Türkiye’de iktidar krizleri çok seviyor. Ancak, her krizin sonunda faturayı ödeyen halk oluyor. S-400 FÜZELERİ ile ilgili yaklaşmakta olan krizin ilk ateşini Trump, Türkiye’yi “Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi”nden çıkararak yaktı. Bu sistemde Türkiye bazı ürünlerini gümrüksüz olarak ABD’ye sokabiliyordu.
Türkiye 1951 yılından beri NATO üyesi bir ülke. Savunması da NATO ile birlikte düzenleniyor. Türkiye’nin topraklarında NATO’nun nükleer başlıkları yatarken, Avrupa Birliği ve NATO’nun S-400 FÜZELERİ tedirginliği artarken, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın S-400 FÜZELERİNİN Türkiye’de konuşlandırılmasında ısrarcı olmasının mutlaka haklı nedenleri vardır. Türkiye bu konudaki haklılığını dünyaya açıklayabilmeli.
Şu anda dünyada kullanılmakta olan en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak gösterilen S-400, Rusya’nın Soğuk Savaş döneminde geliştirmeye başladığı füze savunma sisteminin dördüncü neslini temsil ediyor. Bu sistem, insanlı ya da insansız her türlü hava aracının yanı sıra hem seyir (cruise) hem de balistik füzeleri imha etme kapasitesine sahip. Azami menzili 400 kilometre, ulaşabildiği en yüksek irtifa da 30 kilometre. Ayrıca, her hedefe iki füze kilitleyerek, eşzamanlı olarak 80 hedefi vurabiliyor. En fazla 3 bin 500 kilometre uzaklıktan fırlatılan orta menzilli balistik füzeleri imha etme kapasitesine sahip. Sistemin içinde yer alan bir füzenin ağırlığı 1,8 ton, uzunluğu sekiz metre ve çapı da yaklaşık 50 santimetre. Ayrıca 145 kilograma kadar savaş başlığı taşıyabiliyor.
"NATO tarafında bu durumun yarattığı etki hiç olumlu değil. Çünkü, NATO’ya göre Türkiye'nin Rusya ile stratejik işbirliği sadece S-400'lerle sınırlı kalmıyor. Suriye sahasında, Astana sürecinde, enerji koridorunda bir sürü konuda Türkiye, Rusya ile ve Rusya üzerinden doğrudan Çin ile işbirliği içerisinde. Bu,Türkiye'nin Transatlantik ekseninden Avrasya eksenine doğru hareketlenmesi intiba yaratıyor. Bu da S-400'lerin edinilmesini bir güvenlik tehdidi olarak NATO tarafından görülmesine yol açıyor.
ABD’ye göre, bu anlaşma ilk yapıldığı zaman S-400 tanıtımları basında, internette çıktı. S-400'ün düşürebileceği uçaklar diye birtakım şeyler listelenmiş. Bunların hepsi NATO sistemleri. Siz bir silah alıyorsunuz, o silahın en önemli özelliği nedir diye araştırdığınız zaman silah sizi müttefiklerinizin uçaklarını ve füzelerini düşürebilir, reklamı bu. Bunu olumlu anlamamız bu bağlamda mümkün değil. Bu artık bir silah sisteminin tedariki bağlamında teknik özellikleriyle ilişki bir şey olmaktan çıktı. Bu Türk-Amerikan-Rusya ilişkileri ve Türkiye'nin Rusya-Amerika ekseni üzerinde kendini nasıl konumlandıracağı ile ilgili bir konuya dönüştü."
Görüldüğü gibi ABD ile Türkiye arasında bir anlaşma sağlanamazsa S-400 krizi gümbür gümbür geliyor. Sanırım, Türkiye haklılığını ortaya koyup orta bir yol bulunacaktır. Aksi takdirde, dolar krizinin Türkiye’de füzeden daha çok tahribat yaptığını yaşayarak öğrendik.
Gizli anlaşmalar ya da anlaşmalardaki gizli maddeleri bilme şansımız yok. Devletler kendi güvenlikleri ve yararları için zaman zaman sürpriz adımlar atabilirler. Önemli olan bu adımların atılmasında ortaya konan gerekçelerin sizin haklı olduğunuzu gösterecek kapsamda olması çok önemli.