Son Büyükşehir Meclis toplantısını izledim.
Şimdilerde, korona vakalarının ülkemizde ve özellikle de kentimizde arttığını biliyoruz.
Mersin olumlu bir şekilde krizi yönetirken, son haftalarda yazlıkçıların ve tatilcilerin gelmesiyle olumsuz bir duruma girildi.
Büyükşehir Meclis Toplantısında bu en önemli konunun gündeme gelmesini ve yeni önlemler konuşulmasını bekliyordum.
Maalesef, toplantının önemli bir bölümü iki gereksiz konu ve tartışma ile geçti.
Uluslararası antlaşmalara dayalı olarak yapımı sürmekte olan ve hiç bir şekilde geri dönüşü olmayan “Nükleer Santral” konusu fuzûli, gereksiz, şova dönük konuşmalarla zaman aldı.
Arkasından, yıllardır eleştirdiğimiz üniversite- kent işbirliği konusu gündeme geldi.
Özellikle Mersin Üniversitesi’nin kentten varlığını kopuk sürdürme anlayışını yıllarca gündeme getirdik; şimdiki Üniversite yönetimi ile bu sorun büyük ölçüde giderilmişken, bir yetki konusunun da uzatılması çok anlamlı olmadı.
Şu anda kentimizdeki en önemli konu durumundaki KORONA ise, ancak dilek ve temenniler bölümünde sayın Mahmut Tat’ın konuşması ile gündeme geldi.
Değerli okurlar; hemşerilerim,
Şu anda Mersin’de 400 ün üzerinde korona hastası evlerinde kendi özsaygıları ve toplumsal vicdanlarının karantinası altındalar.
Bunların bir kısmının toplum içinde dolaştıkları bir gerçek ki, yetkililerin de bazı hastaları takipte irtibat kuramadığını biliyorum.
Bunlar mutlaka Belediyenin düzenlediği kalabalık konser, sinema gibi etkinliklerde de bulunacaklardır.
Halkımız, vakaların arttığı ve önü daha riskli görünen bu hassas dönemde Belediyemizden eğlence etkinlikleri beklemiyor…
Bir an önce halkın toplanmasına ve salgının yayılmasına yol açabilecek etkinliklerden vazgeçilmelidir.
Bu etkinliklerin çok küçük bir bütçe ile yapıldığını biliyorum; fakat bu küçük bütçeye bile ihtiyacı olan krizden zarar görmüş, yaşama mücadelesi veren kişilere yardımcı olunabilir.
Umarım gelecek toplantıda bu konu gündeme gelir herkes görevini yapar, gereken önlemler alınır ve kimse sorumluluk ve vebal altında kalmaz.
Şu ağır ve üzücü koşullarda, pandemiyle mücadele sürecinde yük ve so- rumluluk hepimizin üzerindedir ve konuyu doğrudan merkezî hükümetim meselesiymiş gibi algılamaktan kurtulmalıyız.
Bu bağlamda en başta her düzeyde belediyeler konunun muhatabıdır ve her anlamda önleyici kararları almakla yükümlüdür.
Vatandaşlar olarak bizlerin de hem gündelik hayatımızda, hem de toplumsal ilişkilerimizde toplumsal sorumluluk ve toplumsal vicdanla hareket etmemiz gerekiyor. Toplanmaya yol açan etkinlikler yapmayalım, katılmayalım ve birbirimizi uyaralım.
Bu günler elbette geçecek ve hayat olağan akışına kavuşacaktır; ama ağır sorumluluk isteyen bugünler, her türlü soyut lafların, konuların ve derslerin ötesinde hayatın, hayatımızın ölümle sınandığı, diğer insanlara dönük sorumluluğun ahlâki ve vicdani yüküyle apaçık belirdiği günlerdir.
Daha iyi bir hayatı, daha yaşanılası bir geleceği inşâ etmek için herkes, hepimiz kurallara uymakla, kuralları korumak ve savunmakla yükümlüyüz.
Belediyelerimiz de bu meselede öncü ve örnek olmak zorundadır.
HARUN ARSLAN.....11 Ağustos 2020