Halk aşksızsa; sokaklar banka dükkanları ile doludur
Ekonomi; insan ihtiyaçlarını karşılamada yapılan faaliyetler bütünü ise eğer, bu bizi çok ilgilendiren insani durumdur ve herkesi bir biçimde etkiler
TVdeki programın konukları, ünlü ekonomistlerdi. Dünya ve Türkiye ekonomisi üzerine önemli veriler paylaşıldı. Dünyada yılda 75-80 trilyon dolarlık bir ekonomik faaliyet oluşmaktaymış ve bunu 7.5 milyar dünya vatandaşına böldüğünüzde ortaya, kişi başına 10 bin dolar düşmekteymiş. Fakat bu 10 bin dolardan herkes eşit biçimde faydalanamıyor. Bunun nedeni de zengin ülkeler yurttaşlarının daha fazla pay almalarında yatıyor. Öyle ki ABD dünya nüfusundan aldığı % 4 lük paya karşın, dünya ekonomisinin % 21 kontrol etmekte ve liderliği üstlenmekte. Türkiye olarak bizim dünyadan aldığımız pay sadece % 1 oranında ve bu oran daralma eğilimi göstermekte.
Eski hazine müsteşarı açıkladı. 2017 yılı çetin geçecekmiş. Bizleri zor bir yıl bekliyormuş. Aksi söylense şaşardım doğrusu. Dünya ekonomisinin ana karakterini, borçlanma ve belirsizlik oluşturmakta. Bu sanki bir kısır döngü. Borçlanma ve belirsizlik; diğer adı, güçlü zenginlere sürekli bir kaynak transferi Ve sonuçta oluşan adaletsiz gelir dağılımı. Demek ki belirsizlik ve kriz ortamları birilerinin işine yarıyor.
Ekonomi dinamiktir, akan veriler önemlidir. Adeta nabız atışı gibidir bu, mikrodan makroya, haneden, şirketlere ve devletlere kadar uzanan Ekonomik göstergeleri takip etmenin türlü yöntemleri vardır. Mesela banka şubeleri, anında olan biteni yansıtır. Ya da iyi, yaygın bir bayilik sistemi, size an be an yeni veriler sunar. Veya vergi daireleri aracılığıyla birçok bilgiye ulaşırsınız. Bunlar ekonomik durumu analiz edebilmekte bildik araçlar olabilir. Ancak vatandaşın ekonomik durumunu inceleyen, yeni ve ilginç bir yöntem geliştirilmiş.
Gazeteci Umut Yiğitin uzmanlığı çöp sosyolojisi. Şimdi nereden çıktı bu diyenler olacaktır. Çöpün ekonomisi olabildiği gibi pekala çöp sosyolojisi de olur. Yiğit; çöpleri karıştırmaya başladı, amacı tüm Türkiyenin çöp haritasını çıkartmak. Ona göre çöpün bir dili var. İnsan kamusal hayatını kurgulayarak manipüle edebilir ama çöpü, gerçekte kim olduğunu ele verecektir diyor. Gelir seviyesi ile birlikte çöp de değişiyor. Mahalleden mahalleye, semtten semte atıklar, o bölge insanının ekonomisine sanki bir ayna tutuyor.
Çöp deyip geçmemek lazım. Çöp toplamak, ayrıştırmak ve geri dönüşüme sokmak ciddi bir ekonomik faaliyettir ve günden güne ivme kazanmaktadır. Mikrodan makroya ekonomi dedik ve yukarıdaki makro rakamlardan sonra, şimdi bir de gazeteci arkadaşımızın ulaştığı rakamlara yer verelim:
Türkiyede yılda 1.4 milyar tl değerinde ekmeği çöpe atıyor.
Bir gün içinde çöpe giden ekmek sayısı 4.9 milyon adet.
Dünyada günde üretilen çöp miktarı 3.5 milyon ton.
Sadece İstanbulda bir kişi, bir gün içinde 1kg çöp üretiyor.
Galiba bu gidişle eskinin Er olan ekmeğini taştan çıkartır sözü, evirilerek Er olan ekmeğini çöpten çıkartır a dönüşecek.