Ahmet Akın
Köşe Yazarı
Ahmet Akın
 

Türk Dilini, Ulusal Kültürümüzün Eksizsiz Bir Anlatım Aracı Durumuna Getirmeliyiz

Türkiye’de temel sorun dilde eğitim sorunudur ve bu eğitim sorunu çözülmedikten sonra Türkçe kullanımı giderek aksayacaktır. Herkes Türkçeyi istediği gibi okuyup yazmayı özgürlük saymaktadır. Tıpkı demokrasiyi aklımıza eseni yapmak anlamına aldığımız gibi. Dil sevgisini, dil bilincini canlı tutmak zorundayız. Yazarken ve konuşurken herkes yanlış yapabilir, fakat, yazarların, televizyon ve radyo sunucularının, öğretmenlerin, siyasetçilerin hata yapmaması gerekir. Çünkü halk onlara bakarak konuşup yazıyor. Her dilin içerisine ekonomik, siyasal, kültürel ve diğer ilişkiler sonucu birtakım yabancı sözcükler girer, hiçbir dil arı dil değildir, bu kaçınılmazdır. Ancak, bu dilin sözvarlığında yabancı sözcüklerin oranı kabul edilebilir ölçünün üstüne çıktığı zaman sorun başlıyor demektir. Dil sorunu başta eğitim kurumları olmak üzere toplum yaşamında yer alan tüm bireylerin, yayın çevresinin, kurum ve kuruluşların ortak sorunudur. Bilgi ve kültür edinmede araç olarak kullanılan dilin, çağdaş bilim, kültür ve teknolojinin ortaya çıkardığı kavramları, terimleri karşılayan sözcükleri içerip içermediği büyük önem taşımaktadır. Çünkü sayısız deneyimler, araştırmalar göstermiştir ki birey, en iyi algılamayı, çağrışımı konuştuğu öz dilindeki, ana dilindeki sözcüklerle yapabilmektedir. Türk vatandaşını bilgili ve kültürlü kılmak, ulusal kültürümüzü öğrenmek, geliştirmek ve onu evrensel düzeye taşımak istiyorsak, öncelikle Türkçemizi sevmek, onu zenginleştirmeye çalışmak ve özenle kullanmak zorundayız. Geleneksel kültür unsurlarının dilimiz için önemi hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıktır. Endüstri toplumunun yarattığı aile düzeni ve şehirleşme oranındaki artışın ortaya çıkardığı boşluklar geleneksel kültürde değişime neden olmuştur. Bu değişim doğrudan dilimize de yansıyarak bozulmaya sebep olmaktadır. Eğitim kalitesinde sarsıcı düşüş, üniversite eğitimini derinden etkiledi. Üniversiteler akademik eğitim kurumlarından çok, yüksek meslek okullarına dönüştü. Kendisi yazım kurallarından, dilin doğru kullanımından, dili zenginleştiren edebiyat ürünlerinden büyük ölçüde habersiz ve bu ürünlere duyarsız bir kadro oluştu. Ve bütün bunlar, bugün sokakta, işyerinde, televizyon ekranında, toplantılarda, sohbetlerde ana dilini yanlışsız konuşamayan, dağarcığı 400-500 sözcükle sınırlı, hiçbir sözcüğü doğru telaffuz edemeyen, bundan rahatsızlık duymayan, hatta bunun farkında bile olmayan yığınlar yarattı. Eğitim kurumlarında gerekli desteği alamayanların gerek kelime dağarcığını zenginleştirebileceği, gerekse Türkçeyi doğru ve özenli kullanmayı öğrenebileceği hemen hemen tek kaynak olarak kitle iletişim araçları kalıyor. İşin kötü tarafı radyo ve televizyonlarda çocuklarımıza ve gençlerimize sunulan dilin bozulma ve yozlaşmayı hızlandırması. ahmetakinmersin@gmail.com
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2020 - Pazartesi

Türk Dilini, Ulusal Kültürümüzün Eksizsiz Bir Anlatım Aracı Durumuna Getirmeliyiz

Türkiye’de temel sorun dilde eğitim sorunudur ve bu eğitim sorunu çözülmedikten sonra Türkçe kullanımı giderek aksayacaktır. Herkes Türkçeyi istediği gibi okuyup yazmayı özgürlük saymaktadır. Tıpkı demokrasiyi aklımıza eseni yapmak anlamına aldığımız gibi. Dil sevgisini, dil bilincini canlı tutmak zorundayız.

Yazarken ve konuşurken herkes yanlış yapabilir, fakat, yazarların, televizyon ve radyo sunucularının, öğretmenlerin, siyasetçilerin hata yapmaması gerekir. Çünkü halk onlara bakarak konuşup yazıyor.

Her dilin içerisine ekonomik, siyasal, kültürel ve diğer ilişkiler sonucu birtakım yabancı sözcükler girer, hiçbir dil arı dil değildir, bu kaçınılmazdır. Ancak, bu dilin sözvarlığında yabancı sözcüklerin oranı kabul edilebilir ölçünün üstüne çıktığı zaman sorun başlıyor demektir. Dil sorunu başta eğitim kurumları olmak üzere toplum yaşamında yer alan tüm bireylerin, yayın çevresinin, kurum ve kuruluşların ortak sorunudur.

Bilgi ve kültür edinmede araç olarak kullanılan dilin, çağdaş bilim, kültür ve teknolojinin ortaya çıkardığı kavramları, terimleri karşılayan sözcükleri içerip içermediği büyük önem taşımaktadır. Çünkü sayısız deneyimler, araştırmalar göstermiştir ki birey, en iyi algılamayı, çağrışımı konuştuğu öz dilindeki, ana dilindeki sözcüklerle yapabilmektedir. Türk vatandaşını bilgili ve kültürlü kılmak, ulusal kültürümüzü öğrenmek, geliştirmek ve onu evrensel düzeye taşımak istiyorsak, öncelikle Türkçemizi sevmek, onu zenginleştirmeye çalışmak ve özenle kullanmak zorundayız.

Geleneksel kültür unsurlarının dilimiz için önemi hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıktır. Endüstri toplumunun yarattığı aile düzeni ve şehirleşme oranındaki artışın ortaya çıkardığı boşluklar geleneksel kültürde değişime neden olmuştur. Bu değişim doğrudan dilimize de yansıyarak bozulmaya sebep olmaktadır.

Eğitim kalitesinde sarsıcı düşüş, üniversite eğitimini derinden etkiledi. Üniversiteler akademik eğitim kurumlarından çok, yüksek meslek okullarına dönüştü. Kendisi yazım kurallarından, dilin doğru kullanımından, dili zenginleştiren edebiyat ürünlerinden büyük ölçüde habersiz ve bu ürünlere duyarsız bir kadro oluştu. Ve bütün bunlar, bugün sokakta, işyerinde, televizyon ekranında, toplantılarda, sohbetlerde ana dilini yanlışsız konuşamayan, dağarcığı 400-500 sözcükle sınırlı, hiçbir sözcüğü doğru telaffuz edemeyen, bundan rahatsızlık duymayan, hatta bunun farkında bile olmayan yığınlar yarattı.

Eğitim kurumlarında gerekli desteği alamayanların gerek kelime dağarcığını zenginleştirebileceği, gerekse Türkçeyi doğru ve özenli kullanmayı öğrenebileceği hemen hemen tek kaynak olarak kitle iletişim araçları kalıyor. İşin kötü tarafı radyo ve televizyonlarda çocuklarımıza ve gençlerimize sunulan dilin bozulma ve yozlaşmayı hızlandırması.

ahmetakinmersin@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.