Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Kavga Sezonu Açıldı..

Toplum olarak öyle bir yere geldik ki; artık bundan toplumsal histeri diye bahsetmekten kaçamayız. Bakışları başka yöne çevirmek veya kafaları kuma gömmek; sorunların yok olduğu anlamına gelmez. Bu günlerde Mersin’in içinde bulunduğu durum, herkesi telaşlandırıyor. Sorunların, sadece belediye maharetiyle çözülüp çözülmeyeceği sorusu ise zihinleri iyice meşgul ediyor. Sıcaklar ile birlikte Büyükşehrin yol tadilat çalışmaları ve Tulumba Köprüsü yıkım çalışmaları başladı. Gayretli çabalar anlaşılır fakat gelecek iki- üç yılın inşaat çilesi içinde geçeği ve trafiğin insanları çıldırtacağı bir gerçek.    Mersin sokaklarında artık rahat yürümek mümkün değil. Nereye giderseniz, nerede yürürseniz karşınıza bir dilenci çıkacak ya da siz bir dilencinin yanından, önünden geçeceksiniz. Bu artık bir “Mersin klasiği” halini aldı.    Mersin; şimdilerde ikinci büyük göç dalgası ile baş başa daha birincisini tam atlatamadan, Suriyeli akınına maruz kaldık. Bilmem dikkatinizi çekiyor mu? Mersin’in fotoğrafı değişmeye başladı. Artık bir Ortadoğu şehri olmaya daha yakın duruyoruz. Ve bundan hemen her şey nasibini alıyor. Toplumsal hayat ters-yüz olmaya başlıyor.    Bırakın diğer Büyükşehirleri, daha yeni Osmaniye kent merkezinden gelen bir arkadaşım; oradaki yerinde uygulamalardan, özen ve disiplinden hayranlıkla söz etti. Anlayacağınız yeni il olmuş Osmaniye bile Mersin’i kent düzeni açısından geçmiş. Mersin bizi daha çok germeye, yormaya başladı. Ama duygularımızı kontrol edebilmeliyiz.    Hep inişli çıkışlıdır duygular. Öyle olması da doğaldır zaten. Sosyal bir varlık olan insan; sürekli iletişim ve etkileşim halindedir. İyilik görmek iyilik yapmak, umutlu, mutlu olmak hemen herkesin ortak dileğidir. Fakat günlük hengame içerisinde, bu her zaman mümkün olmaz. Yaşam koşuşturması içerisinde etki tepkiden ibarettir her şey.    Karşımızdakine kızmadan önce empati yapmamız istenir bizden. Ancak bu söylendiği kadar kolay olmayabilir. Kalabalık ortamlar, zamana karşı yarış, başkalarının haklarına tecavüz, kabalık, görgüsüzlük, insanı bir anda iyi duygulardan mahrum bırakabilir. Fakat yine de bir düşünelim. İyi insan kötü insan. İnsana gerçekten de tamamen iyi; ya da tamamen kötü denilebilir mi? İyiliğin ve kötülüğün normları mı var? Neye göre karar vereceğiz. İyilik de, kötülük de potansiyel olarak aynı anda insanın içinde. Gelişen durumlara göre bazen iyi yönleri bazen kötü yönler çıkar açığa.    Dolmuşta giderken yanınızdakinin yayılarak oturması, sizin koltuğunuza kadar taşması, vücudunu temas ettirmesi ve sizin buna yarım saat tahammül ettiğinizi düşünün! O anda iyi duygularınız usul usul inişe geçer. Yanı başınızdaki böyleyken, aynı araçta bir- iki kişinin kalkarak kendilerinden yaşlılara yer vermeleri ise; sizi tekrar umutlanmaya sevk eder.    Kişinin herhangi bir zamandaki tutum ve davranışı belirleyici değildir. Başka bir zamanda ve ortamda onu tanınmayacak biçimde değişik bulabilirsiniz. Yaz mevsimi ile birlikte Mersin’de “kavga sezonu” açılıyor (!) Sıcak ve nemli ortamların insan fizyolojisi üzerindeki etkilerini de yabana atmamak gerekir. İnsan için en uygun ısının 18-20 derece olduğu söylenir. 35-40 derece sıcaklıkta ve % 90 nem ortamında “ arenada matadora saldıran boğaya” dönüşmemek elde değil.      Mersin gibi kentleşme sürecini tamamlamamış şehirlerde yaşamak zor. Korkarım Mersin göç almaya devam ettikçe bu süreci geç tamamlayacak. Ancak yerleşik düzene geçtiğiniz oranda kentleşme hızlanır. Yoksa neye ve kime göre planlama yapacaksınız. Anlıyorum, alt ve üstyapı eksikliği insan davranışlarına etki ediyor. Konforlu ortamlardan uzak, daha çabuk geriliyor daha saldırgan oluyoruz. Yorulan Mersin; sakinlerini yormaya başladı. Ama her şeye rağmen karşınızdakine kızmadan, saldırıya geçmeden evvel biraz sakinlik ve empati lütfen! Çünkü “öfke ile kalkan zarar ile oturur”. Bekir Zorba
Ekleme Tarihi: 17 Haziran 2015 - Çarşamba

Kavga Sezonu Açıldı..

