40 yıla yakın bir süre Mersin’de ticaret yaptım.
Şirketlerim oldu. Vergi sıralamasında bazı yıllar ilk 100 içerisine girdim.
MTSO üyesi olarak bu süre de, odaya tüm aidatlarımı zamanında yatırdım.
Tüm kurumlarla ilgili olumlu ilişkiler içerisinde, onların basın haberlerini alıyor, kentle ilgili köşe yazıları yazıyor, bazı yayın kurumlarında danışmanlık hizmeti veriyor ve internet sitelerinde haber yayımlayan çalışmalar yapıyorum.
Son 12 yıldır haber alamadığım, ilişki kuramadığım tek kurum Mersin Ticaret ve Sanayi Odası!
Hem bir iş adamı, hem de kentle ilgili yazı yazan bir kişi olarak belki de en başta Mersin’in bu en önemli kurumu MTSO’dan haber alması gereken kişiyim.
Önceki yönetimin çalışmalarını, ya da başka bir deyişle, çalışmamalarını eleştiren yazılarım dolayısıyla yönetimin tepkisini çektim.
Hakkımda basında ve sosyal medyada bu grubun, çevresinin ve destekçilerinin çeşitli saldırılarına, karalama kampanyalarına maruz kaldım.
40 yıllık ticari ve sosyal hayatımı, Mersin için yaptıklarımı, çalışmalarımı duyarlı ve vicdan sahibi Mersinliler iyi bilir.
Yeni MTSO yönetimi Başkanı Sn. Ayhan Kızıltan uzlaşıcı kişiliği, hoşgörülü yapısı, dost ve abi rolü ile bir şans olarak odanın başındadır.
Diyaloğa açık bir kişidir; kendisi ile sık sık sohbet etme fırsatı buldum.
Her karşılaşmamızda MTSO’dan bilgi alamadığım, basın listesinde çıkarıldığım konusunu kendisine ilettim. Her seferinde ilgi gösterdi, anında gerekli yerleri arayarak talimat verdi. Maalesef Başkan’ın talimatına rağmen bu sıkıntının çözümü bir türlü gerçekleşmedi.
Burada Mersin içindeki kurumların çok önemli, hayati bir sorunu ortaya çıkıyor.
Kurum içinde kraldan çok kralcı anlayışta, kendi başlarına buyruk bir sistem oluşuyor ve bu kurumlara zarar veriyor.
Daha kısa bir zaman önce Büyükşehir Belediyesi’nde Merkezi Hükümetle ilişkileri de olumlu yönde etkileyecek Kıbrıs ile ilgili hazırladığım bir projenin nasıl Belediye içindeki bir güç tarafından engellendiğini ibretle izledim.
Yine yıllarca deniz kenti Mersin’e katkısı olamayan Mersin Deniz Ticaret Odası’nı ve içindeki etkileyici gücü biliyoruz.
Yine yıllardır ” AVM’ leri kaldıracağız” demeci veren bir Esnaf Odası ‘nı izliyoruz.
Aslında Mersin’de bu örnekleri artırabiliriz.
Koltuğa yapışan Başkanlar, kurumların içinde uzun yıllar sonunda yerleşen iç güçler, Mersin’e faydası olmayan hatta zarar veren kurumlar ve iç oluşumlar…
Kurumların içindeki bu dirençli kabuğu, devletteki vesayetçi yapılara benzetiyorum: Siyasal partiler düzeyinde hükümetler değişse de,” hükümleri “ devam eden bürokratik bir kabuktur bunlar; kısmen devletin işleyişine bilgi düzeyinde sahiptirler ve bunu bir fırsata çevirme konusunda kaşarlıdırlar.
Siyasi hava uygun olduğunda da açıktan politik tavır almak üzere sinsi bir bekleyiş içindedirler.
Kurumsal yapılarda da benzer bir dirençli kabuk yönetim vardır; başkan değişse de bu kabuk büyük ölçüde kendini korumayı bilir ve zaman içinde bir dip akıntı olarak kendi hükümlerini yürütürler.
Büyükşehir Belediyesinde çok somut olarak tecrübe ettiğim bu yapının bir benzeri, MTSO bünyesinde de varlığını hissettiriyor; nitekim, bire bir ilişki kurmakta ve gerekli çözüm için onayını almakta zorlanmadığım Sn. Kızıltan’a rağmen, bir görünmez el bildiğini okuyor!
Sorun da son derece basit ve doğrudan bir kent yazarının ( öncesinde ise bir üyenin) kurumdan, olağan koşullarda servis edilen haberleri alma isteğidir.
Yukarda da not ettim; bu tıkız yapılanma yaygındır ve kurumsal yapıların seviye kazanmasını engellemektedir.
Şimdilik, kentin en önemli oluşumu ( kalbi) denebilecek MTSO’da kalalım.
HARUN ARSLAN......27 Ağustos 2021