçe Yenişehir ve Mezitli.
Her zaman kolaylıkla kazanılabileceği görülüyor.
*Mezitli’de Neşet Tarhan’ın ikinci dönemi.
Uzun yıllara dayalı bir belediyecilik tecrübesi sonrasında Mezitli’de Başkan seçilen Neşet Tarhan, iki dönem sayısız başarılı hizmetler yapmış, Mezitli halkına dokunan çalışmalarda bulunmuş ve Mezitli halkı tarafından da sevilmiş, onlarla iyi bir iletişim kurmuştur.
Bu iki dönemlik sürede bölgeyi çok daha yakından tanımış, ihtiyaçlarını belirlemiş, birçok hizmete başlamıştır.
Şeffaf bir belediyecilik yapmıştır; kamu bütçesini özenli kullanmasıyla bilinen Tarhan, belediye imkânlarını politik ranta kapalı tutmuştur.
Alçakgönüllü kişiliği ve kolay iletişim kurma özelliği ile de takdir toplamıştır.
İki hizmet dönemi sonrasında, şimdi Mezitli imkânlarını ve ihtiyaçlarını en akılcı kararlarla yönetmede ustalık kazanmıştır.
Gelecek dönem daha iyi hizmetler gerçekleştirecek, kalıcı yatırımlar yapacaktır.
*Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in ise bu ilk dönemiydi.
Bazı yeniliklere ve ilklere imza attı; bölgeyi iyi tanıdı, ihtiyaçları yakından gördü. Gelecek dönem için yeni projelerinin ve düşüncelerinin olduğunu biliyorum. Yenişehir’in yapısına uygun bir “Belediye Başkanlığı” görevi yürüttü.
Özellikle sosyal politikasıyla, meselâ kültür ve sanata dönük cesur, vizyoner kararlarla ve yatırımlarla Mersin’de Belediyecilik anlayışını yukarı taşıdı.
Sakin, nazik, karşıdakini dinleyen, barışçı tavrı değerlidir.
Bir kent hemşerisi ve yazarı olarak bu nesnel izlenimlerimin ötesinde, elbette yıllar içinde her iki başkanla kişisel ilişkilere dayalı düşüncelerim de oluştu.
Her iki Belediye Başkanı’na da istediğim zaman kolayca ulaşabildim.
Bölge için karşılık bulan önerilerimi, fikirlerimi her zaman rahatlıkla söyleyebildim; değer vererek dinlediklerini ve imkânlar ölçüsünde hizmete dönüştürdüklerini gördüm.
* * *
Peki Belediye Başkanları değişirse ne olur?
Önce en yakın kadrolar değişir.
Yeni kadroların ve yeni belediye başkanının kurumsal işleyişi, sorunları ve imkânları öğrenmesi ve bu bağlamda hizmet çevresini tanıması en az bir yıl sürer; bu ise tam bir kayıp zamandır.
Sonra, önceki başkanın projeleri masaya yatırılır; bazılarından vazgeçilir, bazıları değiştirilir ya da geciktirilir.
Örnek çok ! Hemen aklımıza gelenler:
*Buz Pateni Sahası, Trafik Çocuk Eğitim Parkı oldu.
*Sırf projesi için büyük bir meblağ ödenen Havaray sistemi yeraltı metroya çevrilir.
*Aquapark farklı bir şekilde değerlendirme yerine yok edilir.
Asıl dramatik olan ise şudur: Seçilen başkanın görev verdiği ilk kadro, bir yıl içinde büyük ölçüde dökülür ve özellikle politik referanslı üst düzey yöneticilerin çoğu değişir.
* * *
Şimdi “yeni aday adaylarının” ortaya çıkması en hafif deyimle kolaycılık ve hazıra konma gibi görünüyor.
Yenişehir ve Mezitli’den aday olmak isteyen kolaycılar için, seçmen sıfatıyla bir istekte bulunalım:
CHP’nin bu ilçelerdeki mevcut rüzgarına güvenerek, seçilip gerçekten hizmet etmek istiyorlarsa, o zaman fotoğraf vermek ve isimlerinin dillendirilmesini sağlamak, Genel Merkeze görünmek yerine,” mevcut Başkanlardan daha önemli ve vizyoner hangi hizmetleri yapacaklarını ,nasıl daha iyi hizmet edeceklerini “açıklamalılar.
Diğer iki merkez ilçe Toroslar ve Akdeniz’den aday olmak isteyen CHP’lileri anlamak mümkün; çünkü söz konusu olan, CHP’nin sahip olmadığı iki ilçe.
Bu ilçeleri kazanmak hiç de kolay olmayacak, ciddi bir mücadele gerektirecektir. Kendine güvenen CHP’li bu ilçelere aday adayı olur ve en azından bu cesareti ile halkın takdirini kazanır.
Tabii ki sırf aday adayı olmak için ortaya çıkanları, aday adayı olmayı alışkanlık haline getirenleri ya da başka bir hesapla ortaya atılanları artık kendi çevreleri başta olmak üzere, tüm kamuoyu yakından tanıyor.
Özetle : Önemli olan, siyasi partilerimiz hizmeti ve liyakati esas alan bir çizgi izlesinler; parti içi politik hesaplara dayalı adayları dayatarak bu kentin zamanını ve imkânlarını heba etmesinler. Büyükşehir dahil hiçbir ilçemiz dar politik dengelere, kirli politik hesaplara araç edilmemelidir. Burası bir büyükşehirdir ve çevre Büyükşehirlere kıyasla hak ettiği temel hizmetlerden mahrumdur. Gündelik hayatın en temel ihtiyacı olan toplu ulaşım ve trafik düzeni gibi en ilkel bir ihtiyaç, utanç verici bir kargaşa içindedir.
On yılların ihmaline dayalı bu ve benzer konularda büyük bir hizmet açığımız vardır. Kentin ana politik yönelimi ne olursa olsun, merkezî yönetim başta olmak üzere her parti bu kente hizmetle yükümlüdür. Mersin, siyasal partiler için bir oy deposu olmanın ötesine geçmeli; partiler arası denge hesaplarına feda edilmemelidir.
Seçmen sıfatıyla her bir hemşerimiz de, kente ve geleceğine hizmeti esas alarak tercihte bulunmalıdır. Belediye seçimleri, yaşadığımız kentin gündelik hayatını doğrudan ilgilendiren, ertelenemez ve telafi edilemez hizmetler içindir. İdeolojik, politik yönelimler, bu hizmetler ve ihtiyaçlar karşısında öne çıkarılmamalıdır.
Hizmeti ve liyakati esas alan, adayların kişisel donanımlarına dikkat eden ve Mersin’deki imkân ve ihtiyaçları cesaretle konuşabilen siyasi iradeler desteklenmelidir.
Bu güzel kent, burada yaşayan güzel hemşeriler hak ettikleri güzel bir gelecek için politik denge hesaplarına değil, hizmete ve liyakate dayalı bir yerel seçim yaşamak istiyor.
HARUN ARSLAN…..08 Kasım 2023