Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Çin’in Batı’ya Açılan Kapısı

“ Bilgili yanılmaz, klavuzlu yolunu şaşırmaz” Uygur Atasözü   Ekonomi; yeryüzünü değiştiren, dönüştüren bir faktördür. ‘Kelebek etkisi’ metaforunu bilirsiniz. Yeryüzünün herhangi bir yerinde bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın bir diğer ucunda büyük bir fırtınaya yol açabilir düşüncesi- dünyada gerçekleşen ekonomik, ekolojik, siyasi gelişmelere de pekala uyarlanabilir. Bu düşünce, dünyada her şeyin birbiri ile ne kadar iç içe geçmiş ve ilintili olduğuna yönelik güzel bir örnektir. Dünyanın gündemindeki ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ de ağırlıkla ekonomi ile alakalıdır ve taşıdığı potansiyel bakımdan dünyayı değiştirecek güce sahiptir.   Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin’in Batı’ya açılan kapısıdır. Jeostratejik bakımdan Bir Kuşak Bir Yol girişiminin kalbidir. Bölgenin bir diğer önemiyse, Türkiye ile Çin arasında bir köprü vazifesi görmesidir. Sincan; kültürel ve tarihsel bağlar sebebiyle iki ülke arasında bir gönül köprüsüdür.   Günümüzde ekonomik faaliyetlere hız konusu çok eklemlidir. Dünyada tedarik zinciri çeşitlendikçe, ürünü temin ettiğiniz ülke kadar, teslimat hızı ve ederi oldukça belirleyicidir. Çin, başta ucuz işgücü sebebiyle dünya pazarını büyük ölçüde ele geçirdi. Ancak Çin’in Avrupa ve Orta Doğu bölgelerine uzaklığı teslimat süreleri bakımından sıkıntı yaratan ve rekabetçi özelliğini baltalayan niteliktedir. İşte Çin bu engeli, Kuşak Yol projesiyle aşmak derdindedir.   Geçmişteki tarihi İpek Yolu adeta yeniden canlanacaktır. Deniz ticaret yollarının keşfi ve kontrolü, kara yolu üzerindeki İpek Yolu’nun önemini kaybettirmiştir. Öyle ki Osmanlı İmparatorluğunun gerilemesi ve zayıflamasının nedenleri arasında İpek Yolu’nun işlevini yitirmesi de sayılmaktadır. Okyanuslara açılmayı ihmal eden Osmanlı, böylece ticari bir üstünlüğü de kaybetmiştir. Bu süreci günümüze uyarladığınızda, deniz ticaret yollarını devasa  askeri güç ile kontrol eden ABD, ticaretin önemli kısmının yeniden modern İpek Yolu da denen Bir Kuşak Bir Yol’a kaydığında, ekonomik bakımdan güç kaybedecek anlamı çıkar.    Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin merkezi hükümetine bağlı olarak 1955 yılında, bizim Doğu Türkistan diye tanımladığımız coğrafyada, Çin’in kuzey batısında yer alan bölgede kuruldu. Sincan’da farklı etnik gruplar yaşamaktadır. Çoğunlukla Çinlilere göre Çin Uygurları, bizim tabirimiz ile de Uygur Türklerinin yaşadığı bölgedir ve önemi; Kuşak Yol projesinin Batı’ya açılan kapısı olması nedeniyle iyice artmıştır. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, merkezi Asya ülkeleri ile komşudur. Zengin doğal kaynakları vardır. Diğer taraftan Uygur Müslümanları ile Çinliler arasındaki etnik ve din merkezli sorun alanları varlığını korumaktadır. Bölgenin giderek kalkınması Çin’in diğer bölgelerinden oraya göçü arttırmıştır. Bu da etnik tansiyonun yükselmesine neden olmuştur.    24 milyon nüfusa sahip bölgede etnik açıdan yüzde 48 Uygurlar, yüzde 36.5 oranında ise Çinliler yaşamaktadır. Bölge kurulduğundan bu tarafa büyük bir atılım içerisindedir ve 66 senede kişi başı düşen gelir 300 kat artmıştır. Sincan bölgesinin ekonomik ve coğrafi değeri arttıkça, bölgeye olan ilgi de doğal olarak artmaktadır.   Başta ABD,  emperyalist ülkeler çıkarlarının devamını diğer ülke ve halklar arasına saçtıkları istikrarsızlıkla pekiştirmek devam ettirmek arzusundadırlar ve bunda da gayet başarılı oldukları söylenebilir. Kuşak Yol projesinden 65 ülke fayda görecektir. Ancak ABD projeden zarar görecek ülkedir. Bu açıdan baktığınızda proje üzerinde yer alan ülkeler hedeftedir ve terör, iç savaş gibi türlü araçlarla istikrarsızlaştırma politikaları uygulanmaktadır.    Türkiye ile Çin Kuşak Yol’da iki önemli ortaktır. İki ülke de refahları için ayrılıkçı teröre karşı ortak mücadele etmek durumundadır. Sincan Uygur Bölgesindeki huzursuzluk ortamını, bölgemizdeki Kürdistan kurma çabalarına benzetmek mümkündür. Avrasya bölgesinin bu iki ‘sorunlu’ bölgesinin odağında ABD’nin strateji ve siyaseti vardır. Nasıl ki bugün Avrupa ve ABD’de; Türkiye’nin Kürt vatandaşlara uyguladığı bir soykırım yalanı, beşinci kol faaliyetleri desteğinde, çeşitli düzmece görsellerle yayılmakta taraftar bulmakta ise; benzer bir çalışma faaliyeti de Sincan Uygur Bölgesi için yapılmakta olup; Türkiye’ye Kürt vatandaşlara uygulanan sözde mezalim üzerinden ve Çin’e de Uygur Türklerine yapıldığı pompalanan mezalim üzerinden, her iki ülkeye çeşitli yaptırımlar gündemdedir.   Türkiye ve Çin bu haliyle ABD’nin hedefindedir. Kuşak Yol projesinden en karlı çıkacaklar arasında Uygurlar vardır. Sincan’dan Anadolu’ya uzanacak yeni İpek Yolu; ABD’ye rağmen Avrasya kadim milletlerinin barışı ve refahına hizmet etmeye adaydır.       .  
Ekleme Tarihi: 28 Aralık 2020 - Pazartesi

