Hayat bazen ummadığın, bazen de bitti dediğin yerde başlar. R. Sevgili
Her ne kadar iç içe yan yana yaşadığımız düşünülse de aslında birbirimizden habersiz hayatlar sürdürmekteyiz. Her şey o kadar yakın ve dokunulabilir uzaklıkta görünse de gerçekte, herkes kendi dünyasında, en yakınındakilere bile ilgisiz, umursamaz hal ve tavırlar içinde.
Sancarlı yazar Ramazan Sevgilinin Beşinci Mevsim adlı romanının imza gününe gittiğimde, oradaki manzara yukarıdaki satırları getirdi aklıma. Uzun yıllar Mersindeyim ama Sancar adını ilk o gün duydum. Ramazan beyi ilk o gün tanıdım. Oysa o şiirleriyle, yazılarıyla sessiz haykırışlar atıyordu O haykırışlar ki Beni duyun, beni anlayın, beni sevin, beni görün der gibiydi sanki.
Sancar; onun ilk şiir kitabı. Doğduğu yer, Evcili Köyünün sekiz mezrasından birinin adı olan Sancarı şiir kitabına, isim olarak verdi. İşte orası yaşamına merhaba deyişinin ilk durağıdır. Cevizleri, dutları, kızıl çam, meşe ağaçları ve her türlü yeşilin fışkırıp, şahlandığı yerdir, kısaca ata yurdudur.
Ortaokul yıllarında edebiyata karşı yoğun ilgisi oluştu ve ilk şiirlerini o zaman yazmaya başladı. Edebiyat aşkı hiç dinmedi, benliğini kavurdu durdu... Sarı renkli günlüğünde söz dizelerini, okunacak kıvama gelene değin yoğurdu, harcından eserler vücuda getirdi. Sanata, edebiyata düşkünlüğünü, ailesinden aldığı söylenir, Ramazan beyin.
Lisede düz yazılar, kısa öyküler yazmaya başladı. Kompozisyon derslerinde başarılıydı. Kütüphane başkanlığına seçilmesiyle Peyami Safaya, Ömer Seyfettine, Halide Edip Adıvara ve daha onlarca yazara, şaire ulaştı. Özel sebeplerden dolayı lise eğitimini yarıda bıraktı. Askere gitti ve ardından köyüne yerleşti. Evlendi ve üç kız babası oldu. Fakat yazma, okuma hevesinden hiç vazgeçmedi.
Sevgili; 2015 yılından bu tarafa Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığında çalışmaktadır. Sanatın ve kültürün merkezi olan bu birim, onun içindeki edebiyat aşkını iyice alevlendirdi. 2016 yılında hayali nihayet gerçeğe dönüştü ve ilk şiir kitabı Sancarı çıkardı. Bir yıl sonra yazımını yıllar öncesinde tamamladığı ilk romanı Beşinci Mevsimi çıkartma imkanı buldu.
Beşinci Mevsim, bizleri Facebook ile gelen bir ömrün yıkık viran dünyasına misafir ediyor. İnsanlık tarihi önemli icatların yol açtığı dönemeçleri yaşamıştır. Ateşin bulunuşu ile başlayan ve günümüzde bilgi çağı dediğimiz, başrolde internetin bulunduğu bu süreç; hızlı, dramatik değişimleri, dönüşümleri dayatıyor.
Toros dağlarının eteklerinde kendi hallerinde, dış dünyaya kapalı bir yaşam süren kırsal kesim insanları da bu nimetin külfetlerinden bir biçimde nasiplenir. İnternete bağlı cep telefonları, çeşitli sosyal medya ağları ile uzakları yakın kılar. Normal koşullarda, internetsiz ortamda ulaşılması imkansız yerleri, insanları, olayları avucunuzda buluşturur.
Kitapta çevresinin sevgi ve saygısını kazanmış bir köylünün, telefon sevdasına düştükten sonra başına gelenler anlatılıyor. İnternet tutkunluğu onu önlenemez şekilde içine çeker. Başlarda masumane paylaşımlar yaparak, eklediği arkadaşları çoğaltır. Ta ki Özgül adında bir kadınla tanışana dek. İlerlemiş yaşına evli olmasına rağmen, Adanalı genç kadına tutulur.
Önceden hesaplayamadığı durumlarla karşılaşır. Öyle ya, aşk zaten hesapsız ve beklenmedik şeylerin yaşandığı bir olgu değil midir? Köylü Kudret bahçe işleri ile uğraşır. Geçimini kıt kanaat sağlamaya çalışırken Kendini beklenmedik olaylar içinde, Mersin- Adana arası gelgitler arasında bulur. Aşkına istediği karşılığı bulamaz. Özgül, daha çok yeme- içme ve para peşindedir. Kudret bir girdap içine çekilir, sürekli borçlanarak Özgüle para yetiştirmeye kalkar.
Sonunda hayatının beşinci mevsiminde tutkulu bir aşk yaşamaya yeltenen orta yaşlı köylü Kudret; borç ve hayal kırıklığı içinde, Özgül ile ilişkisini sonlandırır.
Ancak yazarımız Ramazan Sevgili hikayenin orada bitmediğini ve bir devam romanıyla okuyucularının karşısına yeniden çıkacağını söylüyor. Tabii bize de heyecanla hikayenin devamını beklemek kalıyor. Şimdiden başarılar diliyorum yazarımıza.