Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Sokrates

“ Sadece bir iyi vardır, bilgi ve sadece bir kötü vardır, cehalet”   Geriye yazılı eser bırakmamış ünlüler hakkında yazmak kolay değildir. Sadece söylenceler ve başka insanların yazdıklarından yola çıkılan değerlendirmeler ne derece sağlıklıdır?  Yazımızın konusu Sokrates de böyle biridir. Ardında hiçbir yazılı eser bırakmamıştır. Platon ve Aristoteles ile birlikte antik Yunan’ın en büyük düşünürlerindendir.   Düşünürleri var eden onların eskimeyen sözleridir. Öyle ki bazı sözleri o kişiyle özdeşleşir ve hiç unutulmaz. Bir “Coğrafya kaderdir” diyen İbn Haldun gibi. Bir “Düşünüyorum öyle ise varım” diyen Descartes gibi. Sokrates’in şu sözü de onun adeta imzası gibidir:  “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” İşte bu söz onu ölümsüzleştiren bir sözdür ve belleklere kazınmıştır. Ona göre bilgelik insanın evreni değil, kendisini bilmesiyle başlar. Demek ki ilerleyen sadece birbirini basamak yaparak gelişen teknolojidir. İnsan ise gerçekte, temel özellikleri itibarıyla aynı kalmaktadır. Yoksa 2500 sene önce söylenen bir söz- nasıl olur da böylesine gündemde kalır. Çok ilginç değil mi? Hala kendini ve haddini bilmeyen insanların açtığı dertlerle uğraşmak…   Sokrates, Atina’da doğdu. MÖ 470-399 yılları arası 71 sene basit bir hayat yaşadı. ‘Kendini Tanı’ anlayışı ana felsefesini oluşturur. Yazılı eser bırakmadığından fikirlerini ancak- öğrencisi Platon’un diyaloglarından ve yazar Ksenophon’un Sokrates’e dair hatıralarını topladığı kitabından öğreniyoruz.   Günümüzde hala türlü sebeplerden felsefe karşıtları çoktur. En temel anlamıyla ‘bilgi sevgisi’ demek olan felsefe, sayesindedir ki birçok bilimsel faaliyet bu denli gelişti çoğaldı. Ne yazık ki Sokrates de günümüz düşünürleri gibi kolay bir hayat sürmedi. İlerleyen yaşına rağmen- tanrıtanımazlıkla ve gençleri yozlaştırmakla suçlandı. Ölüme mahkum edildi. Sadece bu kötü son bile insanlığın teknoloji dışında fazla ilerleme göstermediğinin bir delili değil midir? 25 asırdır hep aynı zihniyet hakimdir- düşünürler zaman ve mekan gözetmeksizin  cezalandırılır…   Sokrates, ta o zamanlarda, sürekli değiştiği için varlık hakkında doğru ve geçerli bilgi edinmenin imkansız olduğunu savunmuştur. Tabiat ilimlerinde kesinlik bulunmadığını söylemiştir. Bugün de görülüyor ki ilim deneylerle sürekli değişir. Mutlak doğru henüz daha tam bulunmamıştır. Ama bunu elinde deney aracı, laboratuvarı olmayan, kötü giyinen, çıplak ayakla Atina sokaklarını dolaşan çirkin bir adam yüzyıllar önce söylemiştir. Demek ki unutulmazlar arasında yer almak, sıra dışı kabiliyetler gerektiriyor.     Sokrates, diyalog yöntemini kullanıyordu. Bununla varlığa ait, ahlaka ait kavramları başkalarıyla konuşup, sorgulayarak gerçeğin ne olduğunu ortaya çıkarmak ve bilgelerin yol açtığı kavram kargaşasından, kaostan insanları kurtarmak istiyordu. Sokrates’e göre bilgi zihinde var olanı hatırlamaktır. Bu sebeple hoca talebesine yeni bir şey öğretmez.   O büyük bir ahlakçıydı. Hayatı boyunca hep tartıştı ve sorguladı. Ona ait olduğuna kesin gözüyle bakılan iki önerme vardır: ‘1- Erdem bilgidir 2- Hiç kimse bilerek kötülük yapmaz’ Sokrates, insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerini fakat ruhlarını ve karakterlerini değiştirip, geliştireceklerini belirtmiştir.   İki seçkin talebesi Ksenafon ve Platon sayesinde ünlü filozofu yakından tanıma imkanı doğmuştur.   Sokrates’in ölümünden sonra öğrencileri çeşitli yerlerde, Sokratik okullar kurarak onun görüş ve düşüncelerini yorumlamışlardır. Bu okulların temelde birleştikleri husus şudur: “Hayatta en yüksek amaç bilgiyle elde edilen erdemdir- mutluluk da bundan başka bir şey değildir.”
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2020 - Perşembe

Sokrates

“ Sadece bir iyi vardır, bilgi ve sadece bir kötü vardır, cehalet”

  Geriye yazılı eser bırakmamış ünlüler hakkında yazmak kolay değildir. Sadece söylenceler ve başka insanların yazdıklarından yola çıkılan değerlendirmeler ne derece sağlıklıdır?  Yazımızın konusu Sokrates de böyle biridir. Ardında hiçbir yazılı eser bırakmamıştır. Platon ve Aristoteles ile birlikte antik Yunan’ın en büyük düşünürlerindendir.

