Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Mehmet Kolbudak’la Gelen Barış Ve Dostluk Rüzgarı

Mersin en fazla göç alan şehirlerimizin başında gelir; neredeyse Türkiye’nin her yöresinden insanlar gelmiş olsa da, özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan yoğun göç almıştır. Mersin Türk, Kürt, Arap, Yörük tüm gelenlere kucak açmıştır. Tüm bu insanlar dil, din, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden barış ve hoşgörü içerisinde yaşamışlardır. Mersin’in barış, hoşgörü, birliktelik, kardeşlik duyguları  bir gelenek oluşturmuştur; ancak bunun gerçekleşmesini sağlayan ve adeta bu uğurda mücadele etmeyi kendine misyon edinen kişiler de vardır. Toplum içerisinde sevilen, sözü dinlenen, insanlarımızın iyi ve kötü günlerinde yanında olan, herkese yardım etmeye çalışan bir avuç insan kentimizin huzur ortamında önemli rol oynamaktadırlar.  Bu kişilerden biri de Mehmet Kolbudak’tır. *                     *                     * Mersin’de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöresinden gelen insanlar tarafından bir Doğu ve Güneydoğu Dostluk Grubu kurulmuştur. Bu grubun içerisinde de en fazla gayret sarf edip insanları toparlayıcı olan kişi Mehmet Kolbudak olmuştur ve doğal olarak da grubun liderlik sorumluluğu da üzerinde kalmıştır. Genelde Doğu ve Güneydoğu kökenli insanların arasında, onlarla birlikte olan Mehmet Kolbudak ayrımcılığa yol açabilecek her türlü davranışın karşısında olmuş ve bu insanların diğer hemşerilerle birlikteliğine, kaynaşmasına, dostluğuna katkı vermiştir; herkesin kendi kültürel zenginliğiyle birlikte Mersinli hemşeriler ortak kimliğinde buluşması için kültürel bir zemin oluşturmuştur. Gazeteci kimliğinde yazılarıyla da bu amaca hizmet etmiştir. Özellikle dostluğa, kardeşliğe, barışa, hoşgörüye en çok ihtiyacımız olan bugünlerde Mehmet Kolbudak gibi kişiler kentimiz ve ülkemiz için tarihi bir görev üstlenmişlerdir. *                     *                     * Hemşeri Dernekleri bir yönden kendi aralarında sıkışıp kalmış bir izlenim vererek,  sosyo-kültürel anlamda ayrımcı bir potansiyel içeriyor da olabilir. Bu bağlamda, modern kent hayatının sosyal dinamiklerine ve farklı kültürel yapılarına karşı başlangıçta bir direnç oluşturabilirler. Kimliğe tutunma, yabancılaşmaya karşı bir kendilik oluşturma açısından böylesi bir içe kapanma anlaşılır bir şeydir. Ancak, kent hayatının ekonomik, sosyolojik, kültürel enerjisi ve insanların gündelik hayatlarındaki yoğun ilişkileri bu içe kapanmayı zaten çözecektir; nitekim Mersin özelinde bu süreç son derece barışçıl seyreder; çünkü nüfusun önemli bir kesimi göçle gelen hemşerilerdir ve kimse kimseye “yabancı “ ya da “ asıl kentli “ gözüyle bakma hakkına sahip değildir. Tersinden bakıldığında da bunca farklı kültürel yapı Mersin için benzersiz bir zenginlik olmuştur; mutfaktan gündelik hayat pratiklerine, sosyal alışkanlıklardan kültürel değerlere uzanan bir gökkuşağı güzelliği bu kentin gururu olmuştur. Mersin’e göçle gelen tüm Mersinli hemşerilerin kendi yörelerinin örf ve adetlerini unutmayıp sürdürmeleri doğaldır, kıymetlidir ve önemlidir; ama diğer yandan çoğu Mersin’de doğmuş olan ve anne babaları da neredeyse yarım asırdır Mersin’de yaşayan bu hemşerilerimiz elbette kendi topraklarının hatıralarıyla ve hasretiyle dolu olsalar da, asıl olarak artık bir Mersinli olduklarını vurgulamaktalar; bu kentin imkanlarına, ihtiyaçlarına, sorunlarına ve çözüm çalışmalarına ortaktırlar. Kentin yönetiminde etkili bir ağırlıkları vardır; hemen her kurumsal yapıda, kuruluşta, siyasette ve sanatta söz ve karar sahibidirler ve bu Mersin için büyük bir zenginliktir. Yani falanca yöreden ya da kentteniz ; ama Mersinliyiz diyorlar. Mersinliyiz deyince de Mersin’in geleneksel barış ve hoşgörü yapısını benimsemiş oluyorlar. Doğal olarak da ülkemizin birlik ve beraberliğine öncelik veriyorlar. Zaten bir çağdaş kural, insanlık için insanca bir yol olarak şu hiç unutulmamalıdır: Farklılıklar bir zenginlik olarak yaşanmalı ve yaşatılmalıdır; ama bu farklılıklarımız bizi birbirimizden ayırmaya değil, tam tersine birleştirmeye, birbirimizle daha zengin, iyi ve güçlü bir toplum oluşturmaya dönük olmalıdır. Ayrımcılık ve toplumsal bütünlüğün parçalanması dış güçlerin en çok istediği şeydir ve bu kirli oyunlara karşı iç barışın, toplumsal dayanışmanın, sosyo-kültürel ve ekonomik hayatı birlikte omuzlamanın imkânlarını çoğaltacağız. *               *                     * Son olarak; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dostluk Grubu, bir buluşmasında bu ismin Mersin Dostluk Grubu olarak değiştirilmesine karar verdi. O gün bu buluşmada Türkiye’nin her yöresinden gelenler ve Mersinliler vardı. Tıpkı daha önce hemşeri derneklerinde “biz şu yöredeniz ama Mersinliyiz” dedikleri gibi şimdi bunun da ötesine giderek Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dostluk Grubu’nun adını  “Mersin Dostluk Grubu” olarak değiştiriyorlardı.   Şimdi ülkenin her yöresinden Mersin’e gelen insanlar tüm Türkiye’ye  bir barış, hoşgörü, birliktelik mesajı veriyorlar; örnek oluyorlar. Bunların arkasındaki  gizli kahramanlardan biri olan Mehmet Kolbudak’ı kutluyoruz, kentimiz adına, kentimizin barışı adına, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberliği adına teşekkür ediyoruz. Örnek alınmasını ve bu insanların çoğalmasını diliyoruz. Yaşadığımız uluslararası sorunlar yumağı içinde siyasetin de ötesinde etkin bir düzey olan böylesi sosyal ve kültürel çabalar dikkatle, takdirle izlenmeli ve çoğaltılmalıdır. Farklılıklarımızın bölünmelere, ayrımcılığa, küçülerek zayıflamaya değil birlikte zenginleşmeye, dayanışmaya, güçlü olmaya ve kardeşçe daha iyi bir hayata doğru yol almaya dönük bir imkân olduğunu hiç unutmayalım. Mersin’i bir model kent yapan güzelliklerin başında da böylesi bir gelenek vardır. Bu geleneği besleyen, yaşatan emek sahiplerine şükran duyuyorum.   HARUN ARSLAN....20 Eylül 2019
Ekleme Tarihi: 24 Eylül 2019 - Salı

