Hangi makamda olursan ol; ulaşacağın en yüksek yer insanlık makamıdır Ali Gülgen
Bu kez Silifke Caddesi üzerindeki Kiremithane Mahallesi muhtarlık binasındayız. Daha önce bu caddeyi Kreuzbergleşen Mersin başlıklı yazımda anlatmaya çalışmıştım. Eğer Mersinde Suriyelilerden ve onların yarattığı sorunlardan konuşulacaksa mutlaka ilk uğranılacak yerlerin başında orası gelir.
1954 Mersin doğumlu Muhtar Ali Gülgen; 5. dönemdir mahalle muhtarı. Fakat Ali beyin başka görevleri de var. O, Mersin İli Muhtarlar dernek başkanı, Akdeniz Muhtarlar Federasyonu genel başkan yardımcısı ve Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu genel başkan yardımcısı. Ali bey sürekli harekat halinde, bir koşuşturmaca içerisinde
Kiremithane Mahallesi, Mersinin en eski bölgelerinden, eski ve küçük bir mahalle, Kaya Mutlu döneminde bağrından bir de sahil tarafındaki Kültür Mahallesi çıkmış. Mahalleye kala kala batıda Cengiz Topel, kuzeyde İstiklal, doğuda Sakarya Caddesi ve güneyde Silifke Caddesi arasında dört bin kişilik, dikdörtgen biçiminde bir yer kalmış. İlk sakinlerini yerleşik Hristiyanlar ve Lazkiyeden gelen Araplar oluşturmuş. Günümüzde Kültür Mahallesi içinde kalan Çamlıbel; 90lı yılların ortalarına kadar sadece Kiremithanenin değil tüm Mersinin en gözde, en lüks semtiydi.
Adları Mersin ile birlikte anılan, ünü şehir dışına taşmış nice insan, buranın havasını solumuş, kültürüyle yoğrulmuş Mersinli Ahmet, Dondurmacı Halil, Künefeci Emin Usta, Cömert ailesi, Hadra ailesi hep buradan çıkmışlar. Günümüzde ise bunun en güzel örneğini dünyaca ünlü ressamımız Ahmet Yeşil temsil etmekte.
Hemen her gün, yürüyüş yolum üzerindeki, mahallenin meşhur mekanları Tahtalı Camii, Amane Fırını ve Cezeryeci Mahmut Samurkaş önünden geçerim. Sokak satıcıları, trafik keşmekeşi, Silifke Caddesinin güzelliklerini örtüyor, aşırı nemli sıcak hava ile birlikte sinirleri geriyor
Bölgede bir Arap kültürü, dokusu hemen hissediliyor. Savaş öncesinde bile mahalle, sürekli Suriyeli turistleri ağırlarmış. Bu günlerde burada sadece beş yüz mültecinin kaydı bulunuyor. Fakat gerçekte bu sayı kat kat fazla ve doğru rakamı kimse bilmiyor. Muhtar; Buradaki meseleleri sadece yerel yönetim mahareti ile aşamayız. Merkezi hükümetin güçlü biçimde devrede olması lazım. Ayrıca kentsel dönüşüm elzem diyor.
Mersin kentsel dönüşümünü gerçekleştirmek zorunda. Çünkü birçok mahalle plansızlığın kurbanı olmuş. Bu dönüşüm hızla ve ayrıca bina bazında değil ada bazında yapılmalı. Gerek kent girişindeki Güneydoğuluların oluşturduğu mahalleler gerekse kent merkezinde kalan eski mahalleler için başka kurtuluş yolu bulunmuyor.
Ali Gülgen devamla; Mahallemiz eski ihtişamını yitirdi. Durumunu düzeltenler buradan taşındı. Emekliler, işsizler, mülteciler sakinlerimizin ana gövdesini oluşturuyor. Alan kıtlığımız var. Özgür Çocuk Parkı dışında parkımız yok. Zincir marketçilik; kalan az sayıdaki esnafı öldürüyor. Toplu taşıma araçları trafiği olumsuz etkiliyor. Kaldırım işgalleri büyük sorunumuz. Her şeye rağmen Mersin çok kültürlü bir hoşgörü kentidir. Seçmenimiz de bilinçlidir. Tarım, turizm ve ticaret ile güçlü yatırımcılar ile önümüz açılır diyor.
Yazımıza İstanbul Gelişim Üniversitesi- Mimarlık Fakültesi hocalarından Yard. Doç. Fatih Alpdoğanın mahalle üzerine görüşleri ile son veriyoruz: Eski yapı stoğu korunmamış, imar yoğunluğu arttırılmaması gereken yerlere, imar yoğunluğu verilmiş, Otopark, eğitim, yeşil alanı, cadde genişlikleri, istimlak edilecek alanlar, yaya alanları konut alan oranı tutarsız şekilde geliştiği halde, belediye müdahalesi gerçekleşmemiş. Binaların eskimesiyle, konut alanları dışında kalan tarihi binaların tadilat ve restorasyonlarının yapılmaması ile bölge; izbe bir görünüm kazanmış ve Mersinin köklü ailelerinin buradan göç etmesi mahalle için üzücü sonuçlar doğurmuştur. Bölgede, yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı, ticaret alanları körleşerek, önemini yitirmiş ve işyerlerinin birçoğu kiraya verilemez, çalışamaz hale gelmiş; mahalle merkez mahalle konumundayken kenar mahalle görümüne bürünmüştür.
İşte böyle Mersinde daha yapılacak çok iş, gidilecek çok yol var