Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Olanaksızın Fiziği

“ Yalnızca mantıksız olanı yapmaya kalkışanlar; olanaksız olana ulaşırlar”            Gelecek bilimci, teorik fizik profesörü Michio Kaku’nun; ‘Olanaksızın Fiziği’ adlı kitabını okudum ve hayli etkilendim. İyi bir film izlemenin, iyi bir kitap okumanın ayrıcalığı vardır. Yapbozun eksik kalan parçalarının tamamlanmasına ve zihninizde yeni ufuklar belirmesine yol açar iyi bir kitap okumak, film izlemek.            Dostum Sertaç Ertaş’ın (Hocam Kitap) önermesiyle haberdar oldum kitaptan. İki yıl önce yine aynı yazarın gelecek yirmi yılda neler olabilecekler konusunda bir söyleşisinden alıntılar yapmış ve köşeme taşımıştım.*            Fizik; sayılarla arası iyi olmayan insanlara soğuk gelebilir. Çünkü fizik, genel ya da geçici yasalara bağlı, deney yoluyla incelenebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen, durum ve devinimlerini konu alan bilim dalıdır. Bu tanımlamaya göre fizik, büyük oranda matematiktir. Oysa matematik ben dahil birçok insanı ürkütebilir. Ama evreni ve yasalarını anlamanın yolu matematikten geçmektedir. Hubble uzay teleskopu direktörlerinden Mario Livio; “ Bizler hergün onlarca ileti almaktayız. E- postamız kendi evren teorisini anlatmak isteyen ‘müstakbel bilim insanlarının’ mektup ve mesajları yüzünden iflas edebilir. Fakat matematik diliyle doğru bir şekilde formüle edilmediği müddetçe, hiçbir teorinin doğruluğu tarafımdan değerlendirilmeye tabi tutulmaz” demekte. Anlaşılan bizim gibi sözelcilere oralarda ekmek yok! İşte matematik bu denli büyük bir öneme sahiptir.         Michio Kaku kitabını, karmaşık matematiksel formüller kullanmadan, her insanın anlayacağı dil ile usta bir akıcılıkla koyuyor önümüze. Gelecekte neler olabileceği, insan soyunun çok merak ettiği, üzerine kafa yorduğu; onu bilebilmek uğruna paralar döktüğü, kapılar aşındırdığı bir alan. Genel gidişata dair; geçmişte olanların ve şimdiki yaşananların ışığı altında siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda öngörülerde bulunmak, bir bilim dalı sayılmakta ve buna gelecek bilimi (Fütürizm) denmektedir.              Işınlanma, zaman makinaları, kuvvet alanları, yıldızlararası uzay gemileri, bunlar yalnızca bilimkurgunun alanları mı yoksa geleceğin kullanılabilir teknolojileri mi? Bilimkurgu filmlerinin, romanlarının şaşırtıcı, fantastik dünyaları, mitolojinin esrarlı hikayeleri, kitapta bilimsel bir bakış açısıyla yeniden ele alınmış, olasılıklar deryasında, evrenin fizik yasalarının yakın ya da uzak gelecekte bize neler sunacağı tartışılıyor.           Gelecekle alakalı spekülatif, yanlı, fayda sağlamak amaçlı bir çok şey dolanmakta… Küresel iklim değişiklikleri, felaket senaryoları, finansal kaoslar vs… Her şeye rağmen gelecek ve gelecekte olabilecekler, merak uyandırmaya, dikkat çekmeye devam ediyor… Bizleri nasıl bir gelecek bekliyor acaba? Unutmamalı ki; bizden evvelki kuşaklara da bugün sahip olunanlar epey uzak geliyordu.                Kaku bu kitabında, geleceğe dair bazı tahminlerin sonsuza değin olanaksız kalacağı, bazılarının da nihayetinde gerçekleştirilebileceğini nedenleriyle ortaya koyuyor. Bilimkurgu diye bildiğimiz pek çok şaşırtıcı konunun, zaman içerisinde nasıl hayatlarımızın bir parçası haline dönüştüğü, mükemmel bir araştırma ve keyif verici anlatımla sunulmuş. Tüm bu olanaklı olanaksızlıklar fiziği ancak böyle güçlü bir fizikçinin kaleminden çıkabilirdi.            İnsan düşünmeden edemiyor. Peki Türkiye bu işin neresinde yer alacak? Yakın geçmişte onlarca fizikçimizi ‘kazalara’ kurban verdik (Atlas Jet- Aselsan cinayetleri). Değerli bilim insanlarımızı koruyamadık. Türk insanının başarıları sadece yabancı diyarlarda elde ettikleriyle sınırlı kalmamalı. Bilim üreten bir ülke olmak dileğiyle…   *Bkz. “Yirmi Yıl Sonra” Köşe Yazısı    
Ekleme Tarihi: 23 Kasım 2016 - Çarşamba

Olanaksızın Fiziği

“ Yalnızca mantıksız olanı yapmaya kalkışanlar; olanaksız olana ulaşırlar”

 

         Gelecek bilimci, teorik fizik profesörü Michio Kaku’nun; ‘Olanaksızın Fiziği’ adlı kitabını okudum ve hayli etkilendim. İyi bir film izlemenin, iyi bir kitap okumanın ayrıcalığı vardır. Yapbozun eksik kalan parçalarının tamamlanmasına ve zihninizde yeni ufuklar belirmesine yol açar iyi bir kitap okumak, film izlemek.

