Salgının daha yaygın olduğu ilk günlerde “Korona Günleri” başlıklı, Mersin açısından bilgilendirici ve uyarıcı yazılar yazmıştım.
Üzücüdür; bugünlerde salgının azalmasını beklerken, ülkemizde ve kentimizde ürkütücü düzeyde artmakta…
Korona bitti- bitecek ya da azalacak derken, maalesef yeniden geliyor ve yaşamımızı olumsuz etkiliyor.
Hâlâ çevremizde maske takmayan, sosyal mesafeye uymayan sorumsuz insanlar görüyoruz. İşyerlerinin çoğunda da kurallara uyulmuyor.
Kendimiz ne kadar bu kurallara uysak da, çevremizdekilerin sorumsuz davranışları bizim çabalarımızı da boşa çıkarıyor.
Burada en büyük görev şüphesiz yerel yönetimlere düşüyor.
Yerel yönetimler bu dönemde toplanma gerektiren etkinliklerden kaçınması
gerekirken, maalesef çeşitli eğlence, gösteri, gezi, söyleşi gibi şu zamanda gereği ve anlamı olmayan etkinliklerde sosyal mesafe kuralının çiğnenmesine yol açıyorlar.
Herhalde pandemi süresince halkımız sağlığını ve yaşamını bu tür etkinliklere tercih etmelidir; edecektir. Bu tür toplantıların halk sağlığını tehdit eden bir sorumsuzluk olduğu her fırsatta hatırlatılmalıdır.
“Sosyal Belediyecilik” gereğince Belediyeler sanat ve kültüre önem veriyorlar; bu doğrudur ve övgüye değer bir durumdur. Fakat bu, döneme ve koşullara göre programlanmalıdır. Şimdi halkımızın sağlık, yaşam ve geçinme mücadelesi verdiği bir dönemde bu çalışmalara ara verilmeli, etkinlikler ertelenmelidir.
* * *
Yerel yönetimlerin yapması gereken önemli diğer konu da, bu dönemde işini kaybeden, ekonomik açıdan zor duruma düşen insanlarımıza yardımcı olmaktır.
Burada özellikle ekmek fabrikası ve aşevleri daha yoğun çalıştırılabilir.
Çorba projesi daha geniş çapta yaygınlaştırılabilir.
Erzak yardımı arttırılabilir. İşsiz kalanlara geçici iş imkanı sağlanması için yapılabilecek projeler araştırılır.
Yaz boyu süren sahildeki müzik eğlenceleri(?) de maalesef salgının yoğunluğu arttırmıştı.
Belediye ancak valiliğin yasaklaması ile sahil eğlencelerine son verdi.
Zaten kente hiçbir katkı sağlamayan, kentin milyonlarca lirasına mal olan Uluslararası Müzik Festivali de, ancak artan tepkiler sonrasında, zoraki iptal edilebildi!
Bu tür festival ve eğlencelere harcanacak para ihtiyaçlı kimselere dağıtılabilir.
Bunca sabır, emek, kısıtlama ve sağlık çalışanlarımızın ölüme karşı verdikleri cansiperane çabayla gelinen noktadan geriye düşmemek için, toplumsal saygının da bir gereği olan çok basit kurallara uymak bir vicdan, ahlak ve insanlık gereğidir.
Umarım Belediyelerimiz de yararsız ve sağlık maliyeti yüksek olabilecek gereksiz etkinliklerden vazgeçerler.
Kişisel olarak da basit kurallara dikkat ederek, kendimizi ve çevremizi korumak gibi bir toplumsal sorumluluğumuz vardır. Okula giden yavrularımız, kronik hastalarımız, belli bir yaşın üzerindeki hemşerilerimiz başta olmak üzere herkesin, hepimizin sağlığı, hayatı söz konusudur. Sön dönemde her saat başı 3 insanımızı kaybediyoruz. Maske takmayan arsız ve sorumsuz herkes, her ölümden sorumludur! Nasıl bir ahlâkî ve insanî vurdumduymazlıktır ki, çevredeki hemşeriler maske ve mesafeye dikkat ederken, kimileri arsız bir kayıtsızlık içinde dolaşabiliyor.
Sağlık çalışanlarımız, devletimiz ve özellikle de kurallara dikkatli insanlarımız bunca emek vererek pandemiyle mücadelede dünyaya örnek olduk. Gelin bundan sonrasında da aynı dikkat ve özeni gösterelim; artık aşı için gün sayılan şu dönemde daha fazla ölüme neden olmayalım.
İnançlarımız, değerlerimiz, insanlığımız böyle zor zamanlarda toplumsallığı öne çıkarır; bizler de Mersinli hemşeriler olarak bize yakışan sorumlulukla kurallara uyalım, kendimizi, sevdiklerimizi, birbirimizi koruyalım…
HARUN ARSLAN.....27 Ekim 2020