‘Hayaller, hayatlara sığmaz’
Geçen yazımda ‘Ulaşım Medeniyettir’ başlığı altında demiryolları projelerinden bahsettim. Yazıda medeniyet ölçütlerinden birinin ulaşım olduğunu, ulaşımdan da daha çok, hızlı demiryolu ulaşımının anlaşılması gerektiğinden bahsettim. Ancak gelişmiş bir ülkede tüm çağdaş ulaşım hatlarının bulunması lazımdır. Karayollarına üvey evlat muamelesi yapmak çok doğru değildir ki geçen yazımda biraz öyle oldu sanırım.
Deniz, hava, kara ve demiryolları bir plan çerçevesinde, bütünlük içinde ve birbirini tamamlayacak şekilde yapılırsa bu, en idealidir. Gelişmiş ülkelerden Japonya, ABD, Almanya, Kanada bu katagoriye giren ülkelerdir. Türkiye’nin karayolu lojistik sektörünün büyüklüğü ve gücü herkesçe bilinmektedir.
Buna şimdilerde hava kargo taşımacılığı da eklemlenmektedir. Türk Hava Yolları hava kargo şirketiyle dünyada üst sıralardadır ve önü oldukça açıktır. Yapımına birçok insanın karşı çıktığı İstanbul havalimanı da Birleşik Arap Emirlikleri havalimanın ardından dünyada en yüksek yolcu kapasitesine ulaşan ikinci büyük havalimanı olmuştur. Üçüncü Amsterdam’ı ve dördüncü Frankfurt’u geride bırakmıştır.
Büyük dağın iki farklı yamacında yaşayan aynı ırktan kabileler, aynı dilin değişik lehçelerini konuşur. Onları değişik lehçelerle konuşmaya iten neden; ulaşım eksikliği sebebiyle oluşan iletişimsizliktir. Kültürlerin, dillerin, ticaretin gelişmesi için önemli unsur ulaşımdır. Milletlerin gelişmesine, zenginleşmesine doğrudan etki yapar.
Tarihin bilinen en uzun ve eski yollarından biri İpek Yoludur. Çin’den, İran, Anadolu üzerinden, Avrupa’ya kadar uzanır. Güzergahında medeniyetler, imparatorluklar kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün bir kısmını bu yola borçludur. Zira İpek Yolu önemini kaybedince ve ticaret daha çok denizyollarına kayınca, Osmanlı da gücünü kaybetmeye başlamıştır.
Şimdilerde tarihi İpek Yolu tekrar canlandırılmak istenmektedir. Türkiye bulunduğu eşsiz coğrafi konum bakımından bu yolun önemli bir bileşenidir ve orta koridor üzerinde bulunmaktadır. Türkiye’nin gayretli otoyol, köprü, tünel, demiryolu yatırımlarının ardında, İpek Yolu projesinin etkisini unutmamak gerekir. Normal şartlarda Çin’den, İngiltere’ye üç ay gibi bir zaman diliminde ulaşan ticari ürünler, orta koridor Türkiye üzerinden 12 günde ulaşabilecektir.
Alman basını Türkiye’nin bu çabalarını “Türkiye lojistik sektörünün süper gücü olma yolunda ilerliyor. 2003-2021 arasında Türkiye lojistik ve yol yapım ağlarına 172 milyar dolar para yatırdı” diyerek duyurdu. Haberde ayrıca İstanbul Kanalı’na da yer verilerek, kanalın Türkiye lojistik atılımının bir parçası olduğuna vurgu yapılmış. Devamla, Türkiye’nin şimdiki 217 olan liman sayısının 2053 yılında 255’e çıkaracağını, bugün 56 olan havaalanı sayısının da 61’e yükseleceği anlatılmış.
Ulaştırma ve lojistik ana planı kapsamında Türkiye’nin 2053 yılı ulaştırma vizyonu basına tanıtıldı. 2053’e kadar karayolu hizmet düzeyinin en üst seviyeye çıkarılarak ‘kesintisiz ve konforlu’ ulaşımın tesis edilmesi hedefleniyor. O tarihe kadar şimdiki otoyol ağı, 3 bin 633 km’den, 8 bin 325 km’ye, bölünmüş yol ağı da 28 bin 647 km’den, 38 bin 60 km’ye çıkacak. Doğu-Batı, Kuzey- Güney koridorunda stratejik projeler tamamlanacak, ulaşımda güvenlik ve konfor artacak.
İlimiz Mersin’i ilgilendiren projeler kısmında ise Mersin, Erdemli, Silifke, Taşucu otoyolu tamamlanacak. Alanya-Silifke otoyolu, Alanya’dan Antalya’ya uzanacak. Mersin –Antalya arası böylece hem duble yol hem de otoyol ile birbirine bağlanmış olacak.