Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Foton Çağı

            Ünlü halk kahramanı Köroğlu’na ait olduğu söylenen bir söz “Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu” beni etkileyen sözlerdendir. Bunun gibi onlarca-yüzlerce döneminin sıkıntılarını, sorunlarını yansıtan sözler vardır. Kol gücünün, ateşli silahlara yenik düşmesini çok güzel anlatır.             Aslında her icat birçok şeyi getirirken, var ederken… Birçok şeyi de yok eder, değiştirir, dönüştürür. Önemli yenilikler, icatlar hep böyledir; çığır açar, çağ açar, çağ kapatır.             Ateşin, tekerleğin, barutun, buhar makinesinin, elektriğin v.b…Bir sürü icat, yenilik insan soyunu geri dönülmez mecralara taşıdı. Eski zamanları günümüzden ayıran şeylerden; şimdilerde buluşların, yeniliklerin artması, sıklaşması ve zamanın hızlı akması algısıdır. Günümüz insanı için; eskinin o tek düze yaşamı, bayağı sıkıcı olabilirmiş.             Biz insanlar, yeniliklere başlarda mesafeliyizdir. Adapte olmamız, kabullenmemiz zaman alır. Ama sonraları vazgeçilmezlerden olur yenilikler. Ve sorarız kendimize, önceleri hayatlar nasıl yaşanıyordu diye. Düşünün bir kere! Elektriksiz, motorlu taşıtsız, telefonsuz, internetsiz bir dünya nasıl olurdu? Sanki bütün bunlar hep vardı hayatlarımızda. Oysa daha elli yıl öncesinde bunların hiç birinin olmadığı bir bölgede dünyaya geldim ben. Ve şimdi çocuklarıma kendi çocukluğumun dünyasını anlatırken, belgesel izliyormuş gibi bir algı yaratıyor onlarda.             Elbette gelişmenin, ilerlemenin önünde duramayız. Vakti zamanı gelince olur biter her şey. Uyum sağlayamayanlar devre dışı kalır, başarısız olur. Yeniliklere, çabuk adapte olanlar, iyi kavrayanlar, meyvesini yer, bu yeni durumun.             Bu arada 19.yy İngiltere’sini düşünüyorum: Yeni iş makinelerinin, tarım aletlerinin yarattığı işsizliği, yüzlerce tarım işçisinin, kol gücü ile yaptığı işi yapan birkaç makine ve işlerini yitiren, birden bire açıkta kalan yüz binlerce insan. Ve bunun yarattığı toplumsal travmayı düşünüyorum. Kızgın kalabalıklar iş makinelerini yaktılar, yok ettiler. Ama sonraları bu yeni duruma alışıldı. Yeni icatlar, Sanayi Devrimi başka iş alanları, imkanlar, yarattı. Öyle ki; yeni oluşan iş alanlarını doldurmak için dünyanın diğer yerlerinden insanlar getirildi.             Her dönem; kendi açmazını, kendi yeniliğini, kendi metotlarını yaratır ve kendi yolunu açar. Tabi bu arada alt-üst oluşlar yaşanır. Kimileri bundan yarar sağlarken büyük çoğunluk kaybeden tarafta olur.             İşte böylece Bilgi Çağı’nı da geride bırakıyoruz. Yeni bir döneme; yeni bir çağa; Foton Çağı’na yelken açıyoruz. Değişim ve dönüşüm baş döndürücü hızla ilerliyor. Çoğu zaman neler olup-bittiğini algılamıyoruz bile. Eskiden onlarca-yüzlerce yıla sığan değişimler şimdi yıllara sığabiliyor. Bilgi bombardımanı altında yaşıyoruz. Ve kirli bilgi ile doğru bilgiyi ayırt etmemiz zorlaşıyor.             Kişisel erişim kolaylaşıyor. Kişisel erişimin kolaylaştığı noktada, yalnızlığımız artıyor. Erişebilir olmak aslında, erişilmezliği beraberinde getiriyor. Hey şey kişiye özel dizayn ediliyor. Birey öne çıkarken… Attığı her adım kontrol altına giriyor. Birer dijital veri haline geliyoruz. Tüm yazışmalar kayıt altına giriyor. İnsan anatomisi, zihinsel fonksiyonları kolay adapte olamıyor, geriliyor, bocalıyoruz. Böylece toplumsal bir varlık olan kişilik ve kendi özel nitelikleri olan insan; sayılarla ifade edilen, dijital bir tüketiciye, varlığa dönüşüyor.             Artık M.Ö.-M.S. yok, İnternetten önce, İnternetten sonra var! Artık bireyselleştikçe yalnızlaşan, bireyselleştikçe çözülen, güçsüzleşen, kontrol altına alınan, köleleşen ve dağılan bir insan topluluğu var karşımızda.             Önce aile kurumu yok oluyor. Ardından sıra ulus devlet modellerine geliyor.             Beğenin ya da beğenmeyin! Yaratıcı yıkımlar devam ediyor. Taa ki; bir yerlerde yeni biçim ve anlayışta, yeni yaşam düzenekleri oluşana dek…  
Ekleme Tarihi: 17 Ağustos 2014 - Pazar

Foton Çağı

            Ünlü halk kahramanı Köroğlu’na ait olduğu söylenen bir söz “Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu” beni etkileyen sözlerdendir. Bunun gibi onlarca-yüzlerce döneminin sıkıntılarını, sorunlarını yansıtan sözler vardır. Kol gücünün, ateşli silahlara yenik düşmesini çok güzel anlatır.

