Sivil Toplum Kuruluşları (STK) toplumun sosyal aklıdır. Yerel yönetimlerin görev tanımları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu doğrultuda yerel yönetimler hem bilgiye hem de vatandaşlara erişimde sivil toplumun uzmanlığına ve sivil toplum kuruluşları (STK) ile iş birliklerine ihtiyaç duymaktadır. Başta STK’lar olmak üzere tüm paydaşlarla yerel yönetimler arasında politika ve hizmet geliştirme süreçlerinde iş birliklerinin geliştirilmesi ve nihai olarak yerel yönetimlerin görevlerini daha etkin ve etkili şekilde gerçekleştirmelerine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
STK’lar, dernekler, platformlar, bazı vakıf ve kooperatifler, sendikalar gibi gönüllü kuruluşlardır. Kamu kurumu niteliğindeki kurumlar ise üyeliği zorunlu olan meslek odaları ve birlikler gibi kurumlardır. Bunları ayrı değerlendirmek gerekir. Çünkü, yasal hükümlerden dolayı hareket alanları sınırlıdır.
STK’lar ile yerel yönetimler arasında gerçekleştirilecek katılımın, hem katılımcılar hem de katılımı gerçekleştirenler için anlamlı bir amacı olmalı ve katılım süreci ile neye ulaşılmak istendiği en başta açık olarak tanımlanmalıdır. Ayrıca, katılım bir fark yaratmalı ve değişime imkân sağlamalı, göstermelik olmamalı kâğıt üstünde kalmamalıdır.
Kapsayıcı olmayan katılımlardan gerekli fayda elde edilemez. İlgili paydaşlar tüm tarafları içerecek şekilde tanımlanmalı ve paydaşların ihtiyaçlarına yönelik mekanizmalar geliştirilerek katılımları kolaylaştırılmalıdır. Paydaşlar katılım sürecine amaç ve konuya uygun olacak en erken aşamada dahil edilmeli, hangi aşamalarda ve nasıl katılacakları konusunda karşılıklı anlaşılmalıdır.
Katılım süreci yönetilirken taraflar birbirlerine karşı açık ve dürüst olmalı ve karşılıklı beklentiler net bir şekilde ortaya konmalı, katılımcılara geri bildirim sağlanmalı, süreç sonunda alınan kararlar ve sonuçlar gerekçeleriyle birlikte kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Sürecin başından itibaren taraflar arasında saygılı bir ilişki kurulmalı, paydaşların uzmanlıkları, bakış açıları ve ihtiyaçları önemsenmeli ve bunlara saygı duyulmalıdır.
Politika yapımı, hizmet, plan ve proje geliştirme gibi çeşitli alanlarda yerel yönetimlerin ilgili paydaşlarla ve STK’lar ile iletişim halinde olması, katılım süreçlerinin temel katılım prensiplerine uyularak hayata geçirilmesi ve
katılımın kurumsallaşması hem yerel yönetimler için hem de toplum için çok geniş bir alanda fayda sağlar.
Vatandaşlara günlük hayatta yaşadıkları sorun ve ihtiyaçları ile ilgili olarak danışılması sorunun daha iyi anlaşılmasına, farklı yönleriyle değerlendirilmesine ve
de sahadan, yerel yönetime özel bilgi sağlanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca kamu kaynaklarının ihtiyaç sahibi gerçek hedef gruplara yönelik hizmete dönüşmesine
katkı sağlar.
Kaynak: Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı