Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Güç Ve Kaynak Transferi

“Yarın; çok geç olmakla meşhurdur”     Enflasyon iktisadi anlamda ‘fiyatların toptan yükselişi ve para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreç’ diye anlatılsa da bir başka ve yabana atılmaması gereken anlamı daha vardır. Orada der ki; ‘enflasyon, geniş halk katmanlarının sermayedar kesime parasal kaynak aktarımıdır.’ Bu tarif ilkine göre daha anlaşılır ve yerinde bir tabirdir ve tecrübelerle de sabittir. Çünkü enflasyonist ortamda dar ve sabit gelirli sıkıntıya düşerken, para sahipleri zenginliklerine, zenginlik katar.   Malum, salgın süreci içindeyiz ve bu sürecin nerede duracağı belli değil. Salgın döneminde o kadar çok şey yazıldı, söylendi ki neredeyse bunları tasnif edemeyecek büyüklüğe ulaştı. Çıkış nedenlerinden, bıraktığı etkilere, gerçek olup olmadığından, kime yarayıp yaramadığına, komplo teorilerine kadar yelpaze oldukça geniş…Bir meseleyi anlamanın mutlaka birçok yolu vardır. Ama rakamlar da bir mesele hakkında oldukça önemli veriler sunar. Salgın sürecine rakamlar aracılığıyla baktığınızda önünüze yığınla veri yığılır…   Şimdi ‘salgın şudur budur’ diye herkesin bir anlatımı, değerlendirmesi vardır ve de bu; çok yanlış sayılmaz. Çünkü herkes meseleye bulunduğu yerden bakar. İşini kaybeden bir dershaneci ile ya da lokantacı ile bilişim ürünleri satan veya temizlik maddeleri pazarlayan aynı açıdan bakmaz salgına. Yakınını salgına kurban verenle, ağır bir hastalık dönemi yaşayanla, salgın boyunca ciddi bir rahatsızlık geçirmeyen salgına değişik açılardan yaklaşır.   Fakat makro ölçekte baktığınızda orada daha farklı ve ‘normal ölümlülerin’ görmediği bilmediği durumlarla karşılaşırsınız. Salgın süresince sosyal medyanın ve internet temelli ticari faaliyet yürüten küresel şirketlerin ekonomik büyüme performansları ve ulaştıkları büyüklük dikkat çekici boyutlara ulaştı. Öyle ki bu şirketler birçok devletin GSYH’sının önüne geçti. Bu da doğal olarak ulus-devletler ve teknoloji şirketleri arasında bir güç mücadelesi başlattı.   Aşağıda vereceğim rakamlar ışığında da denilebilir ki salgın küresel boyutta uluslar arası teknoloji şirketleri lehine bir güç ve kaynak transferidir. Kısaca gücün ve kaynakların devletlerden alınarak, uluslar arası şirketlere devridir. Yukarıda verdiğim enflasyon örneği buna çok benzerdir. Nasıl enflasyon hastalıklı bir yapı ise ve geniş kitleleri mağdur eden ama güçlü ve zengin kesimlere kaynak transferi sağlayan bir süreç ise; virüs hastalığı da küresel ölçekte benzer bir etki bırakıyor…   Dijital dünya devleti tasavvur edenler bunu, teknoloji şirketleri üzerinden daha hızlı ve kolay gerçekleştirir. Bırakın sadece uzaktan eğitimi ya da işi. Olay daha kapsamlı ve derin…   Örneğin, yüz tanıma sistemi kimlik kartlarını, pasaportları ve hatta sınırları geçersiz kılar. Örneğin, dijital para devreye girdiğinde devletlerin para üzerindeki egemenlik hakkı biter. Örneğin, yapay zeka aracılığı ile sunulan yargı sistemi ve blockchain tabanlı tüm uygulamalar, devletlerin etkisini azaltan nitelikler barındırır.   O bakımdan hiçbir egemen devlet haklarından, imtiyazlarından vazgeçmek istemez. Ancak teknoloji devleri her açıdan o denli güçlenir ki ulus-devletler onlarla mücadele etmede yetersiz kalır. Bunun en somut örneği ABD seçimlerinde görüldü. Dijital dünya sistemi karşıtı Trump; gönderildi. Öyle ki dünyanın en güçlü adamı saydığımız ABD başkanının sesi kısıldı. twitter paylaşımları kaldırıldı, erişimi engellendi. Şimdi bi düşünelim ABD başkanına bunu yapan güç; sıradan insanlara neler neler yapar. Ulus-devletler tekelcilik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve vergi vb. üzerinden dev teknoloji şirketlerini kontrol altına almak isteseler de uzun vadede kaybedecekleri kesine yakındır.  Yakın gelecekte kendilerine direnen hükümetleri alaşağı edecekleri kuvvetle muhtemeldir.   2050 yılı dünyasını 6 dev tekelleşmiş dünya şirketinin yöneteceği varsayımı, çok uzak bir öngörü mü acaba?   İnternet temelli teknolojilerle faaliyet yürüten şirketlerin muazzam ekonomik büyüklükleri ve devletlerin GSYH’ları: Apple 1.6 trilyon dolar- Amazon 1.5 trilyon- Microsoft 1.27 trilyon- Google 1.1trilyon- Facebook 700 milyar dolar- Alibaba 500 milyar dolar piyasa değeri. Ülkeler; ABD 20.54 trilyon dolar- Çin 13.61 trilyon- Almanya 3.9 trilyon- Fransa 2.77 trilyon- Hindistan 2.72 trilyon- Rusya 1.7 trilyon- Arjantin 578 milyar dolar- Güney Afrika 372 milyar dolar GSYH oranları dikkate alındığında; söz konusu şirketlerin artan gücü daha iyi anlaşılacaktır.             
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2021 - Pazartesi

Güç Ve Kaynak Transferi

“Yarın; çok geç olmakla meşhurdur”

 

  Enflasyon iktisadi anlamda ‘fiyatların toptan yükselişi ve para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreç’ diye anlatılsa da bir başka ve yabana atılmaması gereken anlamı daha vardır. Orada der ki; ‘enflasyon, geniş halk katmanlarının sermayedar kesime parasal kaynak aktarımıdır.’ Bu tarif ilkine göre daha anlaşılır ve yerinde bir tabirdir ve tecrübelerle de sabittir. Çünkü enflasyonist ortamda dar ve sabit gelirli sıkıntıya düşerken, para sahipleri zenginliklerine, zenginlik katar.

  Malum, salgın süreci içindeyiz ve bu sürecin nerede duracağı belli değil. Salgın döneminde o kadar çok şey yazıldı, söylendi ki neredeyse bunları tasnif edemeyecek büyüklüğe ulaştı. Çıkış nedenlerinden, bıraktığı etkilere, gerçek olup olmadığından, kime yarayıp yaramadığına, komplo teorilerine kadar yelpaze oldukça geniş…Bir meseleyi anlamanın mutlaka birçok yolu vardır. Ama rakamlar da bir mesele hakkında oldukça önemli veriler sunar. Salgın sürecine rakamlar aracılığıyla baktığınızda önünüze yığınla veri yığılır…

  Şimdi ‘salgın şudur budur’ diye herkesin bir anlatımı, değerlendirmesi vardır ve de bu; çok yanlış sayılmaz. Çünkü herkes meseleye bulunduğu yerden bakar. İşini kaybeden bir dershaneci ile ya da lokantacı ile bilişim ürünleri satan veya temizlik maddeleri pazarlayan aynı açıdan bakmaz salgına. Yakınını salgına kurban verenle, ağır bir hastalık dönemi yaşayanla, salgın boyunca ciddi bir rahatsızlık geçirmeyen salgına değişik açılardan yaklaşır.

  Fakat makro ölçekte baktığınızda orada daha farklı ve ‘normal ölümlülerin’ görmediği bilmediği durumlarla karşılaşırsınız. Salgın süresince sosyal medyanın ve internet temelli ticari faaliyet yürüten küresel şirketlerin ekonomik büyüme performansları ve ulaştıkları büyüklük dikkat çekici boyutlara ulaştı. Öyle ki bu şirketler birçok devletin GSYH’sının önüne geçti. Bu da doğal olarak ulus-devletler ve teknoloji şirketleri arasında bir güç mücadelesi başlattı.

  Aşağıda vereceğim rakamlar ışığında da denilebilir ki salgın küresel boyutta uluslar arası teknoloji şirketleri lehine bir güç ve kaynak transferidir. Kısaca gücün ve kaynakların devletlerden alınarak, uluslar arası şirketlere devridir. Yukarıda verdiğim enflasyon örneği buna çok benzerdir. Nasıl enflasyon hastalıklı bir yapı ise ve geniş kitleleri mağdur eden ama güçlü ve zengin kesimlere kaynak transferi sağlayan bir süreç ise; virüs hastalığı da küresel ölçekte benzer bir etki bırakıyor…

  Dijital dünya devleti tasavvur edenler bunu, teknoloji şirketleri üzerinden daha hızlı ve kolay gerçekleştirir. Bırakın sadece uzaktan eğitimi ya da işi. Olay daha kapsamlı ve derin…   Örneğin, yüz tanıma sistemi kimlik kartlarını, pasaportları ve hatta sınırları geçersiz kılar. Örneğin, dijital para devreye girdiğinde devletlerin para üzerindeki egemenlik hakkı biter. Örneğin, yapay zeka aracılığı ile sunulan yargı sistemi ve blockchain tabanlı tüm uygulamalar, devletlerin etkisini azaltan nitelikler barındırır.

  O bakımdan hiçbir egemen devlet haklarından, imtiyazlarından vazgeçmek istemez. Ancak teknoloji devleri her açıdan o denli güçlenir ki ulus-devletler onlarla mücadele etmede yetersiz kalır. Bunun en somut örneği ABD seçimlerinde görüldü. Dijital dünya sistemi karşıtı Trump; gönderildi. Öyle ki dünyanın en güçlü adamı saydığımız ABD başkanının sesi kısıldı. twitter paylaşımları kaldırıldı, erişimi engellendi. Şimdi bi düşünelim ABD başkanına bunu yapan güç; sıradan insanlara neler neler yapar. Ulus-devletler tekelcilik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve vergi vb. üzerinden dev teknoloji şirketlerini kontrol altına almak isteseler de uzun vadede kaybedecekleri kesine yakındır.  Yakın gelecekte kendilerine direnen hükümetleri alaşağı edecekleri kuvvetle muhtemeldir.

  2050 yılı dünyasını 6 dev tekelleşmiş dünya şirketinin yöneteceği varsayımı, çok uzak bir öngörü mü acaba?

  İnternet temelli teknolojilerle faaliyet yürüten şirketlerin muazzam ekonomik büyüklükleri ve devletlerin GSYH’ları:

Apple 1.6 trilyon dolar- Amazon 1.5 trilyon- Microsoft 1.27 trilyon- Google 1.1trilyon- Facebook 700 milyar dolar- Alibaba 500 milyar dolar piyasa değeri. Ülkeler; ABD 20.54 trilyon dolar- Çin 13.61 trilyon- Almanya 3.9 trilyon- Fransa 2.77 trilyon- Hindistan 2.72 trilyon- Rusya 1.7 trilyon- Arjantin 578 milyar dolar- Güney Afrika 372 milyar dolar GSYH oranları dikkate alındığında; söz konusu şirketlerin artan gücü daha iyi anlaşılacaktır.

 

          

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.