‘İnsan odaklı habercilik’
TRT Deutsch- TRT Almanca iki yaşında. Kanal, türlü engelleme çabalarına rağmen güvenilir bir haber kaynağı olarak ikinci yılını kutluyor. TRT Almanca ismi bana CNN Türk’ün Türkiye’ye geldiği yıllardaki tartışmayı anımsattı. CNN Türk ismi yerine kimi gazeteciler, CNN Türkçe isminin daha uygun düşeceği görüşünü atmışlardı ortaya. Bugünden geriye baktığımda kabul görmeyen önerinin doğruluğunu anlıyorum. TRT’de yabancı dillerle yayın yapan kanallara ‘TRT Arap, TRT Kürt veya TRT Alman’ dememişiz mesela.
Bir ülkenin gelişip büyümesi ekonomide olduğu kadar, kültürel sanatsal etkinliklere de bağlıdır. İmaj sorunu meselesi diye bir olgu var çünkü. Dış dünyadaki imajınız ne denli düzgünse, ürettiğiniz ürünlere ilgi artar. Daha fazla turist çekersiniz örneğin. Bu süreci biz Türkiye olarak ABD filmlerinden, dizilerinden etkilenerek deneyimledik. Batı hayranlığının kökeni bir bakıma onların dünyaya yaydıkları kültürel, sanatsal faaliyetlerle başlamıştır denilebilir.
Sekizinci uydumuz yörüngeye fırlatıldı. Avrupa’dan, Kuzey Afrika’ya, Orta Doğu’dan, Körfez ülkelerine, oradan Orta Asya içlerine değin, daha kapsamlı, hızlı ve net yayın yapma imkanına kavuştuk. TRT bir kamu kuruluşudur ve köklü, kaliteli bir yayıncılık geleneğine sahiptir. TRT yapımı belgeseller, diziler, haberler büyük etkiye ve bilgilendirme gücüne sahiptir.
TRT, Almanca kanalına ilaveten Arapça, Kürtçe, Rusça, Çince, Bulgarca,Yunanca, Sırpça, Farsça, İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, İngilizce gibi otuz ayrı dilde yayın yapmaktadır. Günümüzde algı, geçekliğin yerini almıştır. Gerçek dışı haberler algı yaratılarak servis edilmektedir. Türkiye birçok konuda gerçek dışı, kamuoylarını yanlış bilgilendiren yayınlarla karşı karşıyadır. İşte bu noktada TRT, bir boşluğu doldurarak kendi argümanlarını duyurabilmektedir.
TRT yayınlarının öncelikle ülke dışında yaşayan vatandaşlarımızı muhatap aldığı düşünülse de yayın yapılan ülke vatandaşları da TRT programlarına ilgi göstermektedirler. Bunu yayın yapılan ülkelerdeki geri dönüşlerden anlamak pekala mümkündür.
TRT Deutsch kanalı iki yıl öncesinde yayına geçti. Tabii bu biraz geç kalınmış bir yayın politikasıdır. Zira Almanya ülkemiz açısından çok önemlidir. Almanya Avrupa’nın en güçlü ülkesidir. Dünyanın 4. büyük ekonomisidir. Almanya Türkiye’nin en büyük ticari partneridir. Türkiye-Almanya ilişkileri eski ve sağlamdır. Kaldı ki Almanca yayınlar sadece Almanya ile sınırlı kalmıyor. Almanca konuşan diğer Avrupa ülkeleri ve halkları da bu hizmetten yararlanıyor.
Türkiye dışında, sayıca en fazla Türk vatandaşı Almanya’da yaşamaktadır. 3 milyon nüfusa sahiptir, Türkiye kökenliler. 1961 yılındaki Ankara Antlaşması ile Türklerin Almanya’ya göç yolculuğu başlamıştır. Aile birleşimi ve iltica edenlerle sayıları sürekli artmıştır. Bilhassa 12 Eylül uygulamaları birçok insanın Almanya’ya gitmesine vesile olmuştur.
Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli vatandaşların birçoğu Alman vatandaşlığına geçmiştir. Siyasi düşüncelerinden ve Türkiye’deki devlet karşıtı faaliyetlerinden dolayı terör örgütleri mensupları da yoğun biçimde Almanya’yı tercih etmişlerdir. Türkiye karşıtı Türk kökenliler Almanya’da etkinlerdir. Türkiye karşıtı gösteriler, yayınlar, lobicilik Alman kamuoyu üzerinde olumsuz yansımalara neden olmaktadır. Öyle ki yine aynı çevreler, TRT Deutsch’un yayın hayatına başlamasını engellemek için epey çaba göstermişlerdir. Bu çevreler Alman ırkçı örgütlerin propaganda noktasında işine yaramaktadır. Aşırı sağcı ırkçı Almanların, Türkiye’den kaçan sözde solcu, dinci kesimlerle aynı amaç altında bulunmaları da hayli ilginçtir.
TRT Almanca’nın yayın hayatındaki başarı ve etkisi Türkiye aleyhtarlarına verilecek iyi bir cevaptır.