Bir insanın görüşleri değişebilir ama yüreği daima aynı kalır.
Türk milletinin siyasetle ilişkisi biraz sıkıntılıdır. Bir taraftan siyaset eleştirilip beğenilmezken; diğer taraftan iki kişi yan yana geldiğinde hemen siyaset konuşulmaya başlanır. Siyaseti, kurumsal yapısı içinde bulunmadan elini taşın altına koymadan sadece konuşan başka bir millet var mıdır?
Radyo programları yapan bir büyüğüm, artık siyaset konuşmak istemediğini söylüyor. Kendisi zamanında aktif siyasetle de uğraşmış, ilçe başkanlığı yapmış. Siyaset konuşmanın anlamsızlığına değinerek: İş dönüyor, dolaşıyor, olacağına varıyor, senin, benim fikir beyan etmemiz bir şeye yaramıyor diyor.
Bundan böyle siyaset dışı konulara yönelmek istediğini anlatıyor. Oysa siyaset dışı konuların da kıyısından, kenarından siyasetle alakalı olabileceğini, siyasetin hayatın hemen tüm alanlarını kapsadığını bilmeli, sayın büyüğüm. Çok güzel bir söz vardır: Siyasetle uğraşmadığını beyan eden kişi; bizatihi siyaset yapmaktadır denmektedir ki doğrudur. Bununla hemen her şeyin siyaset içerdiği anlatılmak istenir. Demek ki; radyo programı yapan eski ilçe başkanımız, siyaset konuşmak istemediğini söyleyerek, bir anlamda siyaset yapmaya devam ediyor.
Onu sinirlendiren şeyin aslında siyaset değil, rakibi olduğu partinin oylarını sürekli arttırması olduğunu, daha sonraları anlıyoruz. Her ne kadar öfkelensek de darılsak da siyaset içinde kalınmalı, katkı sunulmalı.
Siyaset bir kere kanınıza girdi mi, öyle kolay bırakamazsınız. Siyaset bilgi, beceri, istek yanında, adanmışlık, kararlılık, gerektirir. Cesaret ister mesela. Türkiye gibi ülkelerde ateşten gömleği giymeye benzer.
Başbakanlar asıldı, yüz binlerce kişi işkence gördü, on binlercesi öldürüldü. Hapis yüzü görmeyen iktidara gelemedi. Süleyman Demirel altı defa gidip, yedi defa gelmedi mi?
Siyasetçinin de işi kolay değil. Sürekli saldırı ve itham altındadır. Küçümsenir, şikayet, alay edilir.
Bazı sözcüklerin; halk nezdinde gerçek anlamlarının ötesinde türlü türlü karşılıkları olur. Siyasete sözcük karşılığı dışında birçok anlamlar yüklenir. Kurnazlık, kirlilik, hilekarlık gibi Oysa Arapça kökenli siyaset sözcüğü, basitçe devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır.
Bugün bu konuyu işlememin nedeni yaklaşan seçimlerdir. Zamanında sandığa gidildiğinde yerel seçimlere bir yıl, genel seçimlere de bir buçuk yıl kaldı. Şimdiden bazı yerel siyasetçiler aday adaylıklarını açıklamaya başladılar. Seçimlere kalan süre göz önüne alındığında, bu kısa bir zaman dilimidir. Fakat baskın seçim yaşanması halinde, hazırlıklara hemen hiç vakit kalmıyor demektir.
Siyasete sırtını dönenler, olumsuz laf edenler bilmeliler ki onların boş bıraktıkları alanları, liyakatsiz, omurgasız insanlar doldurmaktadır. Siyasetçilerin kalitesi düştükçe, üretilen çözümler de kalitesizleşir. Bazen siyaseti kötülemekte o kadar ileri gidilir ki o görevi sürdürenler ayıplı bir şey yapıyorlarmış gibi addedilir. Oysa toplum katmanları sorunlarını örgütlenerek ancak çözebilirler.
Meşhur bir söz vardır ve haklılık payı oldukça yüksektir. Henüz demokrasinin de evliliklerin de daha iyisi bulunmamıştır. Demokrasiyi işletmenin siyaset dışında başka bir yolu bulunmuş mudur? Bana göre siyaset yapmak için parti üyeliğine de gerek yoktur. Yurttaş yakınından, yöresinden başlayarak yaşadığı çevreye olumlu katkılar verebilir.
Siyaset ileri, siyaset geri. Fakat siyasetsiz olmuyor. Çözüm yeri neresi? Her şeye rağmen yine meclis yine siyaset. Yoksa silahla, kanla çözülmek isteniyor sorunlar. Oysa gördük; darbeler de çare değil, vesayet rejimleri de
Biriken sorunlarımıza neşter vurabilecek miyiz? Ben siyasilere güvenmek istiyorum. Bu ülkenin ekmeğini yeyip, suyunu içenler Haydi görelim sizi!
Son Söz: Şikayet etme, inisiyatif al!