“ Arkadaşlar! Gidip Toros Dağları’na bakınız. Eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir kuvvet bizi asla yenemez.” Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk’ün bu sözleri Mersinli Mehmet Reşat Ata için gurur verici, umut dolu sözlerdir. O, yaşamı boyunca köklerine, geleneklerine değer vermiş, Türk milletine ve onun kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’e gönülden bağlı kalmış, sahip çıkmıştır. Mehmet Reşat Ata, namı diğer Atabey, kalpaklı adam diye de bilinir. Kalpaklı fotoğrafı ile yıllarca gazetelerde yazmış, içinden çıktığı milletin kültürünü, dertlerini, sevinçlerini anlatmış.
Atabey, zor günler geçirdiğim dönemde karşıma çıktı ve bana yıllar boyunca ağabeylik, yol arkadaşlığı yaptı. Onun kapı gibi bir duruşu vardır. Cesurdur, vicdanlıdır, akrabalarına, milletine ve dünya insanlık ailesine saygılıdır. Araştırmacı kimliğe sahiptir ve her daim dik durmasını bilen biridir.
1962 Mersin Yanpar Köyü doğumlu Atabey, orta öğrenimi sonrası, AÖF sosyoloji bölümünü yarıda bıraktı. Sosyal tarihe ayrı bir merakı vardır. Çocukluğundan itibaren, tarihi mekanları fotoğraflar. Küçüklüğünden bu yana fotoğrafa ve nadir bulunan eserlere hep ilgi duymuştur. Arşivcilik yanı da bulunan Atabey dini, felsefi, psikoloji alanında ve Mersin tarihine ait kitaplar, objeler biriktirir. Sanat tarihi, Mersin evleri dikkatini verdiği konulardır. Amatörce resim yapar, saz çalar.
Atabey, noter başkatibi Hüseyin Ata’nın oğludur. Babası onun örnek aldığı, hayranlık duyduğu insandı. Duruşu sağlam, cömert, sözünün eri biriydi. Baba, emeklilik sonrası 23 yıl tapu danışmanlığı yaptı. Atabey, 38 sene boyunca aralıksız iş ve özel hayatında hep babasıyla beraberdi. Mesleği tapu danışmanlığını ondan öğrendi. Tahsil hayatından ziyade babasından öğrendikleri daha belirleyiciydi onun için.
Yenimahalle ve Mesudiye hayatını geçirdiği iki mahalledir. Mersin’in bu bölgesini iyi tanır. Her köşesinde nice anılar biriktirmiştir. Sanat ve sosyal tarih merakı, anıları ve araştırmacı yönü, onu yazmaya yöneltmiştir. Yörük-Türkmen kültürü, onu şekillendiren, araştırmaya çok muhtaç bir kültürdür. Köy kökenli olması hasebiyle ve mesleği gereği köylülerle iç içedir.
Babasının yanı sıra, Çanakkale-Sina gazisi büyük amcası Mehmet Emin Çöl, Yörük- Türkmen kültürü araştırmacısı Hilmi Dulkadir ve Kuvayi Milliye gazetesi sahibi Mehmet Acar etkilendiği, öğrendiği diğer isimlerdir.
Bu günlere okuyarak, araştırarak ulaştı. Sünni gelenekten gelmesine karşın Alevi- Bektaşi öğretisine büyük ilgi duydu. Otuzun üzerinde Kuran çevirisi okumuş, incelemiştir. O, kendini mealci olarak da tanımlar. “ Her toplumun kendi lisanında dinini anlaması için meal-çeviri olmazsa olmazdır. O bakımdan ben de o yolu seçtim” demektedir. O, Türk toplumunun dine bakışını şöyle tarif eder; “ Atatürk’ün de dediği gibi, ‘Türk milleti dinini anlamıyor ama peşinden koşuyor, maksadımız Türk dinini anlasın’ ben de bu şekilde düşünüyorum. Mezhep imamımız İmamı Azam Ebu Hanife de buna cevaz vermekte.”
Atabey, Mersin sivil toplum hayatının aktif bir katılımcısıydı. Birçok dernekte üyelik, yöneticilik ve başkanlık görevlerinde bulundu. Temiz Toplum Hareketi Derneği kurucusudur. Akıl Yolu ve Mersin Yazarlar Derneği kuruculuğu ve başkanlık görevlerinde bulundu. Türkçeyi Yaşatma ve Dayanışma Derneği kurucusudur, Kent Konseyi üyeliği yapmıştır.
Türk kültürünün iyi bilinmesi, tarihinin doğru anlaşılmasına özen gösterir. Medeniyet Orta Asya’dan, Anadolu’ya ve oradan tüm kıtalara, Türkler aracılığıyla taşınmıştır. Sanılanın aksine Anadolu’daki varlığımız 1071’ den asırlar öncesine dayanır.
MHP’de 20 yıl aktif siyaset yapan Atabey, Mersin MHP milletvekili aday adayı oldu. Özel sebeplerden dolayı aktif siyaseti bırakarak, kendini tamamen araştırmalarına ve okumalarına vermiştir. Yayınlanmayı bekleyen 5-6 kitap üzerinde çalışmalar yürütmektedir.
Yerel gazetelerden Kuvayi Milliye ve İstikbal’de uzun yıllar köşe yazısı yazdı. 2000-2007 yılları arasında 10 tane kitap çıkardı. Bunlardan Bektaşi Babası Sadık Bektaş Baba’yı anlattığı araştırma kitabı ‘Kutsal Bekar’ büyük ilgi gördü. Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaşi Veli Araştırma Merkezi dergisinde makalesini yayımladı. Atlas Tarih Dergisi 15. sayıda makalesi çıktı.
Mersin İnciay Yapım’da birçok filmde sanat danışmanlığı görevi üstlendi, kısa roller canlandırdı. Onun şu sözleri ile son noktayı koyuyoruz; “ Ben Mersin’in limon, portakal çiçeklerinin kokusundan, beton yığınına dönüşünü, yüreği sızlayarak yaşayan bir kuşağın temsilcisiyim.”