Mehmet Kolbudak’la Gelen Barış Ve Dostluk Rüzgarı

Mersin en fazla göç alan şehirlerimizin başında gelir; neredeyse Türkiye’nin her yöresinden insanlar gelmiş olsa da, özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan yoğun göç almıştır.

Mersin Türk, Kürt, Arap, Yörük tüm gelenlere kucak açmıştır.

Tüm bu insanlar dil, din, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden barış ve hoşgörü içerisinde yaşamışlardır.

Mersin’in barış, hoşgörü, birliktelik, kardeşlik duyguları  bir gelenek oluşturmuştur; ancak bunun gerçekleşmesini sağlayan ve adeta bu uğurda mücadele etmeyi kendine misyon edinen kişiler de vardır.

Toplum içerisinde sevilen, sözü dinlenen, insanlarımızın iyi ve kötü günlerinde yanında olan, herkese yardım etmeye çalışan bir avuç insan kentimizin huzur ortamında önemli rol oynamaktadırlar. 

Bu kişilerden biri de Mehmet Kolbudak’tır.

*                     *                     *

Mersin’de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöresinden gelen insanlar tarafından bir Doğu ve Güneydoğu Dostluk Grubu kurulmuştur. Bu grubun içerisinde de en fazla gayret sarf edip insanları toparlayıcı olan kişi Mehmet Kolbudak olmuştur ve doğal olarak da grubun liderlik sorumluluğu da üzerinde kalmıştır.

Genelde Doğu ve Güneydoğu kökenli insanların arasında, onlarla birlikte olan Mehmet Kolbudak ayrımcılığa yol açabilecek her türlü davranışın karşısında olmuş ve bu insanların diğer hemşerilerle birlikteliğine, kaynaşmasına, dostluğuna katkı vermiştir; herkesin kendi kültürel zenginliğiyle birlikte Mersinli hemşeriler ortak kimliğinde buluşması için kültürel bir zemin oluşturmuştur.

Gazeteci kimliğinde yazılarıyla da bu amaca hizmet etmiştir.

Özellikle dostluğa, kardeşliğe, barışa, hoşgörüye en çok ihtiyacımız olan bugünlerde Mehmet Kolbudak gibi kişiler kentimiz ve ülkemiz için tarihi bir görev üstlenmişlerdir.

*                     *                     *

Hemşeri Dernekleri bir yönden kendi aralarında sıkışıp kalmış bir izlenim vererek,  sosyo-kültürel anlamda ayrımcı bir potansiyel içeriyor da olabilir.