  Düşünürleri var eden onların eskimeyen sözleridir. Öyle ki bazı sözleri o kişiyle özdeşleşir ve hiç unutulmaz. Bir “Coğrafya kaderdir” diyen İbn Haldun gibi. Bir “Düşünüyorum öyle ise varım” diyen Descartes gibi. Sokrates’in şu sözü de onun adeta imzası gibidir:  “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” İşte bu söz onu ölümsüzleştiren bir sözdür ve belleklere kazınmıştır. Ona göre bilgelik insanın evreni değil, kendisini bilmesiyle başlar. Demek ki ilerleyen sadece birbirini basamak yaparak gelişen teknolojidir. İnsan ise gerçekte, temel özellikleri itibarıyla aynı kalmaktadır. Yoksa 2500 sene önce söylenen bir söz- nasıl olur da böylesine gündemde kalır. Çok ilginç değil mi? Hala kendini ve haddini bilmeyen insanların açtığı dertlerle uğraşmak…

  Sokrates, Atina’da doğdu. MÖ 470-399 yılları arası 71 sene basit bir hayat yaşadı. ‘Kendini Tanı’ anlayışı ana felsefesini oluşturur. Yazılı eser bırakmadığından fikirlerini ancak- öğrencisi Platon’un diyaloglarından ve yazar Ksenophon’un Sokrates’e dair hatıralarını topladığı kitabından öğreniyoruz.

  Günümüzde hala türlü sebeplerden felsefe karşıtları çoktur. En temel anlamıyla ‘bilgi sevgisi’ demek olan felsefe, sayesindedir ki birçok bilimsel faaliyet bu denli gelişti çoğaldı. Ne yazık ki Sokrates de günümüz düşünürleri gibi kolay bir hayat sürmedi. İlerleyen yaşına rağmen- tanrıtanımazlıkla ve gençleri yozlaştırmakla suçlandı. Ölüme mahkum edildi. Sadece bu kötü son bile insanlığın teknoloji dışında fazla ilerleme göstermediğinin bir delili değil midir? 25 asırdır hep aynı zihniyet hakimdir- düşünürler zaman ve mekan gözetmeksizin  cezalandırılır…

  Sokrates, ta o zamanlarda, sürekli değiştiği için varlık hakkında doğru ve geçerli bilgi edinmenin imkansız olduğunu savunmuştur. Tabiat ilimlerinde kesinlik bulunmadığını söylemiştir. Bugün de görülüyor ki ilim deneylerle sürekli değişir. Mutlak doğru henüz daha tam bulunmamıştır. Ama bunu elinde deney aracı, laboratuvarı olmayan, kötü giyinen, çıplak ayakla Atina sokaklarını dolaşan çirkin bir adam yüzyıllar önce söylemiştir. Demek ki unutulmazlar arasında yer almak, sıra dışı kabiliyetler gerektiriyor.  

  Sokrates, diyalog yöntemini kullanıyordu. Bununla varlığa ait, ahlaka ait kavramları başkalarıyla konuşup, sorgulayarak gerçeğin ne olduğunu ortaya çıkarmak ve bilgelerin yol açtığı kavram kargaşasından, kaostan insanları kurtarmak istiyordu. Sokrates’e göre bilgi zihinde var olanı hatırlamaktır. Bu sebeple hoca talebesine yeni bir şey öğretmez.

  O büyük bir ahlakçıydı. Hayatı boyunca hep tartıştı ve sorguladı. Ona ait olduğuna kesin gözüyle bakılan iki önerme vardır: ‘1- Erdem bilgidir 2- Hiç kimse bilerek kötülük yapmaz’ Sokrates, insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerini fakat ruhlarını ve karakterlerini değiştirip, geliştireceklerini belirtmiştir.

  İki seçkin talebesi Ksenafon ve Platon sayesinde ünlü filozofu yakından tanıma imkanı doğmuştur.

  Sokrates’in ölümünden sonra öğrencileri çeşitli yerlerde, Sokratik okullar kurarak onun görüş ve düşüncelerini yorumlamışlardır. Bu okulların temelde birleştikleri husus şudur: “Hayatta en yüksek amaç bilgiyle elde edilen erdemdir- mutluluk da bundan başka bir şey değildir.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.