Çin’in Batı’ya Açılan Kapısı

“ Bilgili yanılmaz, klavuzlu yolunu şaşırmaz” Uygur Atasözü

  Ekonomi; yeryüzünü değiştiren, dönüştüren bir faktördür. ‘Kelebek etkisi’ metaforunu bilirsiniz. Yeryüzünün herhangi bir yerinde bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın bir diğer ucunda büyük bir fırtınaya yol açabilir düşüncesi- dünyada gerçekleşen ekonomik, ekolojik, siyasi gelişmelere de pekala uyarlanabilir. Bu düşünce, dünyada her şeyin birbiri ile ne kadar iç içe geçmiş ve ilintili olduğuna yönelik güzel bir örnektir. Dünyanın gündemindeki ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ de ağırlıkla ekonomi ile alakalıdır ve taşıdığı potansiyel bakımdan dünyayı değiştirecek güce sahiptir.

  Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin’in Batı’ya açılan kapısıdır. Jeostratejik bakımdan Bir Kuşak Bir Yol girişiminin kalbidir. Bölgenin bir diğer önemiyse, Türkiye ile Çin arasında bir köprü vazifesi görmesidir. Sincan; kültürel ve tarihsel bağlar sebebiyle iki ülke arasında bir gönül köprüsüdür.

  Günümüzde ekonomik faaliyetlere hız konusu çok eklemlidir. Dünyada tedarik zinciri çeşitlendikçe, ürünü temin ettiğiniz ülke kadar, teslimat hızı ve ederi oldukça belirleyicidir. Çin, başta ucuz işgücü sebebiyle dünya pazarını büyük ölçüde ele geçirdi. Ancak Çin’in Avrupa ve Orta Doğu bölgelerine uzaklığı teslimat süreleri bakımından sıkıntı yaratan ve rekabetçi özelliğini baltalayan niteliktedir. İşte Çin bu engeli, Kuşak Yol projesiyle aşmak derdindedir.

