Suriye’deki seçimleri kazanan (!) Esad; Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda coşkulu kalabalık önünde keyifli bir yemin töreni gerçekleştirdi. Toplumun hemen tüm kesimlerinden temsilcilerin hazır bulunduğu törende; Esad’ın eşi Esma Esad da yerini ön saflarda alarak; söylenenin aksine eşine hem destek verdi hem de bir yerlere kaçmadığını dünyaya ilan etmek istedi.    Suriye’de sergilenen bu tablo; Esad karşıtlarına meydan okuyan ve onların keyfini kaçıran bir tabloydu. Öyle ya sadece bir-iki ay ömür biçilen kişi; halkının desteğini arkasına alarak gayet iyi ve moralli bir biçimde önlerinde duruyor. Üstelik gitmeye de hiç niyetli görünmüyor. Esad ne kadar keyifli ve fit ise; başka başkentlerde birileri de bir o kadar keyifsiz olmalı.    Her kim ki; bizim hariciyecileri Esad’ın hemen gideceğine ikna etmişse güzel bir iş çıkartmış, kutlamak lazım. Dördüncü yılında Esad dimdik ayakta ve rakiplerine meydan okuyor… İç ve dış düşmanlarının isimlerini zikrediyor ve onları pişman edeceğini açıkça ilan ediyor. Ayrıca Esad; silah bırakan muhalifleri de af etmeye devam edeceğini belirterek, muhalif cephede geniş çatlaklar oluşturuyor.    Elbette bütün bunları Esad’ın tek başına yaptığını düşünmek saflık olur ve dünyayı tanımamak anlamına gelir.Rejimin ayakta kalabilmesinin arkasındaki büyük gücü; İran ve Rusya desteği oluşturmakla birlikte. Seküler dünya görüşünden yana duran; Baasçılar, Nusayriler, gayri Müslimler, elit Sunni kesim ve ticareti elinde tutan orta ve üst gelir grubuna mensup kesimler hala Esad’dan umudu kesmiş değiller. Bunda tabi ki, rejimin giderek mevzi kazanmasının ve gerici- dinci güçlerin uyguladıkları vahşetin önemi de büyük. Öyle ki Batı Dünyası’nda Baas yönetiminin; yerine konacak başka bir yönetimden daha hayırlı olacağı ve Müslüman olmayan vatandaşların varlığını daha iyi koruyacağı algısı oluşmuş durumda.    Zaten “Kurt puslu havayı sever” misali Batılı güçlerin; Esad’ın yıkılmaması ve bu kaos ortamının devam etmesi işine gelecektir. Zayıf bir Suriye, zayıf ve güdümlü herhangi bir İslam ülkesi hem Batı’nın hem de İsrail’in işine gelir. Anlayacağınız bu coğrafyadaki düşük yoğunluklu savaş hali tam onların dişine göredir. “Varsın aptal Müslümanlar birbirini kırsın, biz ticaretimize bakalım” havası tercih edilen, getirisi olan bir yöntem olmuştur bugüne değin.    Esad’ın keyifli yemini; Suriye’deki mevcut durumun stabil hale gelecek olması sinyalini veriyor. Daha yıllarca sürebilecek savaş ve tahribat anlamına geliyor. Keyifli yemin; Baas rejiminin ayakta kalması ve giderek mevzi kazanması anlamına geliyor. Keyifli yemin; İran’ın, Rusya’nın, Batı’nın, İsrail’in, silah, insan ve petrol tacirlerinin işine geliyor.    Ama aynı yemin; Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve dünyanın diğer yerlerindeki mültecilerin dramlarının sürmesini beraberinde getiriyor. Aynı Yemin; Hatay’ın, Gaziantep’in, Şanlıurfa’nın, Adana- Mersin’in, İstanbul’un acı çekeceğinin, ekonomisinin ve sosyal hayatının bozulmasının önüne geçilemeyeceği anlamına geliyor…    Esad keyifli ve mağrur biçimde durduğu, yeminler ettiği sürece; istesek de istemesek de emperyalist tezgah devam edecek… Mazlum ve mağdur kayıplar, ölümler, mülteci akını sürecek demektir.      Biz en iyisi mevcut ve gelecek diğer mültecilerle yaşamaya alışalım ve hesabımızı- kitabımızı daha uzun bir süre ona göre yapalım.