MESİAD’ın 30. Kuruluş Yılı, görkemli bir törenle kutlandı.
Kent protokolünün çoğunluğu, her yıl olduğu gibi kutlamaya katıldı.
Kentin tüm dinamikleri, iş adamları, STK başkanları oradaydı.
Neredeyse katılanların tümü birer plaket aldı; kimileri de birden fazla plaket aldı ve bazıları da birbirlerine plaket verdi.
Özetle; çok uzun bir plaket alışverişi töreni sürdü.
Mersin’li plaket alan başarılı hemşerilerimizle gurur duyduk.
Ne kadar büyük başarılar(!) elde edildiğini hayranlıkla izledik.
* * *
MESİAD Başkanı’nın konuşmasında Mersin’de yapılan tüm projelere her zamanki gibi MESİAD’ın “öncülük” yaptığını “bir kez daha” öğrendik.
MESİAD yöneticileri daha öncede bütün projelerde ilk kıvılcımı MESİAD’ın çaktığını söylerlerdi.
Burada da MESİAD Başkanı tek tek Mersin’in projelerini saydı, hepsine öncülük ettiklerini vurgulayarak söyledi ( oysa hepsi Devlet projeleriydi).
MESİAD ile ilgili daha önce de birçok yazımda belirttiğim fikrimi yinelemem gerekiyor:
Her devir teslim töreninde yaptıkları çalışmaları anlatan bir film gösterirler.
Mersin’deki neredeyse tüm projelerin fikir babası olduklarını, ilk kendilerinin bu fikirleri ortaya attığını anlatırlar.
Mersin’e mutlaka bilmediğimiz birçok faydaları olmuştur; ama ben özellikle kendi yaptıkları, akılda kalan ve gerçekleşen bir proje hatırlamıyorum!
Bana göre bugün Mersin’in en hayati projesi MESİAD Başkanı’nın da öncelikli olarak söz ettiği Çukurova Havalimanı’dır.
Şimdi geriye dönüp hafızamızı zorlayalım:
*Havalimanı ilk ilan edildiği zaman ilk karşı çıkan 3 oluşumdan biri MESİAD idi !
Verimli tarım arazisi olduğundan ve yılda dönümünden 1200 kilo mısır elde edileceğinden, Havalimanı Projesine karşı çıktılar.
*Daha sonra “Çukurova Havalimanı Nereye yapılsın ?” diye hiç de gerekli olmayan bir anket çalışması yaptılar.
Anket sonucunda 82 ile Adana çıktı. Yani bir Mersin Sivil Toplum Örgütünün yaptığı ankette Havalimanı’nın Adana öncelikli yapılması ortaya çıktı.
Burada yapılmak isteneni ve ortaya konan mantığı o zaman anlayamamıştım; hâlâ da anlamış değilim.
*2009 yılı Dünya St. Paul yılı ilan ediliyor.
MESİAD Tarsus’taki St. Paul kilisesinin ibadete açılması fikrini ortaya atıyor.
*MESİAD’ın önemli projelerinde biri de ‘Nazım Hikmet’in Mezarını Mersin’e getirme”projesiydi.
Oysa ben Nazım Hikmet’in mezarını Moskova’da ziyaret etmiş, mezarın sadeliğine ve düzenine hayran kalmıştım ve gösterilen saygı ve sevgiden gururlanmıştım.
Büyük şairimizin güzel günlerini geçirdiği, değerli bulduğu ülkeden acı çektiği, haksızlıklara uğradığı ülkeye getirileceği ayrı konu; zaten imkansız olduğu da çok açık olan bir olaydı.
Ama böyle ucuz, popülizm kokan bir gereksiz hamle üzerinden imaj çalışması yapılmıştı.
*Akdeniz Oyunlarının yapıldığı dönemde MESİAD’ın bir ‘’Olimpiyatlar Kurulu’’ oluşturduğunu hatırlıyoruz. Bunu hangi sıfatla ve ne düşünerek yaptıklarını da hâlâ anlayabilmiş değilim.
Ayrıca Mersin’de yapılacak Akdeniz Oyunlarını “Adana ile ortak yapma” fikrini ortaya attılar! Sebep ne idi? Mersin’in tek başına başarısız olacağı düşünüldü ise, organizasyonda ortaya çıkan uluslararası başarı sonrasında, Mersin kamuoyu karşısında ne duruma düştüler!
*MESİAD Japonya’da ki depremden sonra, Japonsuz Mersin Japon Derneğine geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Japonya için yardım toplama ve Japonya’ya geçmiş olsun ziyareti yapma fikrini ortaya attılar. Gereksiz, yararsız bir Show !
*MESİAD ın “Kabotaj Bayramı, “Anneler Günü” gibi etkinliklerde adeta resmi bir kurum gibi kutlamalar yaptığını hatırlıyorum.
