Özellikle kıta Avrupası’nda, TEMSİLÎ DEMOKRASİ konusunda son yıllarda ciddi tartışmalar, eleştiriler var. Seçimlere katılma oranı son derece düşük; 50’lerin altına doğru iniyor.
İnsanların politikaya ilgisi, kaygı verici ölçüde azalmış durumda; çünkü sandığa gidip oy atmak, sahici bir irade beyanı olmaktan uzaklaşmış durumda.
Sınırlı sayıda siyaset cambazının türlü iç pazarlıklara, hesaplara dayalı müzakereler sonunda anlaştıkları isimler, güya serbest seçim etiketi altında sunuluyor.
Temsilî Demokrasinin doğrudan ve eksiksiz seçmen iradesinin ifadesi olmadığı zaten açık; ama kusuru azaltıcı bir zemin kurulabilir; seçmenin temsilî de olsa iradesini yansıtan bir siyaset terbiyesi ve usulü işletilebilir.
Şimdi bu genel meseleden Mersin’de aylardır süren utandırıcı siyaset oyununa yakından bakalım.
* * *
Mersin’de gelecek yerel seçimler için partiler arasında ittifaka yönelik hamleler, entrikalar, algı operasyonları, yalan beyanlar, asılsız haberler, siyaset erbabının kendi arasındaki pazarlıklar kirli ve karanlık bir şekilde sürüyor.
Bu aslında parti yönetimleri, aday adayları ve bir avuç politik oligarşi arasında devam eden bir kirli oyun!.
Hepsinin toplamı belki de yalnızca birkaç yüz kişi…
Bunun adına da demokrasi diyorlar!
Peki 2 milyonluk bir şehrin geri kalanı ne yapıyor ?
Bir kısmı hiç ilgilenmiyor, bir kısmı da yalnızca izliyor.
Ama tüm bu ilgilemeyenler, seyredenler, şimdi olduğu gibi seçimden sonra da eleştirecekler, gerçekleşmeyen projeleri ve yapılmayan ya da eksik
yapılan hizmetleri gündeme getirecekler.
Eğer bunları sorgulayacaklarsa şimdi de aday seçiminde ve parti ittifaklarında söz sahibi ve etkili olmaları, seslerini duyurmaları gerekmez mi ?
Evet; buna politik sistem pek imkân vermiyor olabilir; partilerdeki her türlü oyunda usta yıllanmış siyasetçiler kendi aralarında bir demokrasi komedisi oynuyor olabilir; ama parti farkı gözetmeksizin her bir Mersinli de buna itiraz etmekle yükümlüdür; oylarımızı hükümsüzleştiren, sandığın onurunu ve anlamını tahrip eden bu orta oyunu hepimizin gözü önünde oynanıyor ve kimseden çıt çıkmıyor!
Sessiz ve tepkisiz kalan ya da seçmen iradesini böylesi rezil bir pazarlığa malzeme yapanlara yeterli tepkiyi gösteremeyen Mersin halkı, yine ittifakların mantığına ya da merkezdeki pazarlıklar sonunda gösterilen bir adayı desteklemeye mecbur bırakılacak.
Bu arada, Mersin’de on yıllara dayalı hizmet açığını nasıl bir aday kapatabilir?
Bu kente hizmet için gereken donanıma, liyakate, vizyona sahip aday nasıl olmalıdır ve kimdir?
Tabanda karşılığı olan, deneyimi ve konumuyla Büyükşehir Belediye Başkanı olmaya layık kişiyi ya da kişileri sandıkta yarıştıracak bir politik işleyiş nasıl sağlanır?
Bu ve benzer sorular kimsenin umurunda değil!
Partiler, olmadık ve akla ziyan ittifaklar sonucu oturdukları pazarlık masasında Mersin’i rüşvet vermeye, Mersin’in bir dönemini daha jest olarak birilerine sunmaya, ya da parti içi kirli gelecek hesapları uyarınca belki de bazı parlak adayları bir kalemde harcamaya hazırdır; nitekim süreç de bu çizgide ilerliyor.
20 yıldır bu kentte yerelde iktidar partisi kazanamadı.
Dolayısıyla Mersin iktidar partisinin başarılı çalışmaları olan diğer Büyükşehirlerin çok gerisinde kaldı.
Yine ana muhalefet partisinden örneğin Eskişehir’deki gibi başarılı bir belediyecilik yapacak kişi gündeme gelmedi.
Partiler, doğrudan hizmet odaklı isimlere değil, kirli pazarlıklar sonunda ağırlık kazanan isimlere bu kenti teslim ediyor!
