“Lafın büyüklüğüne bakmayın, yetecek kadarını alın”
Ana Vatan ve Mavi Vatan kavramlarına bir yenisi daha eklendi Uzay Vatan. İnsan bir bölgeyi, coğrafyayı vatan bellemezse, orayı gerçekten sahiplenemez. Önümüzdeki süreçte uzayın bir rekabet ve çatışma alanı olacağı çok açık. Orada yer kapma yarışı çoktan başladı bile. Uzayı bir uydu çöplüğüne dönüştürme suçlaması ülkeler arasında sıkça yapılıyor. Elon Musk’ın uzayı binlerce uyduyla donatmak istemesi, rakip ülkelerin öfkesini çekiyor.
Türkiye çok geç kalmasına rağmen uzay yarışında ‘ben de varım’ dedi. Bununla ilgili 2017 yılında Türk Uzay Ajansı kuruldu ve 2021 yılında da ülkenin 10 yıllık uzay çalışma programı tanıtıldı. Orada konan hedefler belli kesimlerce alay konusu edildi. Bu küçümseme hali hemen söyleyeyim, gelişmiş ülkeler karşısında oluşan bir aşağılık kompleksidir ve maalesef ülkemizde milyonlarca kişide vardır.
Türkiye’nin önemli sorunlarından bir tanesi de gelişmiş ülkeler karşısında oluşan öğrenilmiş çaresizliktir. 2004 senesinde 5 kiloluk dronla yola çıkan Türkiye 15 senede iha, siha, tiha alanında dünyanın üç ülkesi arasına girmiştir. Eğer o günlerde birisi çıkıp “2022 yılında insansız hava araçları teknolojisinde dünyanın lider ülkelerinden biri olacağız” deseydi aynı kesim yine dalgasını geçerdi.
Türkiye’de anladığım kadarıyla şöyle bir görüş var: “Türkiye önce bir refah ülkesi olmalı daha sonra uzay veya diğer alanlarda büyük atılımlara girişmelidir.” Fakat bu adımları atmadan hedefleri koymadan nasıl bir refah ülkesi olunacak? Pakistan’ı ele alalım dünyanın en fakir ülkelerinden ama bir nükleer güçtür. Ya da Hindistan, gelir dağılımı çok bozuk bir ülke ama teknolojide, zenginlikte üst sıralarda. Rusya’yı düşünelim ABD’den 15 kat daha fakir olmasına rağmen ABD’ye kendi özgün silah sanayi sayesinde kafa tutabilmektedir. Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Türkiye son yirmi yılda ulaştırma ve haberleşme alanına 172 milyar dolarlık yatırım yapmıştır. Son bir yıl içinde de (Türksat 5A –Türksat 5B) iki önemli uyduyu uzaya gönderme başarısı göstermiştir. Türksat 5B’de ilk kez yerli ekipmanlar uzaya gönderilmiştir. 2022 senesinde Türkiye’nin uzaydaki uydu sayısı 8’e yükselecektir.
Türkiye gelecek yıl ilk milli ve yerli haberleşme uydusu olan Türksat 6A’yı uzaya göndermeyi planlıyor. Halihazırda uydunun entegrasyon ve test süreçleri devam etmektedir. Bu atılım ülkemizi haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer almasını sağlayacaktır. Hemen söylemekte yarar var. Uydu yapımı başka onu, fırlatma teknolojisi başkadır. Ülkemiz uydu üretme aşamasına gelmiştir ancak uyduyu yörüngeye taşıma konusunda henüz o kapasitede değildir. Ama o alanda da hızlı adımlar atılmaktadır.
Türkiye milli Türksat 6A’nın (haberleşme uydusu) yanı sıra İMECE adında gözlem uydusunun çalışmalarını da bitirmek üzeredir. İmece gözlem uydumuz, Türkiye’nin metre altı çözünürlüğe sahip uydusudur ve yapımında Tusaş, TürksatAŞ, Uset (Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi) Tübitak gibi kurumlar çalışmaktadır. İmece, 680 km yükseklikte görev yapacaktır ve fırlatma tarihi 15 Ocak 2023’tür.
Türkiye’nin kilogram başına ihracat değeri 1.5 dolar seviyesindedir. Ancak yüksek katma değerli ürünleri ihraç ettiğinizde bu rakam olağanüstü boyutlara ulaşmaktadır. Örneğin gözlem uyduları için üretilen yüksek çözünürlüklü kameralarda bu rakam kg başına 86 bin euro’dur. Türkiye bu alanda da ihracat fırsatları yakalamak istemektedir. Aselsan, Tusaş, Türksat AŞ yürüttükleri çalışmalarla Türkiye’nin uydu teknolojilerindeki iddiası güçlendiriyor. Bu amaçla Türkiye’nin öncü teknoloji şirketleri ile yakın temaslar ve işbirliği arayışları da aralıksız devam etmektedir.