Yine ilgisiz bir reklam çalışması!
*Üyelerinin tamamının ortak görüşte olamayacağı siyasi yorumları, faaliyet raporlarındaki siyasi haberleri, kent içi kurumları ( aman ilişkiler zarar görmesin diye) eleştirmemeleri, kurumsal kimlikten çok kişilerin kendilerini öne çıkarmalarını yazılarımda eleştirmiştim.
*MESİAD’ ın ülke ekonomisine ve Mersin’e katkı sağlayacak, büyük istihdam sağlayacak yatırımlarda tarafsız olması gerekirdi.
Maalesef, Nükleer Santral, Balık Çiftlikleri gibi yatırımlara, Mersin’e hakim olan kirli politik hesaplar içinde, prestiji yerlerde sürünen çevrecilik anlayışına (mahalle baskısı !) uyarak karşı çıktılar!
Şimdi Nükleer Santral her şeye rağmen hızla gerçekleşiyor. Üzücüdür ki Mersin hariç birçok ilin Ticaret Odaları, Nükleer Santral ’in malzemelerini tedarik etmek için girişimde bulundu; Mersin dışında birçok işadamı bundan yararlanacak.
2 bin kişiye istihdam sağlayacak balık çiftlikleri de kuruluyor.
Peki Mersin? İSTEMEZÜK ! çığlıklarıyla ortalığa dökülenlerin verecekleri cevabı merak ediyorum.
* * *
MESİAD’ ın geçmiş son yönetimi Mersin için devrim sayılabilecek bir açıklamada bulunmuştu: İlk kez, Mersin’in neden gelişemediğini, kimlerin bu kentin gelişmesini engellediğini ve sebeplerini anlattılar.
Kenti geliştirmeyen mutlu azınlık ve onların küçük menfaatçileri tarafından her türlü kirli saldırıya maruz kalmalarına rağmen geri adım atmadılar.
Eleştiri özürlü insanlarımız MESİAD Başkanını yalnızca özel görüşmelerde desteklemekle kaldılar.
Bu cesur tavrı daha sonra göremedik.
MESİAD çok güçlü işadamlarından meydana geliyor. Özellikle çok deneyimli ve konularında başarılı olmuş insanlarla Mersin lobisi oluşturulması düşünülse de bu başarılamadı.
Maalesef 30 yıl içerisinde çok fikir üretmişler, çok konuşmuşlar ama kendi gayretleri ile kent ekonomisine katkı vermiş somut bir projeleri ve yaptırımları yoktur.
Basında ne kadar muhteşem ve başarılı bir 30. Yıl kutlaması olduğunu, ayrıntılı plaket töreni haberleri ve fotoğraflarla nasıl olsa basında göreceksiniz.
Benim için ise 30. yıl kutlamasında aklımda kalan ve yararlandığım, bilgi sahibi olduğum tek bölüm, Sn. Valimizin Mersin’de gerçekleşen projeleri ve bazı projelerin son durumunu anlatan konuşmasıydı.
3 milyar 260 milyon lira harcanarak yapılan 341 proje hakkında bizi aydınlatan ve bununla en azından törene bir anlam kazandıran Sn. Valimiz, uzun dönemde kalıcı olan, gerçekçi ve vizyoner yatırımların öngörülebilmesi açısından da, kişilere ve kurumlara adeta ders verdi.
MESİAD benzeri kurumsal yapılar, günlük siyasete alet olmadan, öncelikle üyelerin hizmet açıklarını telafi etmelidir. Bu ise zaten kendiliğinden kente ve ülkeye hizmet demektir. Bu konuda başarılı bir yöneticinin, siyaseten de parlak bir kariyeri olabilir; ama daha işin başında ilgili kurumsal yapıyı siyasi hesaplara alet edenleri anlamak mümkün değil! hele iktidarla zıtlaşarak, kent ve ülke faydasına olduğu açık olan projelere kirli siyaset rüzgarına kapılarak karşı çıkmak, yaşadığı kentin gelişimine damga vuracak her adımı çelmelemek nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Umarım, dilerim MESİAD ve benzer kurumsal yapılar ve ilgili yönetim iradeleri yakın geçmişin derslerine artık daha iyi çalışırlar.
Nesnel ölçüler içinde elbette değerli, kıymetli bir yapımız olan MESİAD’ın 30. Yılını ben de içtenlikle kutluyorum; bundan sonrası için üyelerine, kente ve ülkeye dönük verimli hizmetlerle dolu bir gelecek yanında, yapıcı eleştirel uyarılar karşısında olgun bir müzakere geleneği diliyorum.
Ülkemizin de, kentimizin de, kurumsal yapılarımızın ve insan olarak her birimizin de bu düşünsel sükûnete, olgunluğa ihtiyacımız var.