“Kalbimi açtım size İstanbul” sözüyle yola çıktı, sevginin ve saygının kazanması için çalıştı. İBB’nin olanak ve nimetlerini bir avuç insanla değil, 16 milyon İstanbulluyla paylaşmaya geliyoruz diyerek gönülleri fethetti. Bu yazının başlığını dört gün önceden hazırlamıştım. İmamoğlu’nun kazanmasından en küçük bir şüphem yoktu. Şuna yürekten inanıyordum. İstanbul seçmeni konuya siyasi olarak bakmayacak, mutlaka vicdanlarının sesini dinleyecektir.
İmamoğlu, “başınızı asla öne eğmeyin çünkü biz haklıyız ve doğruyuz. Mutlaka kazanacağız” dedi ve kazandı. Aslında kazanan Türkiye oldu. İstanbul seçimi baskıcı, zorba ve çok kötü dil kullanan siyaseti tasfiye etmiştir. İstanbul hayata sahip çıktı. Gerçeklerin üzerini gizleyerek sonucun değiştirilemeyeceğini, yeni ve ortak bir sayfa açıldığını söyledi. Türkiye’nin demokrasi itibarını tüm dünyanın gözü önünde korudu.
İmamoğlu zafer konuşmasında tüm Türkiye’yi kucakladı. Samimi duygular dolu, sevgi ve güven veren konuşmasıyla gönülleri bir kez daha fethetti. “Bugün bana sefer görev emri çıkmıştır, partiler bir amaç değil, hizmet için araçtır. Parti liderlerinin, yeri milletin içidir, hak yemem, hakkımı da yedirmem” mesajları vererek israf, kibir ve ötekileştirme döneminin sona erdirildiğini belirtti.
İmamoğlu, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zeytin dalı uzatarak, “uyum içinde çalışmaya hazırım ve talibim, ziyaret etme arzu ve talebimi size iletiyorum” diyerek, millet adına yapılacak hizmetler için destek istedi. İBB’nin önemi ve gücü çok büyüktür, Türkiye’nin buna gereksinimi olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da twitter hesabından şu açıklamada bulundu: “Milli irade bugün bir kez daha tecelli etmiştir. Gayri resmi sonuçlara göre seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nu tebrik ediyorum.”
Seçim başarılarında doğru stratejinin önemi çok büyüktür. “Millet İttifakı”nın strateji başarısında Kılıçdaroğlu ve Akşener’in hakkını teslim etmek gerekiyor. Adeta tarih yazdılar. Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi, her şey “hak, hukuk ve adalet” yürüyüşüyle başlamıştır. Halk, “Bu devleti ve cumhuriyeti yolda bulmadık. Kimsenin iktidar hırsı uğruna heba etmeyiz” demiştir.
Tüm haksız ithamların karşısında, sabırla, üslubunu asla bozmadan zaferle çıkan Ekrem İmamoğlu demokrasi kahramanı olmuştur. Ahlaki üstünlüğü kaybedenin seçimleri de kaybedeceği bir kez daha görülmüştür. SARAY, 31 Mart seçimlerinin sonucunu demokratik olgunlukla kabul etseydi 23 Haziran hezimetini yaşamazdı. Bu yenilgi 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın şansını da tehlikeye sokacak.
İstanbul seçimi bir seçimden fazlasıydı. Öcalan’ın mektubundan medet uman “Cumhur İttifakı”nın sandıkta bir tepkiyle karşılaşması bekleniyordu. Tepki, beklenenden şiddetli oldu. HDP tüm gücüyle seçime asıldı. Bu kez milliyetçi seçmen sandığa gitmedi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi; “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.”