İşte bizde temsilî demokrasinin gidişatı da böyledir!
Biz tabanda nefes tüketirken, aklımızın erdiğince bu kent için en iyisini ararken, yukarda birileri çok başka hesaplar içinde, bizim oylarımızı ceplerinde sayarak siyaset oyunu oynuyorlar!
Peki bu kadar açık, böylesine kirli bir sürecin an itibariyle sonucu nedir?
Ülkenin de şaşkınlıkla izlediği bir Mersin komedisi !
Hâlâ adayını açıklayamayan partiler; ittifak pazarlıkları, inanılmaz garip buluşmalar, dengeler, sessiz ve derinden yürütülen ve her an yön değiştiren oyunlar…
* * *
Türkiye’nin en fazla zenginliklerine sahip olmasına rağmen en geri kalmış Büyükşehri olan Mersin’de siyasi amaçla atanan donanımsız, vizyonsuz, yetersiz bir adayla önümüzdeki dönem tüm şikayetlerimizi tekrarlayıp duracağız.
*Artık bazı ilçelerde bile Havalimanı varken hâlâ Havalimanının tamamlanmamış olması;
*Yıllardır bekleyen Kazanlı Turizm Projesi’ne henüz bir kazma bile vurulmamış olması;
*Antalya sahil yolunun tamamlanamamış olması;
*Kentin ulaşım ve trafik sorununun çözülememiş olası;
*Yerel yönetimin 3, merkezi yönetimim yaptığı 1 battı çıktıya ek olarak kentin halen 22 battı çıktıya ihtiyacı olduğu;
*Yoğun bir yağışı karşılayacak alt yapının olmaması;
*Gemilerden atıkları alacak bir sintine gemisinin bulunmaması;
*20 yıldır raylı sisteme geçilememiş olması;
*Hala kanalizasyon sitemi olmayan mahalleler olması;
*Çukurlarla dolu bozuk yolların olması;
*Ekonomik anlamda kent merkezinin ve Çamlıbel semtinin çöküşte olması;
*Alt yapısı olmayan kenar mahalleler bulunması;
Ve buna benzer onlarca sorundan yakınıp duracağız…
5 yıl daha bunlardan şikayet edeceğiz.
Ama bunda bizim de sorumluluğumuz olduğunu unutmayalım.
Vatandaşlık görevinin sadece oy vermekle yeterli olduğunu bir kez olsun düşünmemeliyiz.
Çünkü bize dayatılan adaylardan birini seçeceğiz; belki de yetersizliğini düşündüğümüz bir adaya, siyasal nedenlerle oy vereceğiz.
Şimdi bu orta oyunu için artık tepkili olmalıyız; evet, belki geç kalındı ama hâlâ etkili bir taban hareketi mümkündür. Bu güzel kentin geleceğini, kirli politik pazarlık masalarına pey sürenleri sarsacak bir taban hareketi, demokratik kültürümüzde de bir Rönesans olacaktır.
Belki de olan oldu ve bu sandık oyunu bir dönem daha sürecektir; ama bizler de oyumuzu politik tercihlerimize göre değil, hizmeti düşünerek kullanabiliriz. Değilse, yukarılarda süren pazarlıklara piyon olmayı kabul etmiş olacağız.
Tabanda karşılığı olan, donanımı ve deneyimiyle hizmet vaat eden bir hemşerimizi göreve taşıyalım ve politika erbabının şu bıktıran kirli hesaplarını bozalım.
* * *
Mersin’de birçok yatırımın, projenin gerçekleşmemesinin ve birçok hizmetin yapılamamasının başlıca sebeplerinden biri Mersin’in bir lobisinin ve bunun başında kenti birleştirici ve toparlayıcı bir kişinin olmamasıdır.
Şimdi seçilecek Belediye Başkanı bunu da sağlamalı ve bir Mersin Lobisi oluşturabilmeli ve bunun da başında olmalıdır.
İster iktidar isterse muhalefet partisinden; güçlü bir Büyükşehir Başkanı’nın sürükleyeceği bu lobinin karşısında kimde duramayacaktır.
Mersin bugüne kadar kaybettiği neredeyse çeyrek asırlık bir zamanı ancak doğru bir adayla aşabilir. Her türlü zenginliğe sahip bu kentte tek eksik doğru bir orkestra şefidir.
Bunun sağlanmasında tüm hemşerilerimize görev düşmektedir.
Değilse, sorumluluk ağırdır ve hepimizindir!
HARUN ARSLAN