Bilinçli yaşayan insandır; yaşamayan biyolojik varlıktır. Ş.Şimşek
Bakmayın siz şu anki haline. Bizim derneğin de bulunduğu Metropol İş Merkezi, bir zamanlar medya organlarının, derneklerin, kurumların ve daha birçok ofis ve iş yerlerinin kümeleştiği bir yerdi. Sahaf Osmanın kitapçı dükkanı da bunlara dahildi. O küçük dükkan ileride üyemiz ve yakın arkadaşımız olacak bazı insanların uğrak yeriydi. Şaban Şimşek hocamız onlardan biriydi. Yazarlar Derneğine yeni yeni gelmeye başlamıştı ve bize katılmayı düşünüyordu. Üyeliğe unutamadığım şu sözlerle karar kıldı. 1980den bu yana ilk defa bir derneğe üye olmaya ikna oldum. Bunda senin payın büyük. Çünkü dernekte fikir özgürlüğü var. Sanırım yıl 2007 idi. İşte o günden bu tarafa dostluğumuz, öğrenci- öğretmen ilişkimiz süregelir
Mersin doğumlu Şaban hoca, 1966 yılında Gaziantep Öğretmen Okulunu bitirdi. O dönemler öğretmenler hemen atanırdı. Afyon Işıklar Köyüne tayini çıktı. Köyün Mersine nazaran geri kalmışlığı, yoksulluğu onu çok şaşırttı. Kız çocukları okutulmuyordu. Muhtarla iş birliği yaparak, kızların okula kaydını sağladı. Yine Muhtarla, diğer köylülerle çabalar sonucu, köy belediyeliğe dönüştü. Afyonda iki yıl kaldıktan sonra asker öğretmen olarak Zonguldaka bir maden işçisi köyüne gitti. Orası bir madenci köyüydü ve Afyondaki köye göre daha kalkınmıştı. İlk grev deneyimini orada yaşadı. Asker öğretmen oluşuna rağmen bir yolunu bulup greve katıldı. Yurt genelinde uygulanan bu grev sonucu, öğretmenler birtakım iyileştirmeler elde ettiler.
Askerlik sonrası tercihen Mersine geldi. Mersin Çukurkeşlik Köyünde görev yaptı. Burada eşiyle tanıştı. Ardından Adanalıoğlu Köyünde müdürlük yaptı. Sonra Mersin merkeze atandı. 1982 yılında Töbderli olmaktan sekiz ay tutuklu kaldı. Beraat etti fakat altı sene açıkta kaldı. Altı yıl boyunca çeşitli işlerden geçimini kazandı. Açtığı dava sonucu 1988 yılında tekrar mesleğe döndü. 1994 yılında emekli oldu ve sahaflığa başladı.
Yeni kitap satışı, günlük ve yıllık kültürel değişime, gelişime kaynaklık ederken, sahaflık çok eskiden bu yana gelen değişimi ve gelişimi kapsar. O, yeni işinin kattıklarını şöyle anlatır: Zamanım boldu. Bulduğum her şeyi okuyordum. Bu, mevcut olan beni yeni yeni katkılarla geliştirdi. Emekli olana kadar okuduklarımın birkaç katını o dönemde okudum. Bir dönem yasaklı olan kitaplar buna dahil.
Bilgilenmek; Şaban Şimşek için önemlidir. Bilgilendikçe, dünyaya ormanda tek bir ağaca bakar gibi değil de ormanın tümüne bakmak gibi, topluca bakış açısı gelişir, ona göre.
Okumak kadar yazmak da hocanın hayatında büyük yer tutar. Çeşitli dergilerde ve internet sitelerinde öyküleri yayımlanır. Eskiden beri ilgi duyduğu edebiyata son yıllarda daha bir ağırlık verdi. Yedi roman dosyası hazırladı ve görücüye çıktı. Bunlardan sadece Toplayıcı adlı roman yayımlanma imkanı buldu. Kitapta bir Mersin öyküsü ele alınmış. Çöp toplayıcılarının acılarını, kaygılarını, düzene isyanlarını ve örgütlenmelerini konu ediyor. İleride bu roman hakkında ayrı bir yazı kaleme alacağım.
Halk kültürü de hoca için ayrıcalıklı konumdadır. O, halk kültürünü araştırırken, kültür bezeklerinin mitolojiden kaynaklandığını gördü. Kendini halk kültürü konusunda bilgili hisseder ve şöyle der: Anadolu kültürü salt Türk kültüründen ibaret değildir. Asyadan getirilen, İrandan bir şeyler katılan, Araplardan bir şeyler eklenen, Anadolu uygarlıklarından Mısır uygarlığına varır. Kendimi Yörük kültürü içinden geldiğimi kabul eder bütün kültürlerin bir bileşimi gibi hissederim.
Son yıllarda hastalandı ama hayata ısrarla tutundu, hiç bırakmadı. Ona göre insan hayatı önemsemeli ve barışık yaşamalı. Yine kendi deyimiyle iki defa gitti geldi. O, ölümü acı veren bir deneyim olarak görmez. Ölüm; bir şey elde edememenin burukluğunu yaşatır insana, acıyı ise yakınları çeker. Hoca ile söyleşiyi bir köşe yazısına sığdırmak ne mümkün. Son sözleri ona bırakarak bitiriyorum.
Bilgilenmek; davranış değişikliğine yol açar. Davranış değişikliğine yol açmayan bilgi, inanç düzeyinde kalır.