Yerli otomobile, limana yakın fabrika yeri ve bir isim aranıyor.
Kudüs, Zerrab, Bitcoin, Hyperloop ve Bolkar bu isimlerin tamamı bir biçimde para ile alakalı. Kudüsü diğerlerinden ayrı tutmak isteyenler çıksa da iyice incelendiğinde yol yine paraya çıkacaktır. Dikkat ederseniz son günlerde para, para trafiği hep gündemde. Ana muhalefetin elinde salladığı dekontlar, Amerikadaki dava, Türkiyede dengelerin altüst olma nedeni. Zerrab davası Türk bürokratlar ve bakanlar aleyhine sonuçlanırsa; bankalara kesilecek yüklü para cezası ve daha ötesi, doların kontrolsüz zıplamasına, finansal krizlere yol açabilir.
Finansal kaoslar, bölgesel krizler, işsizlik, çevre problemleri, güvenlik, sürdürülebilir gıda tedariki ve üstüne üstlük şimdi bir de küresel savaş tehlikesi İnsanlık gerçekten zor dönemeçte. Sanki yok olmak ile önü açık yeni bir düzen kurulmasının arasında bir yerlerdeyiz. İnsanlık tarih boyu zor dönemeçleri hep görmüş. Ancak günümüzde silah teknolojilerinin (nükleer vb.) geldiği nokta, geri dönülmez yıkımları doğurur.
Yaşanan bu hengamede çıkış arayışlarını, filizlenen yeni umutları ise pek göremiyoruz. 19. yy İngilteresini düşünelim. Yeni iş makinalarının, tarım aletlerinin yarattığı işsizliği Yüzlerce işçinin yaptığı işi yapan tek bir makine ve bunun sonucu işsiz kalan yüz binlerce insan ve yarattığı toplumsal travmayı düşünelim. Kızgın kalabalıklar yeni teknoloji ürünü aletleri yaktılar, yıktılar. Ama sonraları yeni duruma alışıldı. İcatlar, sanayi devrimi başka iş alanları, imkanlar yarattı. Öyle ki yeni iş alanlarını doldurmak için dünyanın başka yerlerinden insanlar getirildi.
Krizleri bi tarafa bırakıp, olumlu fikir yürütürsek, bugün de sanki benzer bir transformasyon eşiğindeyiz. Şimdi dünyayı sallayan yeni bir şey var. Şey diyorum çünkü tam tanımlanamayan bir şey bu. Bitcoinden söz ediyorum. Diğer adlarıyla sanal para, kripto para, dijital para, dijital yastık altı vs. 2009 dolaşıma sunulan Bitcoin, geçen hafta 19 bin dolar değerine ulaştı. Yerel merkez bankalarının, ülkelerin denetimi dışında, haciz konulamayan, sermaye hareketleri kısıtlamalarını aşan, hiçbir para basma kuralına tabi tutulamayan yeni bir yatırım aracı. Geleceğin finans anlayışını kökten değiştirmeye namzet, şeffaflık vaat eden, hem güvenli hem de çok hızlı hareket edebilen bir değer. Tamamıyla anlayabilmemiz için biraz daha zaman geçmesi gerekecek ama şimdiden kimi otoriteler tarafından ulusal para birimlerinin yerini alabilecek konumda görülüyor.
İstanbul- Ankara arası 40 dakikaya iner mi? Neden olmasın! Buyurun Hyperloop teknolojisine.. Düşük basınçlı kapsül içinde saatte 1000 km hıza ulaşıp, kendi enerjisini kendi üreterek adeta devrim yaratıyor. Bu teknolojinin üreticileri yatırım için ellerinde çanta ülke ülke lider lider dolaşıp duruyorlar. Bunun biraz daha ilerisi, kıtalararası çalışmaya ve yerleşmeye imkan tanıyacak. İstanbulda oturup Moskovada ya da Tahranda çalışmaya ne dersiniz? Tabii tüm bunlar eğer her şey yolunda gider ve Trump efendi bir delilik çıkartmazsa orta vadenin planları
Peki biz tüm bunların neresindeyiz?. Mersinin önünde büyük bir fırsat duruyor. Biliyorsunuz ilk yerli otomobil için babayiğitler kolları sıvadı. Yapılacak otomobilin elektrikli hatta mümkünse sürücüsüz ileri teknoloji ürünü olması hedefleniyor. Yatırım için uygun yer aranıyor ve buranın limana yakın bir yer olması görüşü hakim. Mersin, tek başına olmasa da çevre iller ile işbirliği içinde, böyle bir yatırımı bölgemize çekebilir. Böylece yöremizin maküs talihi sonlanır. Umarım kent egemenleri haberdardır. Ayrıca yerli otomobile sadece fabrika yeri aranmıyor. Bir de isim bulunması söz konusu. Ben yerli otomuza BOLKAR adını öneriyorum. Bolkar hem yörenin ismini taşıyor hem de sonundaki kar İngilizce araba anlamına gelen car ismini çağrıştırıyor. Fabrika yeri de ismi de bizden olsun, insanların yüzleri gülsün! Buradan herkese duyurulur