            Aslında her icat birçok şeyi getirirken, var ederken… Birçok şeyi de yok eder, değiştirir, dönüştürür. Önemli yenilikler, icatlar hep böyledir; çığır açar, çağ açar, çağ kapatır.

            Ateşin, tekerleğin, barutun, buhar makinesinin, elektriğin v.b…Bir sürü icat, yenilik insan soyunu geri dönülmez mecralara taşıdı. Eski zamanları günümüzden ayıran şeylerden; şimdilerde buluşların, yeniliklerin artması, sıklaşması ve zamanın hızlı akması algısıdır. Günümüz insanı için; eskinin o tek düze yaşamı, bayağı sıkıcı olabilirmiş.

            Biz insanlar, yeniliklere başlarda mesafeliyizdir. Adapte olmamız, kabullenmemiz zaman alır. Ama sonraları vazgeçilmezlerden olur yenilikler. Ve sorarız kendimize, önceleri hayatlar nasıl yaşanıyordu diye. Düşünün bir kere! Elektriksiz, motorlu taşıtsız, telefonsuz, internetsiz bir dünya nasıl olurdu? Sanki bütün bunlar hep vardı hayatlarımızda. Oysa daha elli yıl öncesinde bunların hiç birinin olmadığı bir bölgede dünyaya geldim ben. Ve şimdi çocuklarıma kendi çocukluğumun dünyasını anlatırken, belgesel izliyormuş gibi bir algı yaratıyor onlarda.

            Elbette gelişmenin, ilerlemenin önünde duramayız. Vakti zamanı gelince olur biter her şey. Uyum sağlayamayanlar devre dışı kalır, başarısız olur. Yeniliklere, çabuk adapte olanlar, iyi kavrayanlar, meyvesini yer, bu yeni durumun.

            Bu arada 19.yy İngiltere’sini düşünüyorum: Yeni iş makinelerinin, tarım aletlerinin yarattığı işsizliği, yüzlerce tarım işçisinin, kol gücü ile yaptığı işi yapan birkaç makine ve işlerini yitiren, birden bire açıkta kalan yüz binlerce insan. Ve bunun yarattığı toplumsal travmayı düşünüyorum. Kızgın kalabalıklar iş makinelerini yaktılar, yok ettiler. Ama sonraları bu yeni duruma alışıldı. Yeni icatlar, Sanayi Devrimi başka iş alanları, imkanlar, yarattı. Öyle ki; yeni oluşan iş alanlarını doldurmak için dünyanın diğer yerlerinden insanlar getirildi.

            Her dönem; kendi açmazını, kendi yeniliğini, kendi metotlarını yaratır ve kendi yolunu açar. Tabi bu arada alt-üst oluşlar yaşanır. Kimileri bundan yarar sağlarken büyük çoğunluk kaybeden tarafta olur.

            İşte böylece Bilgi Çağı’nı da geride bırakıyoruz. Yeni bir döneme; yeni bir çağa; Foton Çağı’na yelken açıyoruz. Değişim ve dönüşüm baş döndürücü hızla ilerliyor. Çoğu zaman neler olup-bittiğini algılamıyoruz bile. Eskiden onlarca-yüzlerce yıla sığan değişimler şimdi yıllara sığabiliyor. Bilgi bombardımanı altında yaşıyoruz. Ve kirli bilgi ile doğru bilgiyi ayırt etmemiz zorlaşıyor.

            Kişisel erişim kolaylaşıyor. Kişisel erişimin kolaylaştığı noktada, yalnızlığımız artıyor. Erişebilir olmak aslında, erişilmezliği beraberinde getiriyor. Hey şey kişiye özel dizayn ediliyor. Birey öne çıkarken… Attığı her adım kontrol altına giriyor. Birer dijital veri haline geliyoruz. Tüm yazışmalar kayıt altına giriyor. İnsan anatomisi, zihinsel fonksiyonları kolay adapte olamıyor, geriliyor, bocalıyoruz. Böylece toplumsal bir varlık olan kişilik ve kendi özel nitelikleri olan insan; sayılarla ifade edilen, dijital bir tüketiciye, varlığa dönüşüyor.

            Artık M.Ö.-M.S. yok, İnternetten önce, İnternetten sonra var! Artık bireyselleştikçe yalnızlaşan, bireyselleştikçe çözülen, güçsüzleşen, kontrol altına alınan, köleleşen ve dağılan bir insan topluluğu var karşımızda.

            Önce aile kurumu yok oluyor. Ardından sıra ulus devlet modellerine geliyor.

            Beğenin ya da beğenmeyin! Yaratıcı yıkımlar devam ediyor. Taa ki; bir yerlerde yeni biçim ve anlayışta, yeni yaşam düzenekleri oluşana dek…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.