Malum günümüzün en hayati derdidir işsizlik. İşsizlik; tüm toplumsal sorunların ana tetikleyicisi olarak her daim gündemde. Kapitalizmin ve sanayileşmenin tam yerleşemediği, gelişimini tamamlayamadığı ülkelerde, işsizlik önemli sorundur. Özel mülkiyetin, burjuva sınıfının geç oluştuğu; girişimciliğin daha yeni yeni keşfedildiği ülkemizde; hemen her şey devletten dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarından, belediyelerden beklenir. İşte o yüzden devlet kurumları Türkiyede en büyük işverendir.
Mersin de hep aynı dertten mustariptir. Suriyeli mülteci akınıyla birlikte; işsizlikle mücadelenin daha da zorlaştığı gerçeğini kabullenmek lazım. Mersin; yıllar boyu işsizliğine çare olacak projeleri bekler durur ama ne yazık ki beklenen yatırımlar bir türlü hayata geçemez. Uzun süredir üzerine konuşulan ve gerçekleşme aşamasında bir hayli yol alınan; Mersinin dertlerine deva olacak projelerden iyi haberler gelmiyor.
Bunlardan ilki; Tarsus-Kazanlı Turizm Alanı Projesi. Projenin durumu hiç iç açıcı görünmüyor. Yaklaşık on yıl önce bu bölgede verilen tahsisler; hiçbir yatırım yapılmadığı için iptal edildi. Anlayacağınız kimse yatırım yapmaya yanaşmadı. İkincisi; Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi. Üç yıl önce başlayan bu proje de maalesef yüklenici firmanın ödeme güçlüğüne düşmesi sonucu durdu. Çalışanlar; ücretsiz izne ayrıldı. Firmanın kaynak arayışları sonuçsuz kaldı. Bu haliyle havaalanın yapılıp bitirilmesi belirsizliğini koruyor. Antalya Yolu yapımı ağır aksak ilerliyor. Bitirilmesi halinde şehrin makus talihini değiştirebilecek projeler bekliyor
Devlet yatırımları, projeleri özel yatırımcıların önü açması bakımından, yaşamsal öneme sahip. Havaalanı, yolu, altyapısı, konaklama tesisleri yetersiz olan şehirlere yerli ve yabancı yatırımcı çekmek hayli zor. İşte o yüzdendir ki; Ankara ile ilişkiler yerinde olmalı, oy hesabıyla, cezalandırma mantığıyla bakılmamalı diye düşünüyorum.
Geçenlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz açıkladı. Yetmiş bin iş başvurusu varmış. Fakat Mersindeki işsizliğin boyutu; başvurularının çok çok ötesinde, yüzde 25lerde seyreden işsizlik oranını sadece belediye maharetiyle çözmek imkansız.
Belediyeler devlete kapağı atmanın en kolay ve kısa yolunu oluşturmuş bugüne değin. Siyasetin; sözünün en çok geçtiği adamcılığın tavan yaptığı yerlerdir belediyeler
İşte bizim millet böyle algılıyor siyaseti, belediyeciliği Onlar için belediye iş kapısıdır. Belediyelerin şu anki yoğun iş talebini karşılamak için ne o boş kadroları ne o kadar insana gereksinimleri ne de bu yoğunluktaki talebi kaldıracak bütçeleri var.
Kocamaz yatırımcıyı Mersine çekmek ve onların yapacakları yatırımlar sayesinde istihdam alanlarının oluşmasına yardımcı olmalıyız diyor. Belli başkan konunun vahametinin farkında. Öyle tahmin ediyorum ki; değil sadece Kocamaz diğer tüm başkanlar aynı dertten mustarip.
Ancak yatırımcılar ve girişimciler çekilebildiği oranda işsizlik azaltılabilir. Fakat yatırımcı çekmek yatırım iklimi oluşturmak meşakkatli bir uğraş. Yatırımcı dostu politikaların hayata geçirilmesi lazım. Ayrıca bu tecrübe, profesyonellik de gerektiriyor.
Yatırıma davet var davet var olmasına var de ne hikmetse yatırım bir türlü gelmiyor. Heyetler gelip gidiyor ama arkası ne yazık ki; gelmiyor. Türkiye; hep gelişmekte olan ülke olarak bilinir. İşte Mersinde bunun bir benzeri olarak devamlı yatırım yapılacak şehir diye anılır. Yatırım derken şehrin çehresini değiştirecek ona sınıf atlatacak yatırımlardan bahsediyorum. AVM dışındaki yatırımları bilhassa görmek isteriz. Mersinli çiftçinin ürettiklerini işleyecek, katma değer yaratacak, modern tarıma dayalı sanayi tesisleri öncelikli olmalı.
Toplumsal barışın; en önemli ayağını işsizlikle mücadele oluşturur. Yeni yılda beklentimiz; geçmiş zamanın ihmallerinin biran önce telafi edilmesidir.