"Ülkeler istilalarla yok olmaz, içlerinden çürüyerek yok olur" Abraham Lincoln    Hemen panik yapmayın bu kez hasta olan Türkiye değil. Yeni hastamız Avrupa'nın lokomotifi Almanya. Geçmişte Osmanlı için söylenmiş bu söz, şimdilerde  Almanya için dillendiriliyor. Sık sık belirttiğim gibi Almanya Türkiye için birçok açıdan önemlidir. Öncelikle ekonomide birinci ticari partnerimizdir. İkincisi orada bulunan Türk varlığıdır. Bugün Almanya'da 3 milyon civarında Türkiye kökenli vatandaşlar yaşıyor ki bunun büyük kısmı Alman veya çifte vatandaştır. Üçüncüsü Türkiye'ye turist gönderen ülkeler arasında Almanya, yıllardır ya ilk ya da ikinci sıradadır. Bir diğer önemli konu ise tarihî bağlardır iki ülke arasında. Birinci dünya savaşında müttefikimiz Almanya'dır. Nazi iktidarındaysa Yahudi, muhalif Alman akademisyenler dönemidir Türk fakültelerinde.   Bugünlerde Almanya'daki Türkler tedirginlik içinde. Almanya haberlerini sadece medya üzerinden değil, orada yaşayan akrabalarım ve arkadaşlarımdan da alıyorum. Ayrıca iyi derecede Almanca bilirim zira 13 sene Berlin'de yaşadım. Türklerin tedirginliği AfD partisinin yükselişte olmasından ve ekonominin giderek bozulmasındandır.    Ukrayna savaşı Rusya'dan fazla Almanya'yı vurdu. Zira Ruslar ambargoları bir şekilde delmeyi, ucuz petrol ve doğalgazlarına yeni müşteriler bulmayı başardı. Oysa Almanya, Rus enerjisinden dolayı büyük bir çıkmaza girdi. Ucuz ve tedariki kolay enerji, ekonominin olmazsa olmazıdır. Rekabet gücünü arttırır.    Almanlar Rus enerjisinden mahrum kaldı. Bir de yeşil enerji hülyası uğruna nükleer santralleri kapattılar. Rötarlar sıradanlaştı. Kimin aklına gelirdi ki dakik Almanların trenleri rötar yapmaya başlayacak. 2024 yılında 20 bin Alman şirketinin iflas etmesi bekleniyor. Efsanevi otomobil devleri sıkıntı yaşıyor. Kısaca Almanya kötü durumda.    Ukrayna ve diğer savaşlar, ilaveten göçmen akınını da tetikledi. Göçmen akını, işsizlik, pahalılık derken, milliyetçi oylar yükselişe geçiyor. Ampul koalisyonu - SPD -yeşiller-hür demokratlar- dağıldı. Şubat 2025'te yeni genel seçimler var. Üç ay sonra AfD yüksek ihtimalle koalisyon ortağıdır.   Nedir bu AfD partisi? Açılımı, Alternative für Deutschland. Yani Almanya için Alternatif Partisi. Parti diyor ki 'biz Almanya için bir alternatifiz yeni bir seçeneğiz' diyor. AfD için aşırı sağcı ve de Nazi partisi diyenler de var. Fakat Parti'nin eş genel başkanı bu tarifleri kabul etmiyor. Gerçi artık sağ-sol ayrımı kalmadı. Artık cepheleşme, milli-gayrimilli unsurlar arasında.   Sağ sol arasındaki ayrım günümüz sorunlarını çözmekte yetersiz kalıyor. Ya ülkenin menfaatine hızlı çözümlerden yanasındır ya da küreselci masallarıyla ailen de devletin de elinden gider.    Peki Türkler AfD'den çekinmekte haklılar mı? Bu soruya doğrudan evet veya hayır diyemem. AfD eş başkan Chrupalla'ya göre kendilerinin yönettiği bir Almanya'da Türklerin endişe duymalarına gerek yok. Chrupalla; "Türk kökenli Almanlar ülkemizin önemli bir parçasıdır. Bu insanlar, bizim topraklarımızda kök saldılar. Refahımıza katkıda bulunuyorlar ve siyasi konularda duyarlılar" diyor.   Almanya'nın hasta adam olmasını arzulamam. Hastalanan Almanya, Türkiye'nin ve oradaki Türklerin yararına değildir. Ancak güçlü ülkeler, güçlü işbirlikleri geliştirir.    Şimdi diyeceksiniz ki ABD dünyanın en güçlü ülkesi o halde, niçin sürekli kötülük üretiyor? ABD dünyanın en güçlü değil, en çürümüş ve en borçlu ülkesidir. Etrafı rahatsız etmesi bundandır.   AfD artık Almanya'nın yönetici ortağıdır ve gelecekte yerini sağlamlaştıracaktır.  İnanıyorum ki AfD ve ortakları Almanya'yı yeniden güçlü yapacak ve ABD'den daha bağımsız  politikalar gúdecektir. Oradaki yerleşik Türkler de bundan fayda sağlayacaktır.