Toplum olarak öyle bir yere geldik ki; artık bundan toplumsal histeri diye bahsetmekten kaçamayız. Bakışları başka yöne çevirmek veya kafaları kuma gömmek; sorunların yok olduğu anlamına gelmez. Bu günlerde Mersin’in içinde bulunduğu durum, herkesi telaşlandırıyor. Sorunların, sadece belediye maharetiyle çözülüp çözülmeyeceği sorusu ise zihinleri iyice meşgul ediyor. Sıcaklar ile birlikte Büyükşehrin yol tadilat çalışmaları ve Tulumba Köprüsü yıkım çalışmaları başladı. Gayretli çabalar anlaşılır fakat gelecek iki- üç yılın inşaat çilesi içinde geçeği ve trafiğin insanları çıldırtacağı bir gerçek.

   Mersin sokaklarında artık rahat yürümek mümkün değil. Nereye giderseniz, nerede yürürseniz karşınıza bir dilenci çıkacak ya da siz bir dilencinin yanından, önünden geçeceksiniz. Bu artık bir “Mersin klasiği” halini aldı.

   Mersin; şimdilerde ikinci büyük göç dalgası ile baş başa daha birincisini tam atlatamadan, Suriyeli akınına maruz kaldık. Bilmem dikkatinizi çekiyor mu? Mersin’in fotoğrafı değişmeye başladı. Artık bir Ortadoğu şehri olmaya daha yakın duruyoruz. Ve bundan hemen her şey nasibini alıyor. Toplumsal hayat ters-yüz olmaya başlıyor.

   Bırakın diğer Büyükşehirleri, daha yeni Osmaniye kent merkezinden gelen bir arkadaşım; oradaki yerinde uygulamalardan, özen ve disiplinden hayranlıkla söz etti. Anlayacağınız yeni il olmuş Osmaniye bile Mersin’i kent düzeni açısından geçmiş. Mersin bizi daha çok germeye, yormaya başladı. Ama duygularımızı kontrol edebilmeliyiz.

   Hep inişli çıkışlıdır duygular. Öyle olması da doğaldır zaten. Sosyal bir varlık olan insan; sürekli iletişim ve etkileşim halindedir. İyilik görmek iyilik yapmak, umutlu, mutlu olmak hemen herkesin ortak dileğidir. Fakat günlük hengame içerisinde, bu her zaman mümkün olmaz. Yaşam koşuşturması içerisinde etki tepkiden ibarettir her şey.

   Karşımızdakine kızmadan önce empati yapmamız istenir bizden. Ancak bu söylendiği kadar kolay olmayabilir. Kalabalık ortamlar, zamana karşı yarış, başkalarının haklarına tecavüz, kabalık, görgüsüzlük, insanı bir anda iyi duygulardan mahrum bırakabilir. Fakat yine de bir düşünelim. İyi insan kötü insan. İnsana gerçekten de tamamen iyi; ya da tamamen kötü denilebilir mi? İyiliğin ve kötülüğün normları mı var? Neye göre karar vereceğiz. İyilik de, kötülük de potansiyel olarak aynı anda insanın içinde. Gelişen durumlara göre bazen iyi yönleri bazen kötü yönler çıkar açığa.

   Dolmuşta giderken yanınızdakinin yayılarak oturması, sizin koltuğunuza kadar taşması, vücudunu temas ettirmesi ve sizin buna yarım saat tahammül ettiğinizi düşünün! O anda iyi duygularınız usul usul inişe geçer. Yanı başınızdaki böyleyken, aynı araçta bir- iki kişinin kalkarak kendilerinden yaşlılara yer vermeleri ise; sizi tekrar umutlanmaya sevk eder.

   Kişinin herhangi bir zamandaki tutum ve davranışı belirleyici değildir. Başka bir zamanda ve ortamda onu tanınmayacak biçimde değişik bulabilirsiniz.

Yaz mevsimi ile birlikte Mersin’de “kavga sezonu” açılıyor (!) Sıcak ve nemli ortamların insan fizyolojisi üzerindeki etkilerini de yabana atmamak gerekir. İnsan için en uygun ısının 18-20 derece olduğu söylenir. 35-40 derece sıcaklıkta ve % 90 nem ortamında “ arenada matadora saldıran boğaya” dönüşmemek elde değil.  

   Mersin gibi kentleşme sürecini tamamlamamış şehirlerde yaşamak zor. Korkarım Mersin göç almaya devam ettikçe bu süreci geç tamamlayacak. Ancak yerleşik düzene geçtiğiniz oranda kentleşme hızlanır. Yoksa neye ve kime göre planlama yapacaksınız. Anlıyorum, alt ve üstyapı eksikliği insan davranışlarına etki ediyor. Konforlu ortamlardan uzak, daha çabuk geriliyor daha saldırgan oluyoruz. Yorulan Mersin; sakinlerini yormaya başladı. Ama her şeye rağmen karşınızdakine kızmadan, saldırıya geçmeden evvel biraz sakinlik ve empati lütfen! Çünkü “öfke ile kalkan zarar ile oturur”.

Bekir Zorba

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.