           Dostum Sertaç Ertaş’ın (Hocam Kitap) önermesiyle haberdar oldum kitaptan. İki yıl önce yine aynı yazarın gelecek yirmi yılda neler olabilecekler konusunda bir söyleşisinden alıntılar yapmış ve köşeme taşımıştım.*

           Fizik; sayılarla arası iyi olmayan insanlara soğuk gelebilir. Çünkü fizik, genel ya da geçici yasalara bağlı, deney yoluyla incelenebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen, durum ve devinimlerini konu alan bilim dalıdır. Bu tanımlamaya göre fizik, büyük oranda matematiktir. Oysa matematik ben dahil birçok insanı ürkütebilir. Ama evreni ve yasalarını anlamanın yolu matematikten geçmektedir. Hubble uzay teleskopu direktörlerinden Mario Livio; “ Bizler hergün onlarca ileti almaktayız. E- postamız kendi evren teorisini anlatmak isteyen ‘müstakbel bilim insanlarının’ mektup ve mesajları yüzünden iflas edebilir. Fakat matematik diliyle doğru bir şekilde formüle edilmediği müddetçe, hiçbir teorinin doğruluğu tarafımdan değerlendirilmeye tabi tutulmaz” demekte. Anlaşılan bizim gibi sözelcilere oralarda ekmek yok! İşte matematik bu denli büyük bir öneme sahiptir.

        Michio Kaku kitabını, karmaşık matematiksel formüller kullanmadan, her insanın anlayacağı dil ile usta bir akıcılıkla koyuyor önümüze. Gelecekte neler olabileceği, insan soyunun çok merak ettiği, üzerine kafa yorduğu; onu bilebilmek uğruna paralar döktüğü, kapılar aşındırdığı bir alan. Genel gidişata dair; geçmişte olanların ve şimdiki yaşananların ışığı altında siyasi, ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda öngörülerde bulunmak, bir bilim dalı sayılmakta ve buna gelecek bilimi (Fütürizm) denmektedir.

             Işınlanma, zaman makinaları, kuvvet alanları, yıldızlararası uzay gemileri, bunlar yalnızca bilimkurgunun alanları mı yoksa geleceğin kullanılabilir teknolojileri mi? Bilimkurgu filmlerinin, romanlarının şaşırtıcı, fantastik dünyaları, mitolojinin esrarlı hikayeleri, kitapta bilimsel bir bakış açısıyla yeniden ele alınmış, olasılıklar deryasında, evrenin fizik yasalarının yakın ya da uzak gelecekte bize neler sunacağı tartışılıyor.

          Gelecekle alakalı spekülatif, yanlı, fayda sağlamak amaçlı bir çok şey dolanmakta… Küresel iklim değişiklikleri, felaket senaryoları, finansal kaoslar vs… Her şeye rağmen gelecek ve gelecekte olabilecekler, merak uyandırmaya, dikkat çekmeye devam ediyor… Bizleri nasıl bir gelecek bekliyor acaba? Unutmamalı ki; bizden evvelki kuşaklara da bugün sahip olunanlar epey uzak geliyordu.   

            Kaku bu kitabında, geleceğe dair bazı tahminlerin sonsuza değin olanaksız kalacağı, bazılarının da nihayetinde gerçekleştirilebileceğini nedenleriyle ortaya koyuyor. Bilimkurgu diye bildiğimiz pek çok şaşırtıcı konunun, zaman içerisinde nasıl hayatlarımızın bir parçası haline dönüştüğü, mükemmel bir araştırma ve keyif verici anlatımla sunulmuş. Tüm bu olanaklı olanaksızlıklar fiziği ancak böyle güçlü bir fizikçinin kaleminden çıkabilirdi.

           İnsan düşünmeden edemiyor. Peki Türkiye bu işin neresinde yer alacak? Yakın geçmişte onlarca fizikçimizi ‘kazalara’ kurban verdik (Atlas Jet- Aselsan cinayetleri). Değerli bilim insanlarımızı koruyamadık. Türk insanının başarıları sadece yabancı diyarlarda elde ettikleriyle sınırlı kalmamalı. Bilim üreten bir ülke olmak dileğiyle…

 

*Bkz. “Yirmi Yıl Sonra” Köşe Yazısı

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.