Ahmet Akın
Köşe Yazarı
Ahmet Akın
 

Özgür Suriye Dediler Tasmalı Yönetime Razı Oldular

Ahmet Akın - Yeminli Mali Müşavir MTSO Yüksek İstişare Kurulu Üyesi   13 yıllık Suriye iç savaşının dehşeti, büyük ölçüde bitmek bilmez bir şekilde hissedildi. Esad, iç baskı, işkence ve cinayetle iktidara tutundu ve sonunda 2011 ayaklanmasını kimyasal silahlar ve Rusya ile İran'ın ölümcül desteğiyle bastırdı. Esad Ailesinin demir yumruk hanedanlığına nihayet son verildi. Diktatör, muhalif güçlerin sansasyonel ilerlemesi karşısında ülkesinden kaçtı. Çok sayıda Suriyeli sevinç içinde. Esad'ı deviren muhalifler Amerika Birleşik Devletleri ve diğerlerinin terör örgütü olarak gördüğü bir grup tarafından yönetiliyor ve on yıldan fazla süren savaşla derin yaralar almış bir Suriye'yi geri alıyorlar. Bundan sonra ne olacağına veya nasıl yönetileceğine dair net bir yol yok. Önümüzde hızlı ve basit bir çözüm gözükmüyor. HTŞ, kendileri üzerindeki ‘terör örgütü’ yaftasından kurtulmaya çalışıyor. Bunun için de ABD ile diğer ülkelere de hoş görünmeleri lazım. Esad'ın acımasız diktatörlüğünün devrilmesinden sonra bugün Suriye'de şüphesiz haklı bir iyimserlik var. Aynı anda doğru olan şey, Suriye'nin kırılgan olmaya devam ettiği ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıya olduğudur. Belli olan şey Suriye’nin artık şeriat anlayışıyla yönetileceğidir. Muhalifler, El Kaide'ye bağlı bir grup olan Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından yönetiliyor. Lideri Ebu Muhammed el-Culani, 2003 işgalinin ardından Irak'ta Amerikan güçlerine karşı savaşan militanlarla birlikteydi ve Dışişleri Bakanlığı onun hakkında bilgi verenlere 10 milyon dolarlık ödül koymuştu. Şimdi her şey değişti. MİT Başkanı Culani ile kanka oldu. Suriye’deki değişimle birlikte Türkiye Ortadoğu ülkesi olmaya bir adım daha yaklaştı. Culani son yıllarda daha ılımlı bir imaj çizmeye çalıştı, El Kaide ile bağlarını kopardı, uluslararası aşırılıktan vazgeçti ve bunun yerine Suriye'de bir İslam cumhuriyeti yaratmaya odaklandı. Dini hoşgörüyü ve iç tartışmayı desteklediğini söylüyor. Culani’yi son yıllarda ABD’nin bir rock yıldızı gibi parlatmaya çalışması adeta bugünün habercisi gibiydi. Anlaşıldığı kadarıyla tokmak ABD’nin elinde olacak. Afganistan’ı Taliban’a devreden ABD’nin Suriye’yi de radikal dincilere sunmasında şaşılacak bir şey yok. Suriye’nin bayrağı değişti adı da değişecektir.   ahmetakinmersin@gmail.com
Ekleme Tarihi: 23 Aralık 2024 - Pazartesi

Özgür Suriye Dediler Tasmalı Yönetime Razı Oldular

Ahmet Akın - Yeminli Mali Müşavir

MTSO Yüksek İstişare Kurulu Üyesi

 

13 yıllık Suriye iç savaşının dehşeti, büyük ölçüde bitmek bilmez bir şekilde hissedildi. Esad, iç baskı, işkence ve cinayetle iktidara tutundu ve sonunda 2011 ayaklanmasını kimyasal silahlar ve Rusya ile İran'ın ölümcül desteğiyle bastırdı. Esad Ailesinin demir yumruk hanedanlığına nihayet son verildi. Diktatör, muhalif güçlerin sansasyonel ilerlemesi karşısında ülkesinden kaçtı. Çok sayıda Suriyeli sevinç içinde.

Esad'ı deviren muhalifler Amerika Birleşik Devletleri ve diğerlerinin terör örgütü olarak gördüğü bir grup tarafından yönetiliyor ve on yıldan fazla süren savaşla derin yaralar almış bir Suriye'yi geri alıyorlar. Bundan sonra ne olacağına veya nasıl yönetileceğine dair net bir yol yok. Önümüzde hızlı ve basit bir çözüm gözükmüyor. HTŞ, kendileri üzerindeki ‘terör örgütü’ yaftasından kurtulmaya çalışıyor. Bunun için de ABD ile diğer ülkelere de hoş görünmeleri lazım.

Esad'ın acımasız diktatörlüğünün devrilmesinden sonra bugün Suriye'de şüphesiz haklı bir iyimserlik var. Aynı anda doğru olan şey, Suriye'nin kırılgan olmaya devam ettiği ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıya olduğudur. Belli olan şey Suriye’nin artık şeriat anlayışıyla yönetileceğidir.

Muhalifler, El Kaide'ye bağlı bir grup olan Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından yönetiliyor. Lideri Ebu Muhammed el-Culani, 2003 işgalinin ardından Irak'ta Amerikan güçlerine karşı savaşan militanlarla birlikteydi ve Dışişleri Bakanlığı onun hakkında bilgi verenlere 10 milyon dolarlık ödül koymuştu. Şimdi her şey değişti. MİT Başkanı Culani ile kanka oldu. Suriye’deki değişimle birlikte Türkiye Ortadoğu ülkesi olmaya bir adım daha yaklaştı.

Culani son yıllarda daha ılımlı bir imaj çizmeye çalıştı, El Kaide ile bağlarını kopardı, uluslararası aşırılıktan vazgeçti ve bunun yerine Suriye'de bir İslam cumhuriyeti yaratmaya odaklandı. Dini hoşgörüyü ve iç tartışmayı desteklediğini söylüyor.

Culani’yi son yıllarda ABD’nin bir rock yıldızı gibi parlatmaya çalışması adeta bugünün habercisi gibiydi. Anlaşıldığı kadarıyla tokmak ABD’nin elinde olacak. Afganistan’ı Taliban’a devreden ABD’nin Suriye’yi de radikal dincilere sunmasında şaşılacak bir şey yok. Suriye’nin bayrağı değişti adı da değişecektir.

 

ahmetakinmersin@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.