  Geçmişteki tarihi İpek Yolu adeta yeniden canlanacaktır. Deniz ticaret yollarının keşfi ve kontrolü, kara yolu üzerindeki İpek Yolu’nun önemini kaybettirmiştir. Öyle ki Osmanlı İmparatorluğunun gerilemesi ve zayıflamasının nedenleri arasında İpek Yolu’nun işlevini yitirmesi de sayılmaktadır. Okyanuslara açılmayı ihmal eden Osmanlı, böylece ticari bir üstünlüğü de kaybetmiştir. Bu süreci günümüze uyarladığınızda, deniz ticaret yollarını devasa  askeri güç ile kontrol eden ABD, ticaretin önemli kısmının yeniden modern İpek Yolu da denen Bir Kuşak Bir Yol’a kaydığında, ekonomik bakımdan güç kaybedecek anlamı çıkar.

   Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin merkezi hükümetine bağlı olarak 1955 yılında, bizim Doğu Türkistan diye tanımladığımız coğrafyada, Çin’in kuzey batısında yer alan bölgede kuruldu. Sincan’da farklı etnik gruplar yaşamaktadır. Çoğunlukla Çinlilere göre Çin Uygurları, bizim tabirimiz ile de Uygur Türklerinin yaşadığı bölgedir ve önemi; Kuşak Yol projesinin Batı’ya açılan kapısı olması nedeniyle iyice artmıştır. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, merkezi Asya ülkeleri ile komşudur. Zengin doğal kaynakları vardır. Diğer taraftan Uygur Müslümanları ile Çinliler arasındaki etnik ve din merkezli sorun alanları varlığını korumaktadır. Bölgenin giderek kalkınması Çin’in diğer bölgelerinden oraya göçü arttırmıştır. Bu da etnik tansiyonun yükselmesine neden olmuştur. 

  24 milyon nüfusa sahip bölgede etnik açıdan yüzde 48 Uygurlar, yüzde 36.5 oranında ise Çinliler yaşamaktadır. Bölge kurulduğundan bu tarafa büyük bir atılım içerisindedir ve 66 senede kişi başı düşen gelir 300 kat artmıştır. Sincan bölgesinin ekonomik ve coğrafi değeri arttıkça, bölgeye olan ilgi de doğal olarak artmaktadır.

  Başta ABD,  emperyalist ülkeler çıkarlarının devamını diğer ülke ve halklar arasına saçtıkları istikrarsızlıkla pekiştirmek devam ettirmek arzusundadırlar ve bunda da gayet başarılı oldukları söylenebilir. Kuşak Yol projesinden 65 ülke fayda görecektir. Ancak ABD projeden zarar görecek ülkedir. Bu açıdan baktığınızda proje üzerinde yer alan ülkeler hedeftedir ve terör, iç savaş gibi türlü araçlarla istikrarsızlaştırma politikaları uygulanmaktadır. 

  Türkiye ile Çin Kuşak Yol’da iki önemli ortaktır. İki ülke de refahları için ayrılıkçı teröre karşı ortak mücadele etmek durumundadır. Sincan Uygur Bölgesindeki huzursuzluk ortamını, bölgemizdeki Kürdistan kurma çabalarına benzetmek mümkündür. Avrasya bölgesinin bu iki ‘sorunlu’ bölgesinin odağında ABD’nin strateji ve siyaseti vardır. Nasıl ki bugün Avrupa ve ABD’de; Türkiye’nin Kürt vatandaşlara uyguladığı bir soykırım yalanı, beşinci kol faaliyetleri desteğinde, çeşitli düzmece görsellerle yayılmakta taraftar bulmakta ise; benzer bir çalışma faaliyeti de Sincan Uygur Bölgesi için yapılmakta olup; Türkiye’ye Kürt vatandaşlara uygulanan sözde mezalim üzerinden ve Çin’e de Uygur Türklerine yapıldığı pompalanan mezalim üzerinden, her iki ülkeye çeşitli yaptırımlar gündemdedir.

  Türkiye ve Çin bu haliyle ABD’nin hedefindedir. Kuşak Yol projesinden en karlı çıkacaklar arasında Uygurlar vardır. Sincan’dan Anadolu’ya uzanacak yeni İpek Yolu; ABD’ye rağmen Avrasya kadim milletlerinin barışı ve refahına hizmet etmeye adaydır.

 

 

 

.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.