Bu bağlamda, modern kent hayatının sosyal dinamiklerine ve farklı kültürel yapılarına karşı başlangıçta bir direnç oluşturabilirler. Kimliğe tutunma, yabancılaşmaya karşı bir kendilik oluşturma açısından böylesi bir içe kapanma anlaşılır bir şeydir. Ancak, kent hayatının ekonomik, sosyolojik, kültürel enerjisi ve insanların gündelik hayatlarındaki yoğun ilişkileri bu içe kapanmayı zaten çözecektir; nitekim Mersin özelinde bu süreç son derece barışçıl seyreder; çünkü nüfusun önemli bir kesimi göçle gelen hemşerilerdir ve kimse kimseye “yabancı “ ya da “ asıl kentli “ gözüyle bakma hakkına sahip değildir. Tersinden bakıldığında da bunca farklı kültürel yapı Mersin için benzersiz bir zenginlik olmuştur; mutfaktan gündelik hayat pratiklerine, sosyal alışkanlıklardan kültürel değerlere uzanan bir gökkuşağı güzelliği bu kentin gururu olmuştur.

Mersin’e göçle gelen tüm Mersinli hemşerilerin kendi yörelerinin örf ve adetlerini unutmayıp sürdürmeleri doğaldır, kıymetlidir ve önemlidir; ama diğer yandan çoğu Mersin’de doğmuş olan ve anne babaları da neredeyse yarım asırdır Mersin’de yaşayan bu hemşerilerimiz elbette kendi topraklarının hatıralarıyla ve hasretiyle dolu olsalar da, asıl olarak artık bir Mersinli olduklarını vurgulamaktalar; bu kentin imkanlarına, ihtiyaçlarına, sorunlarına ve çözüm çalışmalarına ortaktırlar. Kentin yönetiminde etkili bir ağırlıkları vardır; hemen her kurumsal yapıda, kuruluşta, siyasette ve sanatta söz ve karar sahibidirler ve bu Mersin için büyük bir zenginliktir.

Yani falanca yöreden ya da kentteniz ; ama Mersinliyiz diyorlar.

Mersinliyiz deyince de Mersin’in geleneksel barış ve hoşgörü yapısını benimsemiş oluyorlar. Doğal olarak da ülkemizin birlik ve beraberliğine öncelik veriyorlar.

Zaten bir çağdaş kural, insanlık için insanca bir yol olarak şu hiç unutulmamalıdır: Farklılıklar bir zenginlik olarak yaşanmalı ve yaşatılmalıdır; ama bu farklılıklarımız bizi birbirimizden ayırmaya değil, tam tersine birleştirmeye, birbirimizle daha zengin, iyi ve güçlü bir toplum oluşturmaya dönük olmalıdır. Ayrımcılık ve toplumsal bütünlüğün parçalanması dış güçlerin en çok istediği şeydir ve bu kirli oyunlara karşı iç barışın, toplumsal dayanışmanın, sosyo-kültürel ve ekonomik hayatı birlikte omuzlamanın imkânlarını çoğaltacağız.

*               *                     *

Son olarak; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dostluk Grubu, bir buluşmasında bu ismin Mersin Dostluk Grubu olarak değiştirilmesine karar verdi.

O gün bu buluşmada Türkiye’nin her yöresinden gelenler ve Mersinliler vardı.

Tıpkı daha önce hemşeri derneklerinde “biz şu yöredeniz ama Mersinliyiz” dedikleri gibi şimdi bunun da ötesine giderek Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dostluk Grubu’nun adını  “Mersin Dostluk Grubu” olarak değiştiriyorlardı.

 

Şimdi ülkenin her yöresinden Mersin’e gelen insanlar tüm Türkiye’ye  bir barış, hoşgörü, birliktelik mesajı veriyorlar; örnek oluyorlar.

Bunların arkasındaki  gizli kahramanlardan biri olan Mehmet Kolbudak’ı kutluyoruz, kentimiz adına, kentimizin barışı adına, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberliği adına teşekkür ediyoruz.

Örnek alınmasını ve bu insanların çoğalmasını diliyoruz.

Yaşadığımız uluslararası sorunlar yumağı içinde siyasetin de ötesinde etkin bir düzey olan böylesi sosyal ve kültürel çabalar dikkatle, takdirle izlenmeli ve çoğaltılmalıdır.

Farklılıklarımızın bölünmelere, ayrımcılığa, küçülerek zayıflamaya değil birlikte zenginleşmeye, dayanışmaya, güçlü olmaya ve kardeşçe daha iyi bir hayata doğru yol almaya dönük bir imkân olduğunu hiç unutmayalım.

Mersin’i bir model kent yapan güzelliklerin başında da böylesi bir gelenek vardır. Bu geleneği besleyen, yaşatan emek sahiplerine şükran duyuyorum.

 

HARUN ARSLAN....20 Eylül 2019

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.